eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Açık
17°C
Ankara
17°C
Açık
Pazartesi Açık
20°C
Salı Açık
22°C
Çarşamba Az Bulutlu
22°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
23°C

Yunus Emre ALTUNTAŞ

Kayseri doğumlu. İlk ve orta öğrenimini Kayseri’de, üniversiteyi Bursa’da, lisansüstü eğitimini Yalova’da tamamladı. Bursa’da yaşıyor ve eğitim çalışmalarını sürdürüyor. R4bia Platform ve Genç Memursen kurucu il başkanıdır. Bilder, Yetimder, İHH, Kafkas Çeçen Derneği, Safa Vakfı, Verenel Derneği, TYB gibi kuruluşların yönetim kurullarında yer aldı. İlk çalışmalarını lise yıllarında yayımladı. Üniversite eğitimi sırasında pek çok dergide yazı, şiir ve makaleleri yayımlandı. Yeni Dünya, Şehrengiz, Ahenk, Atlılar ve Karagöz ilk çalışmalarının yayımlandığı dergilerdir. Yeni Dünya Dergisi yayın kurulu üyesi olan yazar bir dönem Ahenk Dergisi Genel Yayın Yönetmeni olarak görev almıştır. Diriliş Postası, Aşkar, Mahalle Mektebi, Hece, Karabatak, Türk Dili, Yedi İklim, Şehir Kültür, Temmuz, Şiar, Buzdokuz, Yenidünya, TYB Yıllığı ve internet kültür kanalları olmak üzere pek çok yayın organında edebi, fikri ve güncel çalışmalarını yayınlamaya devam etmektedir. Eğitim alanında 28 Şubat Derneği, ASDER, Genç Memursen, R4bia Platform gibi farklı STK’lar adına ayrıntılı raporlar hazırlamıştır. Eğitim alanındaki özgün çalışmaları dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Himayelerinde ÖNDER “Okul Dergisi” kategorisi Türkiye Birinciliği, Cumhurbaşkanlığı Himayelerinde ÖNDER “Kısa Film” Türkiye Birinciliği, “Özgün Proje Tasarımı ve Uygulaması” sahalarında üç ayrı Türkiye derecesi, “MEB Yenilikçi Eğitim Modelleri” yarışmasında Marmara Bölge Birinciliği, KTS(Kalite Takip Sistemi) İl Birinciliği gibi pek çok ödül almıştır. Eğitim alanında farklı dergilerde yaklaşık 200 makalesi ve bilimsel raporu yayımlandı. Yedi ayrı uygulamalı eğitim projesinde pilot okul yöneticisi olarak görev aldı. Uygulanan pilot çalışmalardaki başarılarından dolayı Bakanlık düzeyinde taltif gördü. Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği ve TYB(Türkiye Yazarlar Birliği) üyesi olan Altuntaş sözlü tarihimizin kayda geçirilmesi amacıyla farklı isimlerle söyleşiler de gerçekleştirmekte ve ulusal dergilerde yayımlamaktadır. Yayımlanmış Eserleri Huzursuz Rabıta(Şiir), Ebabil Yayınları Gökyüzü Kundağı(Şiir), Ebabil Yayınları Kentin Dindarları(Söyleşi), Onto Yayınları Keşif Bedeli(Şiir), Ebabil Yayınları Ulu Cami Kitabı(Komisyon),Bursa Kültür Aş Bursa’nın Mahalleleri(Komisyon),Bursa Kültür Aş

    28 Şubat Zulmü Şiirlere Konu Oldu

    Enes M. Çiğdem 

    Yunus Emre Altuntaş’ın yeni kitabı “Keşif Bedeli” ismiyle Ebabil Yayınları şiir serisinden çıktı. 

    Kitap şairin deyimiyle ‘bedeli ödenmiş’ şiirlerden oluşuyor. Kitaba ismini veren “Keşif Bedeli” isimli şiir 28 Şubat sürecinde yaşanan acıları yansıtıyor. Toplam 24 şiirin yer aldığı eser “Kinsaşa” ve “Yunus Diyesi Denizler” olarak iki bölümden oluşmuş. Kitapta ahirete uğurladığımız düşünce hayatımızın ve edebiyatımızın iki büyük ismi olan Sezai Karakoç ve Nuri Pakdil’e ithaf edilmiş şiirler de yer alıyor. 

    Zamana Duyarlı Şiirler 

    Altuntaş’ın şiirleri coğrafyayı, toplumsal olayları, güncel hayatı, sevdayı, mücadeleyi ihmal etmeyen ve acıyı-ümidi tüm zamana yayan yönüyle biliniyor. Şairin poetikası, yaşamın türlü acılarını içselleştirerek şiir evreninde yeni baştan ifadelendirmek üzerine kuruludur. İmge, tarihsellik, ses benzerlikleri, eksiltme ve ironi bu şiirlerin vurucu yönleridir. Dolayısıyla Altuntaş şiirleri, şairin kendisinden ziyade çevresinin, şehrinin, milletinin penceresine ayarlıdır. Bu anlamda onun şiirini ‘düşünen şiir’ olarak da tarif edebiliriz. 

    Yoğun işçiliğin gözlendiği şiirlerde sahteliğin, ikiyüzlülüğün, kibrin, enaniyetin, ihanetin, ataletin at koşturduğu coğrafyamızda şairin şerh düştüğü hususlar kelimelere ve seslere bürünerek tarihe kayıt düşüyor. Şiirlerde şairin süzgecinden geçen olaylar, insanlar, şehirler, duygular modern epik ve yer yer modern lirik bir dille aktarılıyor. 

    Şiir Ümidimizdir 

    Şair tüm bu yolculuk esnasında ümidini yitirmiyor. Kangreni işaret ettiği kadar merhemi de hatırlatıyor. Bu bakımdan Altuntaş şiirlerini tekrar eden insanlık hikâyesini kayıt altına alan mısralar olarak betimleyebiliriz. Eserde batı medeniyetinin zulmüne uğrayan Afrikalılardan tutun kapitalist sömürü sistemine; Vietnam Savaşından tutun, sekülerleşmenin getirdiği ahlaki çöküşe kadar pek çok can alıcı konu Müslüman bir şairin duyarlılığıyla şiirleştirilmiş. Tüm bu zulme inat Müminin ümidini diri tutan şiirler ise kitabın ikinci bölümünde yer almış. 

    Kuran’dan İlham İle Yazılmış Mısralar 

    Eser boyunca Kuran’ı Kerim’de anlatılan Peygamber kıssaları, mistik göndermeler, tarihi olaylar, mekânlar ve isimler üzerinden kurulan mısralar dikkat çekiyor. Bu sebeple Altuntaş’ın şiirleri bireyci şiiri dışlayan, şairin inancına, çevresine ve tüm dünyaya odaklanan yapısıyla çağdaşlarından ayrılıyor. Modern Epik üslubun hâkim olduğu şiirlerde vurucu imgeler ve ses ahengi, eseri tüm zamanlara hitap eden bir yapıya kavuşturuyor. Hemen her mısradaki derin göndermeler ise okuyucunun yorumuna bırakılıyor. Bu sayede Altuntaş’ın şiirleri okundukça çoğalan, dönüşen ve her dem yeni anlamlar kazanan bir zenginliğe imkân sağlıyor. 

    Yunus Emre Altuntaş’ın 28 Şubat zulmünü anlattığı işte o şiiri: 

    KEŞİF BEDELİ 

          28 Şubat Mağdurlarına 

    Şimdi desem ki ne işin olur andavalla körle sağırla 

    Şaka değil 1000 yıl sürecek demişti kopçalı 

    Hep böylemiydi tabi orası ayrı bahis sormayın 

    Lakin şimdinin masa önü arkası yanı tahtası 

    Maun cilalı DMO garantili muadili Tanrı çağrısı 

    Elbet ikincisini bilmez anlamdan bihaber  

    Çağrılmayı bekler haşmetbehab sanmayın ki Yakup 

    Lazarus misali tıkıldığı dehlizinden dört gün sonra 

    Bir de desem ki bilmediğimden ne hakla sözün tesiri 

    Böyle gelmiş böyle gider bu sirkin eğlencesi 

    Hamudunu tutmuşlar silsilesi bir dağın ucundan öbür 

    Bırakır mı sanıyorsun ey cahil sözün de kesenin de 

    Hakkı var yamçık duruşun her bir surette 

    Çomar bostanı sahranın orta yeri susuz kıraç yoz 

    Bul birini tak tasmayı götür ardınsıra  

    Budur işte hanpaların ağız dolusu devlet dedikleri 

    Elbet derim ki bu düzenin bir sıkımlık 

    Noktasız dikkat heceli karatı bir dirhem ederi var 

    Hakkı olana hakkı verilmeli el hak 

    Atın önüne eti, itin önüne otu koymuşlar gör sen şenliği 

    Hıdırellez çingenesi misali savurmuşlar yönetmelik tüzük mevzuat 

    Handisi oylum çıkarmaz cesedinin ağırlığından 

    Her nasılsa tulum çıkarır cebinden ağam beyim paşam 

    Bal tutan parmağında bin sinek kamaşır salyasından 

    Hani insanı yaşat ki devlet ardınsıra 

    Hani kutlu bilgi, hani âlem-i nizam, hani sancak  

    Hani millet, duası itibarı, hani kan 

    Hani kutsal, hani namus, yol yordam  

    Kurtlanır etinde bir hışır edasıyla tam takır 

    Merhemi fırlatır sayhasına hazır kıta 

    Sincan koyarlar adını Çin’deki zulümden maada 

     1000 yıl sürecek der ağdalı kuduz hoyratlığında 

    Devlet ki insan içredir bilinsin 

    Kabız seremoni yuları bağlanmış at kılığında 

    Hüccet yok buraya kadar dediklerimden hepsi bühtan 

    Yaşandı yaşananlar yası bağrımızda yaslı kördüğüm 

    Ucunu kâbuslarda ayıklarız geçmez geçilmez makûs 

    Sızlar asır geçse işte şurada o bakışlar o kahrolası  

    Oturmuştur ortasına ülkemin ne yana dönsek dokunur 

    Gördüğün duyduğun soluduğun ne varsa devlet 

    Süit devlet, kravat devlet, çokça çatık kaş 

    Makam atlama devlet, 15 gün içinde cevap devlet 

    Dilekçe hakkı devlet, fişleme devlet, ikna odaları devlet 

    Sabah 08.00 akşam 17.00 devlet 

    Masa başı dedikodu, haddini bil devlet, işini yap devlet 

    Bana sorun getirme devlet, başıma icat çıkarma devlet 

    Koltuk devlet, özel kalem devlet, itiraz hakkı devlet 

    Vergi devlet, ceza devlet, aylıkla ödül devlet 

    Kapak devlet, satır devlet, cop devlet 

    Kamusal alan devlet, yaş devlet, kuru devlet 

    Bilgi edinme hakkı devlet, ifade özgürlüğü devlet 

    Soruşturma devlet, açığa alma devlet, kınama devlet 

    Öldükten sonra kadın hakları, büyüdükten sonra çocuk 

    Hakkını mezarda aldığın adalettir çoğun sonrasına bırakmayan 

    Üzerinde tepindiğimiz toprak, üzerimizde salınan bayrak 

    Cümle geçmişlerimizin ruhuna fatiha devlet. 

    Yunus Emre Altuntaş 

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    1. Saffet Yurtsever dedi ki:

      Tebrikler,
      Hayırlara vesile olmasını diliyorum.
      Daha nice eserlere inşâAllah…