Yatılı Okul Günlüğü: Pazarören Mimar Sinan Öğretmen Lisesi Hatıraları
İlk gün derslere girip çıktık, her şey çok normaldi. Okul heyecanı, yeni arkadaşlar, yeni öğretmenler, derken akşam oldu.
Hani hastalikta da böyledir ya: Gündüz azdır ağrılar, koşuşturmacadan fark etmezsin ağrılarını, gece artar, çoğaldıkça çoğalır ağrıların, sabahı zor edersin.
Bizimki de öyle oldu, teşbih de hata olmazsa.
İlk günün gecesinde yatacağımız koğuşa yerleştik. Arkadaşlarımı beklerken koca koca adamlar geldi koğuşa, konuşmalarından anladım ki lise son sınıfların koğuşuydu. Allah var, hepsi sevdi beni, kimisi şaka yaptı takıldı, kimisi sorular sordu, kimisi hoş geldin ufaklık dedi vesair. 15 dakika sonra hepsi kendi hayatlarına döndü; sınıftan, aileden, hocalardan, futboldan, kızlardan vb yetişkin muhabbeti yapmaya başladılar. Bir ana kuzusu olarak kendimle baş başa kaldım.
Ben tek başıma ranzamda hayallerimle, eskiye ve aileye duyduğum özlemimle, anlık duyduğum yalnızlığımla, üzüntümle baş başa kendimi yoğurmaya başladım. Ancak düşünceler, özlemler zihnimde iç dünyamda dinmeyen bir şiddetle uçuşuyorlardı.
Sonra neden beni hatırladılar. Aralarından biri: Lan oğlum, bu çocuğu ispitci mit olarak mı verdiler aceba buraya, diyordu. Bir diğeri; oğlum yarın gidip söyleyelim bu çocuğu alsınlar buradan, rahat rahat konuşamıyoruz, dedi. Bir diğeri; kasıt yoktur da, küçücük yeni başlayan bebe de lise son sınıfların koğuşuna verilmez ki; ben bu idarenin yaptığı işin te ………, diye devam eden cümleler kurmaktaydı.
Ben ise battaniyeyi çekmiş kafama ağlıyordum, sessiz sessiz ağlıyordum ama, abiler ağladığımı duyarsa korkak derler, diye bir taraftan da sesimi duyurmamaya çalışıyordum.
Sonra neden içlenmiş, hıçkıra hıçkıra ağlamışım ki aralarından birinin:
Lan oğlum bi susun, çocuk ağlıyor galiba, dediğini duydum…
Beni avutmak için yarım saat dil döktüklerini hatırlarım…
Bilmiyorum bir kaç hafta sonra, bilmiyorum bir ay sonra idareyi ikna edip kendi akranlarımın koğuşuna aldırmıslardı, beni. Derin bir oh çekip rahat bir nefes almıştım.
Şimdi bir eğitimci olarak düşünüyorum, pedagojik olarak bakıyorum da: Eğitim şart!
Pazarören; bizi hayata hazırlayan, kıymetli ağabeyler, arkadaşlar, öğretmenler edindiğimiz eğitim ocağımız, yuvamızdı.
Gidenleri Allah rahmet eylesin, yaşayanlara hayırlı sağlıklı ömürler versin inşallah.
Memiş Okuyucu ağabeyime de bu anılara vesile olduğu için teşekkür ediyorum.
Bülent KÖSEOĞLU 1993 Pazarören mezunu