Donald Winnicott (1896-1971) isimli psikinalist bilim adamı “hırsızlık yapan çocuk annesini arar” demiştir. Yani hırsızlık bir anne yokluğu neticesinde de meydana gelebiliyor. Anne hayatta olabilir. Hayatta olmaması şüphesiz büyük bir kayıptır. Ancak hayatta olduğu halde gerçek bir anne davranışı da gösteremeyebilir. Özellikle sevgi, şefkat, ilgi konularında çocuğuna “sıcak analık” yapamayabilir....
Modern zamanların insan zihnini şekillendiren en güçlü aygıtı olan eğitim, kendi ruhunu endüstriyel çağın şafağında bir yerlerde yitirdi. Bilgiyi paketleyip seri üretim bandından geçirme, insanı ise bu bandın sonunda belirli vasıflarla donatılmış bir ürüne dönüştürme gayesi, eğitimin bütünsel dokusunu parçaladı. Zihnin bir bütün olarak değil, birbirinden bağımsız kompartımanlar şeklinde çalıştığı...
Bir zamanlar ekran başında vakit tüketme, geçirme ve öldürmede neredeyse dünya birincisiydik. Bu alanda ABD ile Türkiye’nin yarıştığı ortaya çıkmıştı. Türkler ve Amerikalılar birçok saatlerini ekran başında geçiriyorlardı. Buna vakit öldürme ve pasif vakit geçirme de denebilir. Bu yersiz harcanan vakitler dünyada israf vasfı kazandığı gibi ruy-i zeminde de ömür...
Köy Enstitülerinden Milli Eğitime Uzanan Bir Muhasebe Kemal Tahir için önce doğru düşünme ve içinde bulunduğun konumu durumu doğru tanıma gelir. Bu nedenle kendi gerçeğini tanımak öncelikli tefekkür ölçeğidir. Kemal Tahir’e göre ‘’kendi gerçeğinden kaçış bir nevi yenilgidir.’’ Bu nedenle batı ile münasebetlerimizin temel karakteristiğini çözmek de bu gerçeklerden birisidir....
Osmanlı dönemi Türk milletini cahil addetmek bir Türkün fikri olamaz. Kur’an-ı Kerim okumayı bilen her Türk, mektep görsün görmesin yazıyı öyle ya da böyle okurdu. Kadın erkek, çoluk çocuk, yaşlı genç… Hemen herkes okuma bilirdi. Çünkü yazımız Kuran elifbasıyla yazılırdı. Ahmediye, Muhammediye, Kara Davut, Siret-i Nebi, Envâr’ül Âşıkîn Mızraklı İlmihali...
Eğitim denilince ilk akla gelen şey çoğu zaman sınavlar oluyor: LGS, TYT, AYT… Çocuklarımızın hayatlarının en verimli çağları, test kitaplarının gölgesinde geçiyor. Oysa eğitim yalnızca doğru şıkkı bulmaktan ibaret değildir. Eğitim, insanın ruhunu, aklını, vicdanını ve kişiliğini yoğuran uzun bir yolculuktur. Bugün sistem bizi sınav odaklı bir yola zorunlu olarak...
Kitaplar, hayatın karmaşasında bizim ruhumuza yolculuk yapmamız için rehberlik eden pusuladır. Onları açtığımızda yalnızca kelimeleri değil, aynı zamanda yazarın düşüncelerini, ruhunu ve dünyaya bakışını görmeye başlarız. ASBÜ Kütüphane ve Dokümantasyon Daire başkanı Osman KAYAER ile tanışmam benim kitaplarla ilişkimi bir adım daha ileri taşıdı; okumanın yanı sıra yazmaya başladığım bu...
Eğitim, bir zamanlar insanın ruhunu inceltmenin, dünyayı anlamlandırmanın ve güzelliği fark etmenin yoluydu. Bugün ise amiyane tabirle bir yarış pistine dönüşmüş durumdadır. Her adım, bir sınavın, bir testin, bir ölçmenin gölgesinde atılmakta, öğrencinin gözündeki merak ışıltısı, yerini kaygının mat rengine bırakmış durumdadır. Eğitim, esasen yalnızca bilgi aktarmak değil, aynı zamanda...
Müellif, eseri beş ana başlık altında yazmıştır. Birinci bölüm “Bin yılın destanı” ikinci bölüm “Adım adım adım İstiklal Marşı’na” üçüncü bölüm “Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın” dördüncü bölüm “Mehmed Akif’ten sonra İstiklal Marşı” beşinci bölüm “İstiklal Marşı’nı Kurtarmak” başlığını taşıyor. Yazarımız bu eserinde İstiklal Marşı’nın anlamı, ortaya...
Yıllar önce ziyaret ettiğim bir kurumda amir konumundaki müdürün (üst yönetici) biri hariç, astlarıyla görüşmediğini, hatta makamına dahi kabul etmediğini öğrendiğimde hayretle sordum: “Toplantı da mı yapılmıyor?” Cevap, “Evet, toplantı da yapılmıyor.” oldu. “Ya işler…” dediğimde “Yanında bulunan arkadaş üzerinden ve yazılı talimatlarla.” karşılığını aldım. Benzer vakalar görüldü mü? Görüldü....
İnsan, kendini kelimelerle inşa eder. Düşünce, kelimenin rahminde doğar. Anlam, kelimenin aynasında yansır. Zihnimiz, kelimelerin aksettiği anlam dünyası ile şekillenir, kavramlarla derinleşir. Düşünebilmek, anlayabilmek, yorumlayabilmek ve hakikate ulaşabilmek için en başta kelimelere ihtiyacımız vardır. Bu yüzden söz varlığı yalnızca bir anlatım aracı değil, aynı zamanda düşüncenin, ilmin, bilimin ve millet...