Selam!…
Şamun !…
Şamun-u Safa…
Sesim 2000 yıl öncesine ulaşıyor mu?
Zaman kavramı sadece dünyaya ait olduğuna göre, dünya hayatından çıktıktan sonra, zaman mevcut değilse, paralel evrenden aleykum selam diyerek aldınız mı selamımı?
Şamun-u Safa…
Yer: Antakya…
Anadolu’da ilk cami…
Havariler ve Şamun…
Veya balıkçı Simon, Andreas’ın kardeşi…
Veya Hz.İsa’nın verdiği isimle Petrus!…
Filistin’de dünyaya gelen bir balıkçıydı. Akşamdan ağlarını tamir eder, sabahın erken saatlerinde, Akdeniz’in ılık serinliğinde yakaladığı balıkların sevinciyle günlerini geçirirdi. Ta ki Hz. İsa ile Galile denizinde karşılaşana kadar. İsa otuzlu yaşlarındaydı, tebliğe yeni başlamıştı.
Simon ile kardeşi Andreas’ı denize ağ atarken görmüş, onlara ‘’ Ardımca gelin; sizi insan avcıları yapacağım’’ demiş, onlar da ağlarını bırakıp onu takip etmişlerdi. Petrus’un İsa’nın yanında müstesna bir yeri vardı. Hz. İsa ‘’ Sen Petrus’sun (Kaya anlamına geliyor) ve ben kilisemi bu kayanın üzerine kuracağım ve ölüler diyarının kapıları onu yenemeyecektir. Göklerin melekutunun anahtarlarını sana vereceğim; yeryüzünde bağlayacağın her şey göklerde bağlanmış olur ve yeryüzünde çözeceğin her şey göklerde çözülmüş olur.’’ (Matta,16/1819) diyerek onun bu üstünlüğünü ifade etmişti.
Petrus, 12 havarinin ilki… İlk inanan… Balıkçı Petrus, havarilerin lideri… Grup sözcüsü…
Hz. İsa’nın Anadolu’ya gönderdiği kişi…
Vee dünyanın ilk mağara kilisesi, Saint Pierre ( Aziz Petrus) Antakya’da, bir kayanın üzerinde yer alıyor, tıpkı Petrus’un adı gibi. Kiliseyi yaptıran Petrus burada ilk vaazını verir.
M.S. 1. yüzyılın ilk yarısında ortaya çıkan Hıristiyanlık, Kudüs dışında ilk defa Antakya’da yayıldı. M.S 29-40 yıllarında Petrus bu mağaradan Hıristiyanlığı yaydı ve din ismini burada aldı.
12 ve 13.yyda Haçlılar tarafından ön cepheye eklemelerle kilise görünümü verilmiş, mağara tabanı M.S 4 ve 5.yy ait mozaiklerle süslenmiş. İçeride sunak, St.Pierre’nin küçük mermer heykeli ,kutsal sayılan su ve saldırılardan kaçabilmek için gizli bir tünel yer alıyor.
Bu satırları okuyan sevgili okuyucu… Olur ya bir gün yolun düşerse Antakya’ya…
Ve Petrus’u ilk havariyi hissetmek istersen, önce St. Pierre mağara kilisesine gidip, gözlerini kapatıp ruhunu 2000 yıl öncesine götürebilirsin. Bu mağarada oturdu, uyudu, namazları 100 rekattı, ibadetlerini yaptı, gözyaşıyla Rabbe dua etti. Vaazlar verdi, Hz. İsa ve 12 havari ile geçen günlerini andı, hüzünlendi… Roma zulmünden tünellere saklandı… Tahrif edilmemiş Hristiyanlığın kilisesidir burası… Gerçek Hristiyanların yaşadığı yer… Onlar yaşadıkları mekânları ziyaret eder, kim bilir belki hissedersin…
Sonra Habib-i Neccar Camii’ne gidip, girişin solunda havari Yuhanna ve Yakub’u ziyaret ettikten sonra, caminin sol tarafındaki merdivenlerden iki kat aşağı inip bir küçük mağarada ,kayaların içinde Habib-i Neccar ile karşılıklı yatan Şemun-ı Safa’yı yani Simon’u yani Petrus’u ziyaret edebilirsiniz. Alem manadır, kimbilir; içerideki Petrus’un kokusunu alır, selam verir, konuşur, dua edersiniz.
Beni duyduğunu biliyorum Petrus, nasılını söylemeyeceğim…
Hissedince bilsinler!.