Dostlarım soruyor: -Hocam çay nerede içilir? Bayım, ülkenin çay haritasını çıkartacak değilim; ama Bursa’da hanlarda, çınarların ve Ulucami’nin gölgesinde içilir. Gümüşçüler Çarşısı’nda, hamamda kışın içilen çaya doyum olmaz. Sivas’ta eskiden Çerkez Emmi’nin yerinde içilirdi… Orada dostluklar demlenirdi. Lakin şimdi aşina yüzleri göremiyorum orada. Lakin şunu söyleyeyim: Taşhan’da Hüseyin Akkaya üstadımızın...
O kendini “garip” olarak tanımlarken kimileri ona saz ve söz üstadı, kimileri Anadolu’nun son abdalı dedi. Bozkırın Tezenesi olarak tanındı. Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanlığı döneminde teklif edilen devlet sanatçısı ünvanını “hepimiz bu devletin sanatçısıyız. Ayrıca devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor” diyerek kabul etmedi. “Benim için en büyük mutluluk, halkın sanatçısı...
Düğün, aile kurmada tapu yerine geçer. Zamanımıza kadar korunarak gelen millî değerlerimizdendir. Evlilikler genellikle görücü usulüyle yapılır. Aşk hikâyesine dönüşenlerde vardır. Beşik kertmesi seyrektir. Huyu suyu bilinen kız ve oğlanın seçilmesinde hayır görülür. Soyun bozulacağı endişesi ve miras kaygısı nedeniyle akraba evliliği önemlidir. Oğlan evlendirmek başlı başına bir iştir ve meşakkatlidir. Evlenecek çağa gelmiş delikanlılar için kız aranır. Kızın beli ince, beliği iki tutam, ağzı çıkıntısız olmalıdır. Ayrıca parmağı...
“Hadi gel köyümüze geri dönelim / Fadime’nin düğününde halay çekelim…” sözleriyle başlayan meşhur bir şarkısı vardı Ferdi Tayfur’un. Doksanlı yıllarda otobüslerde, minibüslerde, kahvehanelerde ve neredeyse her köşe başında bu özlem yüklü şarkıyı duymak mümkündü. Özellikle çocukluğunu veya hayatının belli bir dönemini köyünde geçirdikten sonra envaiçeşit gerekçelerle göçünü sarıp yolunu tuttuğu...
Herkes eğitimin bir tarafından tutmuş çekiştirip duruyor. Çokluk formal eğitimin modern okulda aldığı kisvenin icad olunduğu dönemlerdeki kadar önemli, güçlü ve etkili olduğu zannediliyor. Okul, Batıda geleneksel mirasa isyanın ideolojik bir aygıtı olarak kilise kadar güçlü bir şekilde girmişti toplumların hayatına. Kendisine yüklenen misyonu tamamladıktan sonra özellikle ekonominin ve piyasanın...
Eğitimin Millîliği ve Maarif Düşüncesi Tema: Eğitimde Yerlilik ve Millîlik Tevhid/Din, Kültür Havzası, Medeniyet Havzası/Vatan/Küresel Türkiye, Felsefe, Türkçe, İlim/bilim, Meslekî Eğitim, Üniversiteler BİLDİRİ ÖZETLERİ İÇİNDEKİLER 1-Prof. Dr. Celal TÜRER: Milli Bir Eğitimin Felsefesi-Yerel ve Modern Boyutu Türk eğitim sisteminin asli sorununu “devamlılık gösteren felsefi bir temelden” yoksunluk yani...
Eğitim, yalnızca okulda verilen derslerden ibaret değildir; aile, okul ve öğrencinin aktif katılımı olmadan tam anlamıyla bir başarı elde edilmesi zordur. Bu üç ayağın bir araya geldiği, uyumlu bir iş birliği içinde çalıştığı durumlarda, nitelikli ve topluma faydalı bireyler yetiştirilmesi daha olasıdır. Ailenin Rolü: Temel Değerlerin Kazandırılması ve Bilinçli Ebeveynlik Eğitim, her...
Yıl 2011, Çanakkale’ye mesleki bir toplantıya, sempozyuma gidiyorum. Merhum Babam; “Oğlum sen tarihi yerleri ziyaret etmeyi önemsiyorsun. Televizyonda gördüm. Çanakkale Savaşlarında şehit olanların isimleri cam levhalara yazılmış. Her şehre ait cam levhalar dört sütunlu abidenin yakınında bir yerdeler. Benim babamın iki amcası Çanakkale Savaşına gitmiş, geri dönmemişler. Onları ara bakalım...
“ İnsanların en hayırlısı ömrü uzun olup, ameli güzel olandır. “ ( Hadis- i Şerif ) “ Varmak o iklime ki uğramaz ihtiyarlık Ebedi gençliğin taht kurduğu yer mezarlık Ebedi gençlik ölüm desem kimse inanmaz Taş ihtiyarlar selvi çürür ölüm yıpranmaz. “ (Necip Fazıl Kısakürek) Rahmetli ; fikri ile zikri...
Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun. Ölümsüzlük alemine yelken açan Ali Haydar Öztürk ağabey yolunuz açık olsun. Ali Haydar ağabey güzel hemşeri ,iyi bir insan ve iyi bir dost idi. O, Urfa’nın Büyük Doğucu yedi vefalı güzel insanlarından biri idi. Onun vefatından sonra Urfalı yedi vefalı güzel insandan Büyük Doğucu...
11 Eylül 2024’te basın yayın organlarına yansıyan bir habere göre Türk Devletleri Teşkilatı, Türk Akademisi, Ortak Alfabe Komisyonu 34 harften oluşan Latin asıllı bir alfabe üzerinde anlaştı. Bu, uzun yol daha ne kadar sürer ve nasıl bir sonuç verir, bunu zaman gösterecek. Bu haberin yayılması ile bir kısım akademisyen, gazeteci, okur-yazar çevresi “Türk alfabesi” denilince Karahanlı Devletinden beri kullandığımız...