eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Melek KARADENİZ

Tarih Öğretmeni. İdarecilik yapıyor. Stk faaliyetlerine destek veriyor. Muhtelif gazete ve dergilerde yazı çalışmalarına devam ediyor.

      Yaşar’ım!

     Farkında mıyız bilmem ama enerji bombardımanının altındayız.

       Sabah kalktığımızda elimize aldığımız cep telefonu, kapatmayı bilmediğimiz televizyon, şehirlere hâkim yanıp sönen ışıkları ile maalesef hayatımızı aydınlatmayan 5G’ler. Bütün gün elektrik altındayız. Yoğun elektriğin getirdiği gergin insanlar… Bir sinirlilik hali.   Her şeye olumsuz bakıp yanlışa çekme çabası.

    Oysa toprakla topraklanmaya ihtiyacımız var. Veya bir hayvanın başını okşayarak onun pozitif enerjisi ile rezone olmaya. Veya bir kalbi güzel ile musafaha edip, negatifi pozitife çevirmeye.

    İş temposu, günümüzün yaşam şartlarının gerekliliği derken bu yoğun tempoya bir mola verebilmek için hiç olmazsa tatil gününde telefonu birkaç saatliğine bırakabilir, doğada veya sahilde yürüyüşe çıkabilir, kırlarda oturup temiz havayı soluyabiliriz. Yaşamayı hissedebiliriz. Ağaca sarılıp çiçeği koklayıp, kelebeğe el sallayabiliriz.

           Yola çıkınca her sabah,
           Bulutlara selam ver.
           Taşlara, kuşlara, atlara, otlara
           İnsanlara selam ver.
           Ne görürsen selam ver.
           Sonra çıkarıp cebinden aynanı
           Bir selam da kendine ver.
           Hatırın kalmasın el gün yanında
           Bu dünyada sen de varsın!
           Üleştir dostluğunu varlığınla,
           Bir kısmı seni de sarsın.

    Üstün Dökmen yaşama bağlanmayı bu şiiriyle çok güzel anlatmış Peygamberimiz her eşyasına bir isim verirmiş. Hayvanlarının da isimleri varmış. Katırının ismi Düldül. Hani Red Kit çizgi filminde gördüğümüz düldül ismi. Acaba bu isimlendirme, eşyanın canlılığı ve eşyaya saygı duymaktan kaynaklanıyor olabilir mi? Acaba Yunusun: ‘’ Rabbim öyle bir gönül verdi ki, ‘Haa’ demeden hayran olur derken kastettiği; eşyada, Hakkın cemalinin zahirine vurgunluk olabilir mi?

    Nostaljik Radyonun, TRT FM kanalına bağlanır gibi bir bağlanabilsek pozitif enerji kanallarına. Bir başka pencereden göreceğiz evreni.

    ‘’2018/3298 sayılı Arapgir Postası’nda bir röportaj okumuştum. Çömlekçi Yaşar diye biriyle yapılmıştı. Hayatı, işi, zanaatı, çıraklık günleri, ustası soruluyordu:

    ‘’ Ustanız sizi ziyarete gelir miydi?’’

    ‘’ Gelirdi elbet. ‘ Aferin, bu işi çok iyi yürütüyorsun, benim yerimi boş komadın,’ diye keyiflenirdi. Yukarıda bir üzüm bağı vardı, oraya gelip giderken uğrardı hep. Testi vermiştim soğuk su içsin diye. Su içeceği vakit, ‘’ Yaşar’ımı verin bana,’’ dermiş, ‘’ Testiyi verin,’’ demezmiş. Benim için doyulmaz saadetti, bu söz hayatımı doldurmuştu, hala unutamıyorum diyor kitabında Şerif Aydemir. Anlatmaya çalıştığım da, tam bu çömlek hikâyesi.

    Safi ruhları bulup onların atosferinde dinlenmek ve demlenmek lazım. Safi ruhlar, bebeğin gözbebeklerinde, çocuğun şaşkın yüz ifadesinde, yetişkinlerde ise çok zor bulması. Safi gönlü bulamıyorsak eğer, kütüphanemizde bulunan Âlimlerin kitaplarına usulca sokulmalıyız. Yazarın ruh hali, kitabına geçer. Okuduğunuz kitabın yazarının maneviyatı size geçer. İmam Rabbani, İmam Gazali, Eşrefoğlu Rumi, Muhyiddin Arabi gibi, büyük zatların kitaplarını alıp, hiç olmazsa dokuz sayfa okumalı. O demlenmenin ardından dimağımıza yerleştirilen balın tadı ile uyumalı. Uyumadan önce Yüce Dosta teşekkür babında; Elhamdülillah, Övgü babında; Suphanallah, Hayranlık babında; Allahuekber diyebiliriz. Hayırlı geceleriniz olsun efendim.

           13.04.2023

                                           Melek KARADENİZ

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    1. Ahmet Kağan Karabulut dedi ki:

      Yüreğiniz dert görmesin… Çok iyi geldi okumak…

      1. Melek Karadeniz dedi ki:

        Teşekkür ediyorum kıymetli hocam. Saygılar

    2. Harun Reşit dedi ki:

      El ayak çekilince okuyup demlendiğim yazılardan bir tanesi yüreğinize sağlık…

      1. Melek Karadeniz dedi ki:

        Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.

    3. Münevver AVŞİN dedi ki:

      Ruha dokunan ne güzel bir yazı olmuş.. ❤️❤️

      1. Melek Karadeniz dedi ki:

        Teşekkür ediyorum sevgiyle kucaklıyorum.❤️❤️

    4. Nihal Keskin dedi ki:

      Birlikte geçirdiğimiz yıllarımızda sözlerinizle sarılmanızla tüm duygularımıza dokunabiliyordunuz. Şimdi ise maneviyat ile yazdığınız tüm satırlarda ruhumuza hocam .

      1. Melek Karadeniz dedi ki:

        Güzel kızım, gönül isterdi ki daha çok yanınızda olabilseydim. Muhabbetle sarılıyorum sana

    5. Arife dedi ki:

      Hepimizin gerçeğini ne güzel dile getirmişsiniz Melek Hanım elinize, yüreğinize sağlık…

      1. Melek Karadeniz dedi ki:

        Teşekkür ediyorum Arife hanım, sevgiler sunuyorum.

    6. Menekşe Bayazıt dedi ki:

      Burnunun direğini sizlatan,gozumde yaş biriktiren bu yazıya katmış olduğunuz duyguyu hissettirdiğini için coook teşekkür ederim.Rabbim ebeden razı olsun…

      1. Melek Karadeniz dedi ki:

        Rabbim sizlerden razı olsun yüreği menekşe kokulu güzel insan. Muhabbetle efendim.