Sana kimse anlatmadı mı çocuk,
Pembenin az, tozun çok olduğunu…
Şu zalim dünyanın hengâmesinde,
Dikenin çok, gülün yok olduğunu…
Sen düşler kurarken gökler üstüne,
Bombalar yağarken düşler üstüne,
Mavi sular buz keserken üstüne,
Sevincin az, kahrın çok olduğunu…
Uçurtmanın ipi kaldı elinde,
Güller harap oldu bahçelerinde,
Hüzünlü dualar yalnız dilinde,
Umudun eriyip yok olduğunu…
Kuzum, sen hiç böyle dilemedin ki,
Bu kara yazgını silemedin ki,
Doymayan zengindi, bilemedin ki,
Çoğu açken, azın tok olduğunu…
Hüzün, acı dolu şu sessizliğin,
Gözün yaşlı, garip, kimsesizliğin,
Yaşadığın her bir çaresizliğin,
Yüreğe saplanan ok olduğunu…
Ahmet Kağan Karabulut