Enes M. Çiğdem
Yunus Emre Altuntaş’ın yeni kitabı “Keşif Bedeli” ismiyle Ebabil Yayınları şiir serisinden çıktı.
Kitap şairin deyimiyle ‘bedeli ödenmiş’ şiirlerden oluşuyor. Kitaba ismini veren “Keşif Bedeli” isimli şiir 28 Şubat sürecinde yaşanan acıları yansıtıyor. Toplam 24 şiirin yer aldığı eser “Kinsaşa” ve “Yunus Diyesi Denizler” olarak iki bölümden oluşmuş. Kitapta ahirete uğurladığımız düşünce hayatımızın ve edebiyatımızın iki büyük ismi olan Sezai Karakoç ve Nuri Pakdil’e ithaf edilmiş şiirler de yer alıyor.
Zamana Duyarlı Şiirler
Altuntaş’ın şiirleri coğrafyayı, toplumsal olayları, güncel hayatı, sevdayı, mücadeleyi ihmal etmeyen ve acıyı-ümidi tüm zamana yayan yönüyle biliniyor. Şairin poetikası, yaşamın türlü acılarını içselleştirerek şiir evreninde yeni baştan ifadelendirmek üzerine kuruludur. İmge, tarihsellik, ses benzerlikleri, eksiltme ve ironi bu şiirlerin vurucu yönleridir. Dolayısıyla Altuntaş şiirleri, şairin kendisinden ziyade çevresinin, şehrinin, milletinin penceresine ayarlıdır. Bu anlamda onun şiirini ‘düşünen şiir’ olarak da tarif edebiliriz.
Yoğun işçiliğin gözlendiği şiirlerde sahteliğin, ikiyüzlülüğün, kibrin, enaniyetin, ihanetin, ataletin at koşturduğu coğrafyamızda şairin şerh düştüğü hususlar kelimelere ve seslere bürünerek tarihe kayıt düşüyor. Şiirlerde şairin süzgecinden geçen olaylar, insanlar, şehirler, duygular modern epik ve yer yer modern lirik bir dille aktarılıyor.
Şiir Ümidimizdir
Şair tüm bu yolculuk esnasında ümidini yitirmiyor. Kangreni işaret ettiği kadar merhemi de hatırlatıyor. Bu bakımdan Altuntaş şiirlerini tekrar eden insanlık hikâyesini kayıt altına alan mısralar olarak betimleyebiliriz. Eserde batı medeniyetinin zulmüne uğrayan Afrikalılardan tutun kapitalist sömürü sistemine; Vietnam Savaşından tutun, sekülerleşmenin getirdiği ahlaki çöküşe kadar pek çok can alıcı konu Müslüman bir şairin duyarlılığıyla şiirleştirilmiş. Tüm bu zulme inat Müminin ümidini diri tutan şiirler ise kitabın ikinci bölümünde yer almış.
Kuran’dan İlham İle Yazılmış Mısralar
Eser boyunca Kuran’ı Kerim’de anlatılan Peygamber kıssaları, mistik göndermeler, tarihi olaylar, mekânlar ve isimler üzerinden kurulan mısralar dikkat çekiyor. Bu sebeple Altuntaş’ın şiirleri bireyci şiiri dışlayan, şairin inancına, çevresine ve tüm dünyaya odaklanan yapısıyla çağdaşlarından ayrılıyor. Modern Epik üslubun hâkim olduğu şiirlerde vurucu imgeler ve ses ahengi, eseri tüm zamanlara hitap eden bir yapıya kavuşturuyor. Hemen her mısradaki derin göndermeler ise okuyucunun yorumuna bırakılıyor. Bu sayede Altuntaş’ın şiirleri okundukça çoğalan, dönüşen ve her dem yeni anlamlar kazanan bir zenginliğe imkân sağlıyor.
Yunus Emre Altuntaş’ın 28 Şubat zulmünü anlattığı işte o şiiri:
KEŞİF BEDELİ
28 Şubat Mağdurlarına
Şimdi desem ki ne işin olur andavalla körle sağırla
Şaka değil 1000 yıl sürecek demişti kopçalı
Hep böylemiydi tabi orası ayrı bahis sormayın
Lakin şimdinin masa önü arkası yanı tahtası
Maun cilalı DMO garantili muadili Tanrı çağrısı
Elbet ikincisini bilmez anlamdan bihaber
Çağrılmayı bekler haşmetbehab sanmayın ki Yakup
Lazarus misali tıkıldığı dehlizinden dört gün sonra
Bir de desem ki bilmediğimden ne hakla sözün tesiri
Böyle gelmiş böyle gider bu sirkin eğlencesi
Hamudunu tutmuşlar silsilesi bir dağın ucundan öbür
Bırakır mı sanıyorsun ey cahil sözün de kesenin de
Hakkı var yamçık duruşun her bir surette
Çomar bostanı sahranın orta yeri susuz kıraç yoz
Bul birini tak tasmayı götür ardınsıra
Budur işte hanpaların ağız dolusu devlet dedikleri
Elbet derim ki bu düzenin bir sıkımlık
Noktasız dikkat heceli karatı bir dirhem ederi var
Hakkı olana hakkı verilmeli el hak
Atın önüne eti, itin önüne otu koymuşlar gör sen şenliği
Hıdırellez çingenesi misali savurmuşlar yönetmelik tüzük mevzuat
Handisi oylum çıkarmaz cesedinin ağırlığından
Her nasılsa tulum çıkarır cebinden ağam beyim paşam
Bal tutan parmağında bin sinek kamaşır salyasından
Hani insanı yaşat ki devlet ardınsıra
Hani kutlu bilgi, hani âlem-i nizam, hani sancak
Hani millet, duası itibarı, hani kan
Hani kutsal, hani namus, yol yordam
Kurtlanır etinde bir hışır edasıyla tam takır
Merhemi fırlatır sayhasına hazır kıta
Sincan koyarlar adını Çin’deki zulümden maada
1000 yıl sürecek der ağdalı kuduz hoyratlığında
Devlet ki insan içredir bilinsin
Kabız seremoni yuları bağlanmış at kılığında
Hüccet yok buraya kadar dediklerimden hepsi bühtan
Yaşandı yaşananlar yası bağrımızda yaslı kördüğüm
Ucunu kâbuslarda ayıklarız geçmez geçilmez makûs
Sızlar asır geçse işte şurada o bakışlar o kahrolası
Oturmuştur ortasına ülkemin ne yana dönsek dokunur
Gördüğün duyduğun soluduğun ne varsa devlet
Süit devlet, kravat devlet, çokça çatık kaş
Makam atlama devlet, 15 gün içinde cevap devlet
Dilekçe hakkı devlet, fişleme devlet, ikna odaları devlet
Sabah 08.00 akşam 17.00 devlet
Masa başı dedikodu, haddini bil devlet, işini yap devlet
Bana sorun getirme devlet, başıma icat çıkarma devlet
Koltuk devlet, özel kalem devlet, itiraz hakkı devlet
Vergi devlet, ceza devlet, aylıkla ödül devlet
Kapak devlet, satır devlet, cop devlet
Kamusal alan devlet, yaş devlet, kuru devlet
Bilgi edinme hakkı devlet, ifade özgürlüğü devlet
Soruşturma devlet, açığa alma devlet, kınama devlet
Öldükten sonra kadın hakları, büyüdükten sonra çocuk
Hakkını mezarda aldığın adalettir çoğun sonrasına bırakmayan
Üzerinde tepindiğimiz toprak, üzerimizde salınan bayrak
Cümle geçmişlerimizin ruhuna fatiha devlet.
Yunus Emre Altuntaş
Tebrikler,
Hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Daha nice eserlere inşâAllah…