eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Açık
22°C
Ankara
22°C
Açık
Salı Parçalı Bulutlu
21°C
Çarşamba Az Bulutlu
15°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
13°C
Cuma Az Bulutlu
14°C

Ayşe Levent KOLUKISA

1990 Karaman doğumludur. İlkokul, ortaokul ve lise öğrenimini Karaman' da tamamlamıştır. Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Öğretmenliği bölümünden mezun olmuştur. İlk görev yeri Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde Şekerli köyü Şekerli ortaokuludur. Karaman'da muhtelif okullarda öğretmen ve idareci olarak görev yapmıştır. Karaman merkezde görev yapmaya devam etmektedir. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Fen Bilimleri Ve Teknolojileri Bölümünde Yüksek Lisans eğitimini tamamlamıştır. Halen doktora eğitimine devam etmektedir. Evli ve 1 çocuk annesidir.

    Talebeden Öğrenciye: Eğitimde Kavramların ve Anlayışın Dönüşümü

    Eğitim, sadece bilgi aktarımı değil, aynı zamanda düşünce biçimimizi, değerlerimizi ve toplum içindeki yerimizi şekillendiren bir süreçtir. Bu sürecin en temel unsurlarından biri olan dil ve kavramlar da zamanla değişir.  Eğitim toplumsal değerlerin aktarılmasında da önemli rol oynamaktadır. “Talebe” ve “öğrenci” kelimeleri arasındaki geçiş, sadece bir kelime değişikliği değil, aynı zamanda eğitim anlayışımızdaki köklü bir dönüşümü simgeler. Değer yargılarımızdaki değişime de ışık tutar. Ancak bu geçişin, eğitimde hem olumlu hem de olumsuz etkiler yarattığını söylemek mümkündür.

    Talebe: Bilgiye Susamış Birey

    “Talebe” kelimesi, Arapça kökenli olup “isteyen, arzu eden” anlamına gelir. Özellikle medreselerde eğitim gören kişiler için kullanılan bu terim, öğrenme arzusunu, bilgiye olan açlığı ifade eder. Talebe, bilgiye ulaşmak için çaba gösteren, öğrenme sürecinde aktif bir rol oynayan, hocasının rehberliğine ihtiyaç duyan birey olarak tanımlanır. Geleneksel eğitim anlayışında bu kavram, öğrenciyi bilgiye talip, hocaya derin bir saygı duyan bir karakter olarak resmeder. Öğretmen, bilginin yegâne kaynağıdır ve talebe, bu kaynaktan bilgi talep eder. Yani daima öğrenmeye istekli ve açık bireyi tanımlamaktadır.

    Ancak modern eğitim sistemleriyle birlikte “talebe” kelimesi yerini “öğrenci”ye bırakmıştır. Bu, eğitimdeki dilin sadeleşme süreci ile ortaya çıkan bir durumdur ve eğitimde değişen rolleri de yansıtır.

    Öğrenci: Sorgulayan ve Keşfeden Figür

    “Öğrenci” kelimesi, Türkçe “öğrenmek” fiilinden türetilmiş olup, öğrenme sürecine aktif katılımı ifade eder. Cumhuriyet döneminde dildeki sadeleşme çalışmalarının bir sonucu olarak kullanılmaya başlanan bu kelime, modern eğitimin temel unsuru haline gelmiştir. Öğrenci, sadece bilgiyi talep eden değil, aynı zamanda onu keşfeden, sorgulayan ve araştıran bir figürü temsil eder.

    Bu geçiş, eğitim anlayışındaki demokratikleşmeyi, bireyin öğrenme sürecindeki rolünün aktif hale gelmesini yansıtır. Öğretmen, artık sadece bilgi veren değil, öğrencinin bu süreci yönetmesine rehberlik eden bir role bürünmüştür. Bu, elbette eğitimde daha özgürleştirici, eleştirel düşünmeyi teşvik eden bir anlayışı beraberinde getirmiştir.

    Olumlu Değişim mi? Yoksa Eksiklik mi?

    Peki, “talebe”den “öğrenci”ye geçiş her açıdan olumlu bir gelişme mi? Bu noktada eğitim anlayışımızın evrilmesinin getirdiği bazı sorunlardan da bahsetmek gerekir. Geleneksel talebe-hoca ilişkisinde öğrencinin bilgiye olan açlığı, öğretmene olan saygısı ve disiplinli duruşu, modern eğitim anlayışında bir ölçüde kaybolmuş olabilir. Öğrenci merkezli eğitim, öğretmenin rolünü kolaylaştırıcıya indirgemiş ve bu, bazı durumlarda öğrencilerin öğretmen otoritesini daha az ciddiye almasına neden olmuştur.

    Ayrıca, bilginin derinlemesine öğrenilmesi yerine, hızla tüketilip sınavlara yönelik bir sistemin ortaya çıkması da bir diğer olumsuzluk olarak görülebilir. Talebe, bilginin değerini anlayan ve ona ulaşmak için büyük çaba sarf eden bir bireyken, modern öğrenci kavramı, bilginin bir “tüketim nesnesi” haline gelmesine neden olabilir.

    Duygusal Bağ ve Ahlaki Eğitim

    Geleneksel talebe-hoca ilişkisinde, öğretmen sadece bilgi değil, aynı zamanda ahlaki değerler de aktarırdı. Bu bağ, öğrenme sürecini daha derin ve kalıcı hale getirirdi. Bugün ise öğrenci-öğretmen ilişkisi daha profesyonel ve bireysel bir forma bürünmüş durumda. Bu da, eğitimdeki duygusal bağın ve manevi eğitimin zayıflamasına yol açabilir.

    Geçmişin Bilgeliği ile Geleceğin Dinamikleri Arasında Kaynaşma

    “Talebe”den “öğrenci”ye geçiş, eğitim anlayışımızdaki köklü bir değişimin göstergesidir. Her iki kavramın da kendine has olumlu ve olumsuz yönleri vardır. Talebenin bilgiye olan açlığı ve disiplini, modern öğrencinin sorgulayan ve aktif karakteriyle dengelenmelidir. Eğitimdeki bu dönüşüm, aslında geçmişin bilgeliği ile geleceğin dinamiklerini harmanlama fırsatı sunmaktadır. Eğitimin amacı, sadece bilgi aktarmak değil, aynı zamanda bireyleri topluma faydalı, ahlaki değerleri güçlü ve eleştirel düşünebilen bireyler haline getirmektir. Bu bağlamda, hem talebenin disiplininden hem de öğrencinin aktif katılımından alacağımız çok şey var.

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.