eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Leyla Olmak

Biz onun yaptığını anlatır dalga geçerdik. En çok da ablam. Hatta ablam dalga geçmeyi bırak sinirlenir kızardı. Nasıl bir akla sahipsin ki elindeki çöpleri atacağım diye o kadar uğraşıp yaptığın böreği çöpe atarsın aptal kadın derdi. O gün de mevzusu geçti. Zaten ne zaman bir araya gelsek daha önce konuştuğumuz her şey bir tekrar konuşulurdu. Bu sadece bizde mi böyleydi, yoksa bütün herkes bizim gibi miydi açıkçası bilmiyorum. Benim kanaatimce bu; meşgalesi olmayan insanların hayatlarında yenilik olmadıkça sürekli döngüye giren tekrarlar zinciriydi.
Bizimde pek bir meşgalemiz yoktu örgü örmek dışında. Örgü örerken konuşur, örgü örerken çay içer, örgü örerken film izlerdik. Hatta çoğu zaman bu üçünü aynı anda yapardık. Alışveriş rutinimizin vazgeçilmez parçasıydı yüncüye gitmek. Bir alışveriş bir fiş misali-bir alışveriş bir çile ip. Bu durum örmek için iplik almayı geçmiş istiflemeye dönmüştü. Bunun rengi güzel, bu yumuşak, bunu her zaman bulamam, bundan güzel bere olur, at köşeye dursun bir yerde lazım olur diye diye yığınlar halindeki poşetleri koyacak köşe kalmamıştı. Kedilerin poşetleri parçalayıp iplikleri oda oda gezdirip birbirine karıştırması da cabası. Poşetleri çuvallara aktarmamız pek bir işe yaramamıştı. Bir yolunu mutlaka buluyorlardı.
Örgü iplerini ayırırken uygun renkleri seçip dolaşanlara ayıklamamız saatlerimizi almıştı niye bilmem yine Leyla’nın yaptığını anlattık gene bir mevzumuz yoktu anlaşılan güldük de hatta daha önce de gülmüştük zaten bu olaya. Soğuk kış günlerinde dizlerimizi örtmek için battaniye örmeye karar verdik hepimize yetecek kadar iplik vardı. Ablama verdiğim yünler poşetlerinin içine tam sığmıyordu. Kahve yanına yemesi için verdiğim çikolatayı bitirememiş onu da torbanın kenarına sıkıştırmıştı. Çıkarken kapı önü uzun sohbetlerinden birini yapmaya koyulmuştu ki, kızı anne uykum geldi, diye mızmızlanmaya başladı ve annesini beklemeden gitti . Ablam bu sırada kapı önündeki çöpleri de alarak aceleyle merdivenlerden indi. Bir elinde çöpler bir elinde iplikler onu görünce aklıma Leyla geldi. Keşke gelmeseydi sırf ben böyle düşündüm diye oluyor sanki bazı şeyler. Artık tekrar ve tekrar konuşacağımız yeni bir konumuz var ablam da bir Leyla.

Yazarın Diğer Yazıları
17.10.2024 08:00
06.11.2024 14:00
02.02.2024 18:00
16.01.2025 18:29
Yorumlar

  1. Fatma Duman dedi ki:

    Beğendim guzel olmuş hemen her evde olabilecek aile içi abla kardeş diyalogları tek fark kediler her evde olmayabilir yünlereri alıp oynamaları bizde onu çocuklar yapar