2025-26 eğitim ve öğretim yılından itibaren öğrenciler artık okul formaları ile gidecekler. Okullarda forma uygulaması Osmanlı kültürünün bir devamı niteliğindedir.
Osmanlı toplumunda ilmiye, askeriye, bürokrasi birbirinden formaları ile ayrılırdı. Hatta ilmiyenin görev derecesi, tarikat mensupları ilk bakışta kisvesinin farklılığından (formasından) bilinirdi. 23’ten sonra ilmiye ve tarikatler zabt u rabt altına alınıp kisveler yasaklanınca meydan askeri zihniyete kaldı.Toplum içinde hemen fark edilebilecek giysi, öncelikle askerlere ait oldu. Rütbeliler (üni)forma ile topluma karışarak hem otorite hem üstünlük sağlıyordu.
OKULLARDA ŞAPKA MECBURİYETİ
Yaşı müsait olanlar hatırlayacaklardır. Okullarda forma uygulamasında ayırt edicilik 70’li yılların başına kadar devam etti. Çünkü bütün orta okul ve liseler şapka giymek zorunda idi. Şapkalar da renkleri, siperleri, siperdeki amblemleri ile hemen fark ediliyordu. Aidiyet ilanı şapka ile sınırlı kalmıyor yakalara rozet takmak da mecburi idi. 76-83’de Aydın, Çine İmam Hatip Lisesinin minareli cami rozeti takmış biri olarak söylüyorum. Rozet bile biz İmam Hatiplileri taşkınlık, adaba mugayir söz ve davranışlardan koruyordu. Sinemaya girerken rozeti çıkarıyorduk. Diğer okulların türlerine göre alametleri vardı üstünde. Meslek liseleri, sanat okulları hemen kendini belli ediyordu. Bu bağlamda İmam Hatiplerin “Yeşil Şapka”sını giymedik ama biliyorum. Kız meslek liseleri, sağlık meslek liseleri kendilerini hemen belli ediyordu.
12 Mart müdahalesinden sonra okullarda (üni) forma uygulaması ve şapka giymek zorunluluğu kaldırıldı. Meslek liseleri görünüşlerini az da olsa muhafaza etti. Bu arada Özal ile yayılan liberalleşme 12 Eylül’den epey sonra okul formalarına kadar genişledi. Zamanın Milli Eğitim Bakanlığına baskılar da geldi. Liseli gençlere çocuk muamelesi yapmayalım, sivilleşme liselerden başlasın, giyilmeyecek formalara para vermeyelim, forma basanlara para vermeyelim vs diyerek serbest kıyafet uygulaması başladı. Bu kez başka bir tartışma konusu çıktı ortaya.
ÖĞRETMENLERE DE FORMA MI GİYDİRSEK…
Sınıflarda marka kıyafeti ile övünen gençler karşısında ezilenler de oldu. Öyle ki öğretmeninden daha iyi (marka) giyinen öğrenciler oldu. Öğrenciler saç sakal karışık, makyajlı, kısa etekli vs gelmeye başladılar okullara.
Bu arada öğretmenler için 28 Şubat’ın baskısına tepki olarak kılık kıyafette serbestlik getirildi. Öğretmenler kravatı attı, sakal bırakmak defacto serbest hale geldi.
Ziya Selçuk zamanında Bakanlık görevlisi olarak bazı vilayetleri ziyaret ettiğimde gördüm ki özellikle erkek öğretmenler ütülü pantolonu bile terk etmişlerdi. Dışarıdan bakıldığında onların öğretmen olduğunu gösterir hiçbir emare yoktu. Sokaktaki esnaf hacı amca modunda idi birçoğu. Onlara usulüne göre zarf-mazruf ilişkisini hatırlattım. İlminiz, kültürünüz ne kadar yüksek olursa olsun bunu iyi bir kap içinde sunmalısınız, lokantada yemek kadar servis de önemlidir; öğrencilerden saygı görmek istiyorsanız formasyonu gösterir bir kıyafetiniz de olmalı, sakal makul uzunlukta ve taranmış, pantolon ütülü vs olmalı dedim. Hiçbirimiz M. Akif kadar ilim ve ihlas sahibi değiliz, bu konuda örneğiniz Akif olsun, dedim.
Benim ardımdan ne oldu bilmiyorum. Bu konu bana göre önemini hâlâ koruyor. Çünkü muhafazakar öğretmenlerin kılık kıyafetindeki bu dağınıklık bir kısım bayan öğretmenlerde aşırı makyaj ve kısa giyim şeklinde tezahür etmektedir.
Bakanlık geçtiğimiz yıl öğretmenler önlük giysin diye bir niyet açıkladı fakat ortalık karıştı. Bu konu yönetmelik vsile çözülemez. Öğretmen giyim kuşam olarak kendi saygınlığını kendisi korumalıdır. Bakanlık konuyu din, cinsiyet, kültür vs çatışması çıkarmadan öğretmen kıyafetlerinin, görünüşünün mesleki formasyonun bir gereği olarak ele alınmasını sağlamalıdır.
Demek istiyorum ki öğrenci formaları dolayısıyla öğretmen kılık ve kıyafetlerine de dikkat edelim. Yasakçı olmadan, yeni bir kılık kıyafet tartışması açmadan örnek öğretmen modelinde, makulde buluşalım.
Merak ediyorum. Milli Eğitim Akademisinin öğretmen adayları eğitime nasıl gelecekler? Öğretmen adayı kıyafeti ile mi öğrenci olarak mı? Bu husus süreci belirleyecektir.
İMAM HATİPLERDE BAŞ ÖRTÜSÜ FORMAYA DAHİL OLMALIDIR
Formalarla ilgili diğer önemli bir husus okulların birbirinden formaları ile ayırt edilebilecek olmasıdır.(Acaba?) Açıkça yazayım. İmam Hatip Lisesi öğrencileri ve velileri bu okulların meslek lisesi olduğunu biliyor. Fakat son dönemde imam-hatip liseleri (üni) formalarını tamamen kaybetti. Baş örtüsüne üniforma diyen ben değilim. Bunu 28 Şubatçı bütün üniversite mensupları, askerler, basın mensupları dedi. Biz ısrarla baş örtüsü üniforma değildir sadece örtüdür dedik. Ama şimdi formadır, bir meslek lisesinin ayırt edici kisvesidir. Bu okullara gelenler bu kisveyi de kabul etmiş demektir. Öyleyse kız öğrenciler için imam-hatip liselerinde baş örtüsü okul formasının bir parçası kabul ve ilan edilmeli ve zorunlu olmalıdır diyoruz. Bu konu da Bakanlık yetkililerinin ve Din Öğretimi Genel Müdürlüğünün sorumluluğuna giriyor.
Kamil Yeşil