“Alet işler ele övünür, talih işler kul övünür.” İnsanın talihinde en önemli iki etken vardır: 1.İyi bir anne 2.İyi bir sınıf öğretmeni Aslında “iyi bir anne” ve ona her tür lojistik destek vermesi gereken “iyi bir baba” yı da yetiştirecek yine “iyi bir sınıf öğretmeni” dir. Allah arılar ve karıncalar üzerinden bize şu dersi verir. Topluluklar...
İki dalın arasına kurulan salıncakta gidip gelmiş ruhumuz. Yeşili zimmetlenmiş ağrılar bir tüy kadar hafif, bir yaprak kadar içli ve nahif. Gözlerini kundağa sarmaya çalışırken kirpikler, düşlerin arasından toprağa düşüyor, anasından kalma süt dişler. Rüyalar seni görüyordu gözleri açıkken. Yuvasına dönen karıncalara su veriyorlar, eşikte annesini, babasını beklerken. Yamalarla dolu...
Kâmil Yeşil Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli eğitim sisteminin en önemli unsuru müfredatlar üzerinde çalışmalar devam ediyor. Zira geçtiğimiz günlerde ilgili genel müdürlükler bu ders ait “yeni müfredatı” tenkit ve tekliflere açtı. Z Kuşağının okumaktan önce muhatap olduğu öğrenme şeklinin görmek, (seyretmek) olduğu düşünülürse gözlere hitap eden objelerin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkar. Görsel malzemelerin...
Cinuçen Tanrıkorur. Klasik Türk musıkisi bestecisi, udî ve müzikolog. 1938’de İstanbul’da doğdu. Musıki eğitimine küçük yaşlarda başladı. Ud çalmayı kendi kendine öğrendi. Klasik Türk musıki usul ve repertuvarı eğitim aldı. Henüz genç yaşta önemli besteler yaptı. Geleneksel makam anlayışına bağlı kalmakla birlikte, yenilikçi üslupla eserler verdi. “Şedd-i sabâ” adlı yeni...
Batılılaşma Adına Yapılan İcratların İhanet Boyutuna Varmasının Belgeleri Mehmet Doğan fikir ve kültür adamıdır. Onun tarihe, dine, dile ve her şeye tutarlı bakışı, kendine has değişmez bir kişiliği vardır. Bunu Batılılaşma İhaneti ve yazdığı diğer eserlerinden de görebilmek mümkündür. Batılılaşma İhaneti kitabında Mehmet Doğan döneminde kimsenin söylemeye cesaret gösteremediği konulara açık sözlülükle...
Dağdayım. Uyku tulumunun içinde uyumak için sırtüstü uzanmış durumdayım. Tulumun darlığı sebebiyle kendimi kabre girmiş gibi hissediyorum. Ölü gibi… Henüz çadırın fermuarını çekmedim ve gökyüzüne bakıyorum. Zaten dağın gecesinde görülecek başka şey de yok. Karanlığın kuyusuna açılan tek pencere, gökyüzü. Geceler gözleri göğe geçiyor. Gözlerim usul usul yıldızlar arasında dolaşıyor....
Kuşkusuz bugünün toplumları, insanları ve hatta diğer canlılar, hayatlarını Sanayi Devrimi’nin etkisiyle şekillenen Batı ve Amerikan merkezli ekonomik sistem içinde sürdürmek zorunda bırakıldılar. Bu sömürü sistemi yalnızca üretim biçimlerini değil; insana, hayata ve değer dünyasına dair ne varsa hepsini dönüştürdü, sahteleştirdi. Mesela Batılı insan, eski Roma’da borcunu ödeyemeyen kişinin köle...
Maarif ve edebiyat dünyasının tanınmış ismi Kamil Yeşil on yıl süre ile görev yaptığı MEB Talim ve Terbiye Kurulu üyeliğine ait dönemi kitap olarak yayınladı. Yakın dönem maarif alanında pek çok tanıklığa müracaat edilebilecek bir kaynak hükmündeki eser sahibi Kamil Yeşil tarafından şöyle takdim edildi: “Talim ve Terbiye Kurulundan Hatıralarım’da ifşalar ve...
‘Hepimiz Allah’tan geldik ve O’na döneceğiz’ Bakara 156 “Gassal” dizisi çok farklı ve aykırı senaryosuyla, özel vurgularıyla çok dikkat çekti. Başroldeki ölü yıkayıcısı Baki’nin ölüleri yıkarken sürekli aklına takılan ‘ölünce beni kim yıkayacak’ sözü etrafında dönen senaryo trajikomik olaylar, dram ve müziğiyle oldukça etkileyici. Gassal dizisi bu yönüyle oldukça başarılı bulundu ve hak ettiği ilgiyi de gördü. İnsanlara hayatı ve ölümü düşündüren...
Felsefe gerekli mi, gereksiz mi, sorusunun ya da tartışmasının nihai cevabını bulamadan devran uzar gider. Genelde akim bir tartışma olarak telakki edilir. Cevabı sical şeklinde tezahür eder. Felsefe eğer marifet sevgisi ise aynı zamanda insanın düşünce melekesini geliştirir ve muhakeme gücünü artırır. Bununla birlikte kaçınılması gereken bir yönü vardır. Değerlendirmelerinde...
Yakup Kadri Karaosmanoğlu F. Rıfkı ATAY’ın“Zeytindağı” isimli eseri için “Cumhuriyet devri edebiyatının en büyük hadiselerinden biridir.” demiş. Atay bu eserinde, Birinci Dünya Savaşı’nda yedek subay olarak görev yaptığı Filistin cephesindeki anılarına yer veriyor. Kitapta, beş yerde geçen “emperyalizm” kelimesinin dördünün Osmanlı emperyalizmi; birinin ise açıkça “İslam emperyalizmi” için kullanılmış olması düşündürücü. Anadolu insanının Filistin, Hicaz, Sina ve diğer bölgeleri savunmak için anlamsız bir şekilde cepheye sürüldüklerini vurgulayan Atay, eserinin tamamında Türk askerinin bu bölgede ne işinin olduğunu sorguluyor ve bu durumu “İslam emperyalizmi”ne bağlıyor. Ancak her...