eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Az Bulutlu
16°C
Ankara
16°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
17°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
12°C
Pazar Açık
16°C
Pazartesi Açık
19°C

Ufuk COŞKUN

1974 yılında Milas’ta doğdu. İdeolojik eğitim eleştirileri, insan hakları, güncel-politik ve temel sosyal sorunlara dönük kaleme aldığı çok sayıda makalesi bulunmaktadır. Makaleleri ulusal gazetelerin yanı sıra birçok internet sitesinde ve hakemli dergilerde yayımlanmıştır. Üniversitelerin ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin davetlisi olarak birçok yerde tebliğler sunan Coşkun benzer görüşlerini ulusal kanallarda da dile getirmiştir. Yayınlanmış iki kitabı bulunmaktadır. 1- Tek parti dönemi eğitim politikalarını eleştirel bir bakış açısıyla kaleme aldığı ve medeniyet perspektifli çözüm önerileri sunduğu “Kürdüm Doğruyum Çalışkanım” adlı kitap. Kaldırım Yayınları 2- Yeni Sömürgecilik ve Bağımsız Sivil Toplum Kültürü. Halen Milat Gazetesi’nde köşe yazarlığı yapmaktadır

    AK Parti, eğitimde bir kırılma yaşattı

    AK Parti öncesi Türkiye’deki eğitim sistemi buraya kadar izah etmeye çalıştığımız gibi tek parti döneminin ürettiği bir politikayla işlev görüyordu. Bu sistem, resmi ideolojinin/Kemalizm’in ağırlıklı olduğu, statükocu, militarist bir eğitim anlayışına dayanıyordu. Eğitim, darbe dönemlerinde de en çok müdahale edilen alanların başında geliyordu. Örneğin12 Eylül ve 28 Şubat döneminde generaller İmam Hatip okullarını engellemek maksadıyla 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitime geçilmesini sağlamışlardı. Benzer bir şekilde katsayı engeli konularak muhafazakâr, dindar ailelerin çocuklarının eğitim hakkı ihlal edilmişti. Müslüman bir ülkede kız öğrencilere başörtüsü yasağı konularak kız çocukların da eğitim hakları ellerinden alınmıştı. Kuran kursları için getirilen yaş sınırlamaları da bu döneme aittir. Okullarda inancı gereği başını örtmek isteyen öğretmenlere laiklik gerekçe gösterilerek yasak konulmuş ve binlerce öğretmen hakkında yasal işlem başlatılmıştı. Türkiye’de 1933 yılında çıkarılan bir yasayla yıllardır küçük çocuklara asker komutları eşliğinde “varlığım Türk varlığına armağan olsun” şeklinde ırkçı bir yemin metni ezberlettiriliyordu. Ayrıca lise öğrencilerine sadece askerlerin girdiği Milli Güvenlik adında bir ders okutuluyordu. Kürtçe dil yasağı, tek tip kıyafet uygulaması gibi eğitim hayatını yasaklara boğan ve eğitimi sadece mevcut statükonun korunması için kurgulayan bir anlayış hâkimdi. Tek parti döneminden AK Parti hükümetinin iktidar olduğu yıllara kadar başta Araplar, Ermeniler ve Kürtler olmak üzere tüm farklılıklar eğitim aracılığıyla dışlanıyor ve yok sayılıyorlardı.

     AK Parti’nin Türkiye’de darbeci sistemi tasfiye etmesi, sivil ve askeri vesayete karşı ürettiği sağlam politikalar ve en önemlisi başlattığı barış süreci ülkedeki yerleşik eski zihin algısını değiştirdi. Bu dönemde eskinin kalıplaşmış, yasakçı, tekçi ve farklılıkları dışlayan paradigması çöktü ve yeni bir inşa süreci başladı. Bu bakımdan eğitim alanında da ciddi bir kırılma yaşandı.

    Neler değişti?

    İmam Hatip okullarını engelleyen 8 yıllık kesintisiz eğitim yasası, 4+4+4 eğitim reformu paketiyle sona erdi. Hem İmam Hatipte hem de diğer meslek liselerinde okuyan çocukları yıllardır mağdur eden katsayı engeli de bu dönemde ortadan kalktı. AK Parti hazırladığı demokrasi paketiyle 1933 yılından beri ezberlettirilen andımız adlı yemin metnini de uygulamadan kaldırdı. Aynı pakette başörtülüleri sevindirende bir karar çıktı. Ve başörtüsü serbest oldu. Sadece öğretmenlere değil lise ve ortaokulda okuyan öğrenciler de başörtüsü takmakta özgür bırakıldılar. Liselerde askerlerin girdiği Milli Güvenlik bilgisi adındaki ders de bu dönemde kaldırıldı. Bu dersin ve yemin metninin kaldırılması için ben de defalarca yazılar yazmış ve kampanyalar başlatmıştım. AK Parti döneminde Arapça ve Kürtçe seçmeli dersler arasında okutulmaya başlandı ve Alevilik ilk kez müfredata girdi.

    AK Parti ülkedeki azınlık okulları için de bazı reformlar ve yardımlar yaptı. Cumhuriyet tarihinde bir rekor kırılarak azınlık okullarına devlet tarafından 9 milyon 907 bin 500 TL yardım yapıldı. Ayrıca 1928’den bu yana okul açamayan Süryaniler, kazandıkları davanın ardından ‘Cumhuriyet’in ilk Süryani Okulu’nu kurmaya hazırlanıyor.1928’de çıkarılan bir kanunla yüzyıllardır konuşulan Osmanlıca yazı ve gramer dili olarak kullanımdan kaldırılmıştı. Şimdi ise Osmanlıcanın İmam Hatip okullarında zorunlu diğer okullarda seçmeli olarak okutulması kararlaştırıldı. Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın duyurduğu gibi azınlık okullarında eğitim gören öğrenciler için Hıristiyan din dersleri konulacak. Kendisi “Hazırlanan müfredat için imzayı attım. Musevi vatandaşlarımız da kendi okullarında, kendi dinlerini öğrenebilsinler diye hazırlık yapıyorlar” açıklamasında bulunmuştu.

    Peki, bunca reforma rağmen eğitim bir sistem olarak değişime uğradı mı? Ne yazık ki buna olumlu bir cevap veremiyoruz. Bugün eğitim anlayış olarak hala tekçi ve ideolojik bir temelde işlev görmektedir.

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    1. Mustafa Koç dedi ki:

      Kıymetli hocam özür dileyerek şunu düşünüyorum,her il,ilçe de üniversite var,çok güzel iyimi bence değil,okul tabiki olmali,gençlerimiz üniversiteyi okuyor,ama bence kalite düşüyor,okul iş için okunuyor degilmi,peki tarlada köyde inşaatta vs vs işleri bir üniversiteli evladımız yaparmi asla yapmaz,Suriyeli kardeşlerimiz olmasa inanın tarlada kalır mahsuller,inşaatlar yükselmez,örnek çok,bu ilerde fazla değil 20 sene sonra iyi bir hale gelmeyecek gibi geliyor bana,teşekkür ederim sayın hocam