Eğitimin öznesi öğrencilerimiz için en iyi hizmeti sunabilmenin yolu onları detaylı tanıyabilmekten geçiyor. Eğitim kurumunun çatısı altında yolculuğu başladığı andan itibaren yola izlerini bırakmaya başlıyor. Bu izleri derleyip toparlamak, anlamlı verilere dönüştürmek ve gerektiğinde ilgilisi ve yetkilisi ile bu verileri paylaşmak, öğrenciye daha iyi bir eğitim hizmeti sunabilmenin gereklerinden sadece birkaçıdır.
Öğrencinin haleti ruhiyesine, akademik, sosyal, kültürel ve bedensel vd. gelişimine dair veri toplamak, kayıt tutmak günümüzde nasıl bir gereklilik ise geçmişte de eğitim hizmetlerinin önemli bir ihtiyacıydı. Cumhuriyetin 100. Yılında sıfır noktasına baktığımızda bu konuda çok ilginç çalışmaların yapıldığını ifade edebiliriz. Bir önceki yazımızda Ali Haydar Taner’in 1924’te Tedkikat-ı Ruhiye Rehberi adlı eserinden bahsetmiş ve bu eserle ilgili olarak “Talebe Sicil Defteri” nden bahsedeceğimi yazmıştım.
Talebe Sicil Defteri; 1336 (M. 1920) tarihinde tarihinde Maarif Nezareti Mekteb ve Terbiye Müzesi tarafından yayımlanmış. Kapağına Mekteplere devam eden çocukların ahval-i maddiye ve maneviyelerini tedkike mahsus ibaresi konulmuş. Kapak ile birlikte toplam 14 sayfadan oluşuyor. İkinci sayfa boş bırakılmış ve 3. sayfa çocuğun fotoğrafı, mektebi, sınıfı, numarası, yaşı ve adına ait bilgilerden oluşuyor.4. sayfa Ahval-i Cismaniye ve Ruhiye Tedkikatı başlığını taşıyor. İçerikte istediği bilgiler: ismi, tarih ve mahalli veladeti, milliyeti, pederinin ismi, Pederinin sanat ve memuriyeti?, Lisanı?, Ebeveynin derece-i tahsili?, Kudret ve kabiliyet-i harekiyesi? Çocuk zeki midir? Mütevasıt mıdır? Tavır ve vaziyeti? Gabi midir? Aptal mıdır? Manzarası? Zekasına tesir eden sebepler var mı nelerdir? Kuvay-i maddiyesi? Hafızası? Muhiti re’si? Muhakemesi? Omuzlarının genişliği? Dikkati? Boyu? Seciyesi? Ağırlığı? İbda kabiliyeti? Zefir ve şehik dereceleri? Taklit kabiliyeti, Aile muhiti şeklinde sıralanmış. Eğitim tarihimizde daha önce kullanılan öğrenci künye cetvel ve defterlerinden farklı olarak bölümde çocuğun zeka derecesi, hafızası, muhakeme, dikkat, seciye ibda (yaratıcılık), taklit, mizah, zevk-i selim gibi kabiliyetlere yer verilmiş olmasıdır. Bu haliyle dönemin güncel pedagoji ve psikoloji verilerini içerdiği anlaşılmaktadır. Takip eden 5. sayfada talep edilen bilgileri kaydederken nelere dikkat edileceğine ve nasıl kaydedileceğine dair tam sayfa bir izahat bulunmaktadır. Detaylı bir izahat olmasına rağmen bu bölüm dönemin önde gelen eğitimcilerin İbrahim Allaeddin beyin (Gövsa) eleştirilerinden kurutulamayacaktır. 6. sayfa Mükafat ve Mücazat Tedkikatı bölümünden oluşmaktadır. Ödüller aferin, tahsin, imtiyaz, maddi manevi başka bir mükafat cezalar tevbih, tescil, tekdir-i aleni, tard-ı muvakkat, maddi manevi başka bir mücazat başlıklarından oluşmaktadır. 6. sayfa çocuk mükafat veya mücazatı nasıl telakki ediyor? maddesiyle son bulmakta, 7, safyada mükafat mücazat bölümü devam etmektedir. Cezaların çocuk üzerinde bıraktığı etkiler ile sicil defterine kayıt düşen eğitimcinin değerlendirmeleri için ayrı birer kayıt alanı bulunmaktadır. İstenilen bilgilerin nasıl doldurulması gerektiğine dair izahat sayfanın kalanını doldurmaktadır. İzahat bölümünde talep edilen detaylara göre bir eğitimcinin bu bölümü doldurabilmesi için çok dikkatli ve uzun süre gözlem yapmasına gerek olduğuna dair şüphe yok. 8. sayfa öğrencinin devam-devamsızlık bilgilerinin kaydedildiği ve aylara göre bölümlendirilmiş sayfa olup öğrencinin okul-ikametgah arası mesafenin kaydedildiği, devamsızlık nedenlerinin yazılmasını talep ettiği hücrelerden oluşuyor. Son satırında çocuğun okul haricinde çalışıp çalışmadığı ve ne işte çalıştığı sorgulanıyor. 9. Sayfa velinin ekonomik durumunun sorgulandığı alan olup zengin, mürafi, orta halli, fakir, sefil ve muhtaç şeklinde kademelendirilmiş. İlgili kademelerin nasıl belirleneceğine dair uzun bir izahat var. 10. ve 11. sayfalar çocuğun maddi ve manevi gelişimine etki etmiş olabilecek önemli vakaların kaydedilmesi için açılmış ilgin bir bölüm, bölüm için ayrılan iki sayfanın yeterli olmaması halinde sayfa eklenebileceğine ve bu iki sayfanın arasına yerleştirilmesi gerektiğine dair bir açıklama bulunmakta. Vakanın sorgu ve analizini yapacak görevlinin doldurması gereken 13 hücrenin 4’ü vakanın tespiti, 9’u ise vakanın irdelenmesine ayrılmış.
12. ve 13. sayfalar Çocuğun Vücuda Getirdiği Asara Mahsustur başlığı ile öğrencinin özel üretimlerinin kaydedilmesi için ayrılmış. Nasıl doldurulacağına dair ayrılan İZAHAT bölümünde şunlar kaydedilmiş: – Çocuğun vücuda getirdiği asardan maksad, gerek mektebde ve gerekse evinde hususi olarak vücuda getirdiği resimler, hüsn-ü hat karalamaları, mektup, el yazısı, el işleri ve ders vazifeleridir. Bunlar atideki boş sahifelere yapıştırılacak, ve eğer fazla mikyasta bulunursa ayrıca bir dosya halinde rehbere rabt edilerek gönderilecektir? Yalnız bunlarda dikkat edilecek cihet, bu eserlerin kasten vücuda getirilmemiş olmasıdır; maksad çocuğun tabii eserlerine malik olmaktır; yoksa rehber için yaptırılmış ve büyükleri tarafından tashih edilmiş eserler, bir netice-i ilmiye bahş edemezler.
14. Sayfa öğrenci hakkında tetkik yapan görevlinin kimlik bilgilerine ayrılmış ve bir de vesikalık fotoğraf yapıştırması gerekiyor. Usul ekonomisi de gözetilmiş ve şu açıklama eklenmiş: Eğer müteaddit çocuklar bir kimse tarafından tedkik edilmişse hepsine ayrı ayrı fotoğraf yapıştırmak imkansız olduğundan yalnız bir tanesine vaz edilir. Ve diğer cetvellerde fotoğraf mahalline ismini yazmak kafidir. Bu takdirde tercüme-i halde ayrı yarı yazmaya hacet kalmamış olur.
Ondört sayfalık şablon dosyadan oluşan Talebe Sicil Defteri’nin nasıl doldurulması gerektiğine ve bir öğrenci hakkında tedkikat-ı ruhiye tecrübelerinin nasıl yapılması, öğrencinin maddi ve manevi gelişiminin nasıl takip edilmesi gerektiğine dair detaylı ilk resmi rehber TEDKİKAT-I RUHİYE REHBERİ adı ve Darülfünün Müderrisi Ali Haydar imzasıyla T.C. Maarif Vekaleti tarafından 1924’te yayımlanacaktır. Talebe Sicil Defteri’nin orjinalini görmek ve daha detaylı incelemek isteyen eğitimcilerimiz bu yayınlara bakabilirler.
Talebe Sicil Defteri’nin rehberde tarif edildiği şekliyle tetkik edilen bir öğrenci için eksiksiz doldurulması halinde öğrenciyi tanımak isteyen ilgililere yeterli veri sağlayacağına dair kuşku yok. 1924’te günümüze öğrencileri tanıma adına okul idarelerinin, sınıf ve okul rehber öğretmenlerinin kaydettikleri pekçok çizelge, defter, dosya ve e-okul gibi devasa bir veritabanı var. Fakat, öğrencinin bireysel yeteneklerini detaylandıran, bu yeteneklerine bağlı yaptığı çalışmaları ve ürünleri bu boyutta takibe yarayan her tür imkana rağmen bir resmi veritabanından söz etmek umarım mümkün olacaktır. Maarif davasına gönül vermiş bir asır evvel devirlerini aşan hizmetler ve eserler üretmiş muallim, muallime, mürebbi, mürebbiyelerimizi hayırla yad ediyor, rahmetle anıyorum.
Erol KÖMÜR