eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Kur’an Bülbülü, Gönül Şairi ve Kadim Dostum Ağabeyim Hacı Abdülkadir Rızvanoğlu da Göçtü Öte Aleme

Kur’an Bülbülü, Gönül Şairi ve Kadim Dostum Ağabeyim Hacı Abdülkadir Rızvanoğlu da Göçtü Öte Aleme

Urfa’nın kadim mekanlarından Siverekli Mahallesiyle; Kamberiye Mahalleri karşı karşıyadır. Bu iki kadim mahalleyi, kadim Karakoyun Deresi ayırır biri birinden. Türküler, hoyratlar ve ilahiler uçuşur Karakoyun Deresinin üstünden. Yankılanır Urfa’nın semalarında Arapça, Kürtçe ve Türkçe dillerinde. Adata yarışırlar okuyanlar biri biriyle. Bu ses armonisi beni götürdü eskilere. Bizim oturduğumuz Siverekli Mahallesinden akraban İsmail Badıllı; öbür taraftan Kamberiye Mahallesinden Seyfettin Sucu ve Culha Mahmud Hafız ila Abdülkadir Rızvanoğlu’unun nidaları yükselirdi göklere. Bugün değerli ağabeyim güzel insan; kalbi Kur’an ile meşbu, dili zikirle meşgul ; Abdülkadir Rızvanoğlu’nun vefat haberini okuyunca Necip Özbek’in mesajından ; çok üzüldüm. Ah ölüm ah! Ayırıyorsun canı cananından. Bizleri de ayırıyorsun sevdiğimiz değerli kıymetlerimizden. Önce Zübeyir Yetik Ağabeyi o fikir ve düşünce adamını, sonra yine Urfa’nın değişik bir yüzü üç ayları tutan sosyal demokrat Ulu Çınar Naci İpek ağabeyi ve bugün de seksen dokuz yıllık bir İrfan ve İ’zan geleneğinin ulu bir çınarını daha devirdin Urfa da. Yine kolumuzu ve kanadımızı bağladın sen. Senin de bu beyliğinin de sona gelecek bir gün. Ölümün de öleceği o gün de gelecektir bir gün. Ama şimdi hepimiz amadeyiz senin emrine. Ölüm geldi hoş geldi ! Sen bir hiçlik fermanı değil, atamız Adem’in geldiği ezeli diyarına bir davetiyesin. Dünya sürgününü bitirdin bu gelişinle. İşte bu dünya sürgününün seksen dokuz yıllık devresi bugün bitti aziz dostum Abdülkadir Rızvanoğlu’nun. Bir gün bizde içeceğiz bu acı şerbetten. Ağzımızın tadını kaçıran gerçeksin sen. Ve bizde içinceğiz bu şerbetten ve kavuşacağız sevdiklerimize. Urfa: edebi, kültürel ve irfani kıymetlerinin değerlerini hayattayken bilmeli bence. Çünkü onlar ; bizim geleceğimizin manevi tapularıdır. Rahmetli Kurra Muhammed Hafız, Rafi Hafız, Culha Mahmud Hafız, Şevki Hafız, Bozeninoğlu Halil Hafız, Yaşar Hafız, Ömer Hafız , Hafız Şeyh İbrahim , Hafız Mehmet Dönmez, Halil Hafız ve daha nice değerli hafızları da yayımlanmış kıymetli bir esere havale ederek kitaptan daha geniş bilgi sahibi olmanızı diliyorum.” Urfalı Hafızlar “ Güler ve Uzungöl’ün değerli kitabı. Kitapta kadar değerli manevi mimarlara sahip olduğumuzu göreceksiniz. Aziz dostum ve değerli ağabeyimin baş gözü alınınca , onun kalb gözü daha açıldı bence. “ Garib’ in Gönül Pınarından “ şiirlere döküldü. İçten , samimi ve sanat değeri öne alınmadan deruni sesi kelimelere dönüştü bu şiirlerinde. O bir aşıktır artık. Onun için artık önce aşk vardır. Onun o güzel sesi daha da bir sıcaklık kazanmıştı kalbi gözü açılınca. Onunla her iki dönemde de arkadaşlık ve dostluklarımız devam etti. Gençlik yıllarımızda Mehmet Akif İnan ve Niha Armağan ile dostlukları Büyük Doğu çerçevesinde devam ediyordu. Benim de tanışmam da bu yolda oldu onunla. Aynı kaynaktan şiir sütünü içtik birden. İstanbul’daki Üniversiteli yıllarımda her Urfa’ya tatile gelişlerimde O: “ Hele Nihat’tan bahset, Nihat’tan! O, ne yapıyor o? “ diye sorardı . Ben de Hilal Mecmuasında olanları ona zevkle anlatırdım. . Nihayet Rabbim bizi Urfa’ya hizmet için gerek Halk Eğitimi Başkanlığımda ve gerekse faal siyasette Belediye Başkanlığım ve gerekse Milletvekilliğim dönemlerinde onunla hep sıcak ve samimi duygularla münasebetlerimizi kardeş /ağabey tadında devam etmişti bugüne dek. Biz hiç ayrılmadık onunla ne maddi ve nede manevi bağlara biri birimizden. O bizleri gerek Harran Üniversitesi Kurma Derneği çalışmaları ile, gerekse Harran Kitabevi ve gerekse Harran Dergisi çalışmalarımızda hiç yalnız bırakmazdı. Hep hayırlı işlerde teşvik ederdi. O, güzel ve temiz giyinirdi. Ve hep: “ Allah güzeldir, güzeli sever! “derdi. Çocukluğumda ikinci Kur’an dersi aldığım Güli Hocamın ve ilk Culhacılık çıraklığı yaptığım yıllarda Kamberiye Mahallesi benim için çok özel idi. Abdülkadir Rızvanoğlu ile tanışınca Mahalle daha da güzel oldu. Onun baş gözleri açık iken; ailece Urfa’da küçükbaş hayvan tüccarlığı yaparlardı. Urfa hayvan pazarında cambaz olan babam Hacı Mustafa ile dostlukları o zaman pekişmişti. Biri birini severlerdi. Kirve olmuştuk Halit Tatlı ile. Onun dostluğu değerli ağabeyim Şevki Hafız ile çok kavi idi. Terzi Ekrem Kara ve Kitapçı Bakır Yavuz şeyhimi de severdi. O, her çalışmamızda hayır duası ve fiili gayretiyle bizimle idi. İlmi ve ilim adamlarını sever idi. O,dost meclislerinde aranan idi. O gerek aile içinde ve gerekse mahallede bir kanaat önderi idi. Cercis Peygamber Camiisinin bu hale gelmesinde onun büyük emeği vardı. O, Molla Derviş Hocayı, Molla Said Hocayı, Molla Sabri Hocayı ve Arap Hocayı çok severdi. Eyyüb Karakeçili ile Halil Kırıkçı’nın yeri onun yanında ayrı idi. Benim hoca arkadaşım Musa Koyuncu hocayı da severdi. O,mükrim ve cömert bir şahsiyet idi. Onu her ziyaretimde bana, ayrı ayrı ziyafetler çekerdi. O, gerek söz, gerek ilahi ve gerekse taam ile olurdu. Sözü her dem zevkle dinlenirdi onun. Şimdi hala o güzel sesi çınlıyor kulaklarımda. O tam bir Kur’an bülbülü idi. O, Kur’an okuyunca gönlümden yassı ve kulaklarımdan pası giderirdi. Onun okuduğu gazeller ise Dede Osman tarafından beğenilirdi. O, Urfa ses bayrağının hararetle aranın kadife sesi idi. Urfa gök kubbesi bugün onun sesine hasret kaldı. Mekanlar yas tuttu onun bu sessizliğinden. Bu acıklı günde şimdilik bu kadar yeter benden. Yoksa daha neler var neler; benim heybemde! Urfa’mın İrfan, İ’zan ,Edebiyat, Musiki ve Kültür sever camiasının başı sağolsun. Sen hep okunacak ilahilerde hep var olacaksın. Yüzlerce ezbere okuduğun ilahiler vardı dağarcığında. Selam söyle o ölümsüz diyara giden dostlara bizden. Başta kederli ailene , acılı evlatlarına , sesin ile sözünü özleyen tüm Urfalı gönül ehli , vefalı dostlarına; yüce Rabbimden sabırlar diliyorum . İnna Lillahi ve İnna İleyhi Raciün

İbrahim Halil ÇELİK

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.