Evliya Çelebi dünya seyahatname tarihinin en başında gelir. Gezgin, seyyah, seyyah-ı alem ifadelerinden her birisini onun için kullanabiliriz. Dolaştığı coğrafyalardan naklettiği, insana, tabiata, cemiyetlere dair gözleme dayalı tahlil ve sentez yüklü yazıları asırları aştıkça değerini artıran türden. Her türlü zorlu şartları, güçlüklerle yüklü coğrafya ve her türden kavimlerle iletiş kurarken bilgilenici ve bilgilendirici bir irfan yüklü gözlemleri çağlar ötesine taşan kıymette.
Diğer tüm bilgi ve tefekkür yüklü çalışmalarının yanında bu seyahatlerinde kullandığı iletişimin muhtevası ve iletişim dili de bir üniversite kürsüsü mesabesinde tüm yönleriyle keşfedilmeyi bekliyor. Bir üniversitemiz Evliya Çelebi’nin iletişim dilini, muhteva, felsefe, bilgi ve uygulama taraflarıyla bir anlamlandırma çalışması yaparak ilim dünyasına sunsa ne kadar büyük bir ilim hizmeti olur!. tariflere sığmaz çıkacak malzemenin değeri.
Evliya Çelebi’den biz ve bütün insanlık çok şeyler öğrendi ve halen öğrenmeye devam ediyor.
Döneminin ahlak ve terbiye anlayışına örnek teşkil etmesi bakımından babasının Evliya Çelebi’ye(1611- ….) nasihatlerinden seçmeler:
Habersiz gittiği Bursa Seyahatinden dönüşünde babasının kendisine olan nasihatleridir:
Oğul:
- Adem yoksul olur, besmelesiz taam yeme. (Besmelesiz yemek yersen insan fakir olur)
- Mahrem-i esrar ol. ( Sır saklayan ol, başkalarının sırrını ele verme)
- Ser verecek sözün var ise sakın avratına deme.(Sırlarını sakla ve hanımına dahi söyleme)
- Esvabının söküğünü üzerinde dikme.(Elbiseyin söküğü yırtığı var ise, üzerindeyken dikme)
- Alayı bozma. (Bir yerde kurulu düzen, nizam varsa onu bozan olma. Bozgunculuk yapma)
- Tarla basma. ( Başkalarının malına, mülküne tecavüz etme.)
- Yaren payine sarkmayan kimseye kötülük etme.
- Komadığın yere el uzatma.
- Cünüp olup yemek yeme.
- Eyi adını keme takma. (Kötü arkadaş edinme) Keme yoldaş olma zararın çekersin. Yürü ileri gözüm geri kalma.
- Nan u nemek hakkını gözet. (Ekmek yediğin sofraya, iyilik gördüğün kimselere daima sadık ol)
- Senden ulular önünden gitme. (Büyüklerinin önüne geçme,)
- Her mecliste istima ettiğin sözleri hıfz eyle.
- Efsahu nas ol Arap u Acemi Vakti namaz et, hakka niyaz et, Halık’ı yad et, gözle imamı.
- İhtiyarlara riayet et. (Büyüklere hürmet et)
- Daima temiz ol. Muharremat ve menhiyattan uzak dur. (Temiz ol. Haram ve yasaklanmış şeylere yaklaşma)
- Beş vakit namazına devam et.
Prof. Dr. Hayati Develi’den
Evliya Çelebi, ülkemizin seyahat ve hatıra alanında yetiştirip bütün insanlığın istifadesine sunduğu dünya kültür mirası niteliğinde bir ilim adamıdır. Tanpınar, ‘‘Evliya Çelebi’yi inanarak okudum ve her seferinde kârlı çıktım” diyor. Okuyan herkesin kendi ölçüleri nispetinde kültür ve medeniyet alanına dair pek çok eşsiz bilgiler öğrendiği bir ilim hazinesidir. Unutulmuş ondan fazla dilin tek kaynağıdır. Bugün artık başka kaynaklarda olmayan, başka bir kayda girmemiş pek çok toplumun töresi, geleneği, alışkanlık ve adetleri sadece Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde mevcuttur. Unutulmuş pek çok yerin adı, ismi kayıtlardan bile silinmiş belde, mahalle isimleri de sadece Evliya Çelebi ile bir ilim hazinesi mesabesindeki değerini ve dünyadaki tek ilmi kayıt olarak varlığını korumaktadır. Evliya Çelebi, bölgedeki Türkleri, İtalyanları, İngilizleri, Rusları, Kürtleri, Kafkas halklarını, Arapları ve daha pek çok halkı tarihi, töresi, ili, yöresi, alışkanlıkları dahil medeniyet tarihine geçen bir çok yönleriyle ilgilendiren bir kaynak şahsiyet niteliğindedir. Eğitim tarihi açısından gördüğü kültürlere nasıl saygı gösterdiği, kullandığı dil ile hem padişah nedimi olarak sarayla iletişim kuran, hem de cemiyetin en alt katmanlarına çok rahat ulaşabilen tabi iletişimi olan bir isim. Seyahat kültürünün nasıl oluşturulması gerektiğini merak edenlerin, Evliya Çelebi’yi çeşitli yönleriyle mutlaka tanımaları gerekir. Bir seyahat kültürü kuralı olarak görülenlerin nasıl yazılması gerektiğini öğrenmek için Evliya Çelebi’ye mutlaka müracaat edilmesi gerekir. Bu yönü ile dünyada türünün tek örneği denilebilir. Kendisi keyifli, eğlenceli bir anlatıcıdır. Hem saray kültürüne sahip padişah musahibi, hem de halkın her kademesi ile çok rahat iletişim kurabilen bir bilge kişiliktir. Savaşlara katılmış, saray sofralarında bulunmuş, eşkiya takibine uğramış, denizlerde fırtınaya yakalanmış, günlerce dalgalarla boğuşmuş, ölüm tehlikeleri atlatmış esrarını iradesinde saklayan bir seyahat tutkunudur. Afrika içlerindeki Viktorya Şelalesinden Avrupa’nın sonlarındaki Amsterdam’a kadar yolculuklarının tüm esrarı her yönü ile okunup öğrenilmeyi beklemektedir. Gördüklerini, duyduklarını, dinlediklerini ve şahit olduklarını ayrı ayrı niteliklerini belirterek yazmış. Hangi bilgilerin kendisine ait, hangilerinin de yöre ve şahıs anlatısı olduğunu bilhassa belirtmiştir. Seyahatnamesini en son gittiği Mısır’da yazmış. Yarım asrı bulan seyahatlerini 10 ciltlik Seyahatnamesi’nde toplamıştır, Bu seyahatlerin tarihleri ve kitabındaki cilt numarası sırasıyla şunlardır:
1630 – İstanbul ve çevresi
1640 – Anadolu, Kafkaslar, Girit ve Azerbeycan
1640 – Suriye, Filistin, Ermenistan ve Rumeli
1655 – Doğu Anadolu, Irak, ve İran
1656 – Rusya ve Balkanlar
1663/1664 – Macaristan’da askeri seferler
1664 – Avusturya, Kırım, ve ikinci kez Kafkaslar
1667-1670 – Yunanistan ve ikinci kez Kırım ve ikinci kez Rumeli
1671 – Hac için Hicaz, Mekke ve Medine
1672 – Mısır ve Sudan