eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Parçalı Bulutlu
26°C
Ankara
26°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Hafif Yağmurlu
28°C
Pazartesi Çok Bulutlu
30°C
Salı Parçalı Bulutlu
29°C
Çarşamba Az Bulutlu
29°C

Nurcan ŞARLAYAN

İlk, orta ve lise eğitimini Kırıkkale'de, Üniversite Eğitimini Gazi Üniversitesi Meslekî .Eğitim Fakültesi'nde tamamladı. Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Yönetimi ve Denetim alanında Tezli yüksek lisans eğitimini tamamladı. "Estetik Eğitim" isimli tezi, aynı konuda yayımlanmış yazıları ve "Eğitimde Nezaket" adlı kitabı bulunmaktadır.

    Yılbaşı Bizim Neyimiz Olur?

    Bu yazı bir yeni yıl, yılbaşı ya da noel tarihini inceleme yazısı değildir. Bilmeden inandığımız, araştırmadan tabi olduğumuz, taklit ettiğimiz ve bir süre sonra içinde boğulduğumuz yılbaşının ortaya çıkışını kökenini ve insanlığa, Müslüman’a yapılmak istenilenleri araştırmalar bazında ortaya koymaktır.

    Küresel dünyanın birçok ürününü boykot ettiğimiz Gazze kan ağlarken kutlanılması düşünülen Noel için ne diyeceğiz. “Noel boykot ürünü biz yılbaşı alalım ya da yeni yıl daha kulağa hoş geliyor onu alalım” mı diye kandıracağız kendimizi.

    Işıltılı AVM’ler, çam ağaçları, hediye dükkanları, kırmızı kıyafetli, beyaz sakallı figür kim. Bu göz alıcı görünen şeyler nelerin sembolleri merak edip araştırmadık yıllarca.

    Kaynaklardan derlediğimiz bilgiler, yılbaşı adı altında da insanlığın sömürüldüğü, tamamen meta ve tüketime sürüklendiği gerçeğine ulaştırdı.

    Yılbaşı ya da noelin kelime köken ve içeriğine bakarsak:

    Ülkemizde yılbaşı kutlamasıyla özdeşleştirilen noel, Latince’de “Tanrı’nın doğum günü” anlamına gelen ve Hz. İsa’nın doğum günü kutlamasını ifade eden “dies natalis” teriminin Fransızca karşılığıdır (noel). Bu terim günümüz İngilizce’sine de christmas şeklinde geçmiştir. Batı dillerinde Hz. İsa için Mesih karşılığında kullanılan christ kelimesi Yunanca christostan (yağlanmış) gelmektedir. Eski İsrail dininde Tanrı tarafından görevlendirilen kral veya kohenler başları yağla meshedilmek suretiyle kutsanır ve maşiah (yağlanmış) diye adlandırılırdı. Christ-massın ikinci kısmını oluşturan mass, Farsça kökenli mazda kelimesinden türeyen mizdin Latince karşılığı olan missadan gelmektedir. Mazda “tanrı”, mizd ise “tanrı adına yenilen akşam yemeği” demektir.

    Pers kökenli Mitraizm, Roma Pagan (çok tanrılı, putperest) kültüründe yaygın hale gelmiş dinlerden biriydi. Bu dinde güneş tanrısı Mithra’nın yeryüzüne inerek Zodyak yıldız kümesinin on iki simgesine karşılık gelen on iki havarisiyle dünyayı dolaştığına, sonunda insanlığın günahları için kendini feda ettiğine inanılırdı. Mitraistler’in bilinen festivali bir boğanın öldürülerek tanrıya adanması, kanının içilip etinin yenmesi uygulamasını içermekteydi. İsa’nın Mesih’in doğum günü kutlamasını ifade eden Christmas adlandırması da etimolojik olarak noel kutlamasının bir başka temel unsuru olan çam ağacının Yunan ve Roma pagan kültürlerindeki Attis tanrısına yönelik ayinden kaynaklandığı kabul edilmektedir.

    İsa Mesih’in doğum günü adına kutlanan noelin doğuşu, Hıristiyanlığı benimseyen pagan Roma halkının güneşin doğumunu kutlama konusundaki eski Paganist alışkanlıklarını terk edememiş bu geleneği, Hıristiyan inancı ile bütünleştirerek devam ettirmeleri ile oluşmuştur.

    Batı Hıristiyanlığı tarafından 25 Aralık’ta kutlanan Christmas’ın tarih ve kutlama olarak kökeni de eski Roma da 25 Aralık’ta günlerin tekrar uzamaya başlamasıyla ışığın karanlığı mağlup ettiğine inanılarak Güneş Tanrısı Mitra’nın doğum günü olarak kutlanır olmuştur.

    Hıristiyan ilahiyatçılarına göre başta noel olmak üzere erken Hıristiyanlık’ta yer almayan ve içerdiği pagan eğlence unsurlarından dolayı sonraki din adamlarınca eleştirilen putperest festivallerinin Hıristiyan kutlamalarına dönüştürülmesinin sebebi o dönemde Roma’daki Hint-İran kökenli Mitra inancına karşı Hıristiyanlığı korumaktı. Hz. İsa’ya ve Hristiyanlığa rağmen Avrupalılar, pagan inançlarına bağlı inanç ve gelenekleri sürdürmeye devam edince Roma İmparatoru I. Costantinus (IV. yy), tarafından “Yeni güneşimiz İsa’dır; madem pagan inançları silemiyoruz biz de İsa’nın doğumunu bu tarihte kutlayalım” denilerek ilk zamanlardaki kutlamalarda güneşi selamlamaya devam edilmiştir.

    Aslı Pagan(putperest) inanç ve efsanelerine dayanmakta olup Hıristiyanlığa sonradan giren Noel, günümüzde bir Hıristiyan bayramı şeklinde kutlanmaktadır. Bugüne has unsurlar Batı kültürünün yayılması ile birlikte Hıristiyan olmayan ülkelerde de birer tüketim ve eğlence fırsatı olarak görülerek yılbaşı kutlamaları bünyesinde yerleşmiştir. Yılbaşı uygulaması da esasen aşırı tüketime yönelten bir eğlenceye dönüştüğü için bugün pek çok Hıristiyan tarafından da eleştirilmektedir.

    Hristiyan aleminde yılbaşı kutlamaları Noel (24 Aralık), Şükran günü (26 Aralık) ve festival 31 Aralık) olmak üzere üç aşamalıdır. Bunlardan ilki Noel çamı ve Noel Baba ile ilgili uygulamaları; ikincisi ailece ve dostlarla yenecek hindili ziyafeti, üçüncüsü de içki kültürünü ön plana çıkarmaktadır.

    Günümüzdeki yaygın haliyle ise seküler Noel kutlamasının özünde, mitolojik figür Noel Baba ve çam ağacı gibi unsurların temel rol oynadığını görülmektedir. Günümüz dünyasının küresel bir kasaba görünümünde olduğunu düşünürsek toplumların kendi kültürlerinin içerisine yılbaşını da eklemeleri zor olmasa gerek. Öyle ki bu konu her yıl tartışılarak ülkemizde de güncelliğini korumaktadır.

    Ülkemizde, 26 Aralık 1925 tarihinde TBMM’de alınan kararla yılbaşı 1 Ocak’a alınmış;1 Ocak 1935 yılından itibaren de resmi tatil olmuştur. Yapılan takvim değişikliği ile günümüze kadar 31 Aralık’ı 01 Ocak’a bağlayan gece yeni yıl başlangıcı (miladi takvim yılbaşı) olarak kutlanmaktadır. Fakat bu kutlama bilinçli veya bilinçsiz olarak Noel kutlamalarıyla iç içe girmiş durumdadır. Bu seküler Noel kutlaması mitolojik figürlerden Noel Baba, Noel ağacı ve Noel hediyeleşmesi gibi olguları da beraberinde getirmiştir. Bu adetlerde çeşitli pagan topluluklarının adetlerine dayanmaktadır.

    Yunan mitolojisindeki Poseidon (Yunan tanrılarından denizcilerin ve çocukların koruyucusu -varsayılan-) turizm gayesiyle önce Aziz Nicolas’a, sonra da Noel Baba’ya dönüştürülmüştür. Amerika’ya yerleşen Hollandalı göçmenler Noel baba geleneğini de birlikte götürmüşler uzun, zayıf bir aziz olarak tanınan Noel baba, burada şişman ve neşeli bir adama, piskoposluk kıyafeti de kırmızı bir giyesiye dönüştürülmüştür.

    1863 yılında New York’un üst düzeydeki bir din yetkilisi, Noel arifesi New York Times gazetesinde yayımlanan “Noel” makalesinde şöyle yazmıştır: “Doğum Baba deyince aklıma güler yüzlü, tombul, saçları ve sakalları bembeyaz, çocukların sevgilisi biri geliyor.” Bu tanımı değerlendiren İskandinav asıllı sanatçı Thomas Nast, ABD’de yayımlanan Harper’s Weekly dergisine kapak resmi olarak bugünkü Noel Baba tasvirini çizmiştir: Ren geyiklerinin çektiği kızakta, ak sakallı, göbekli Noel Baba siyah beyaz yayımlanmıştır. Yanında da süslenmiş bir çam ağacı çizmiştir. Bu çizimleri çok beğenen ve Coca Cola şirketi için reklam tasarlayan İsveçli Haddon Sundlom’un çizimleriyle 1924 yılında kırmızı beyaz elbiselere dönüşmüştür. Coca Cola şirketinin girişimiyle Amerika’nın birçok kentinde, meydanlara süslü çam ağaçları dikilmiş; bu ağaçların dibinde Noel Baba giyimli insanlar çocuklara hediyeler vererek Coca Cola reklamı yapmaya başlamışlardır. Ertesi yıl karşı konulmaz bir patlamayla Noel Baba, bütün Hristiyan dünyasına yayılmıştır. Hristiyan dünyası bu sayede büyük bir boşluğu doldurmuştur. Bütün dünya çocuklarına ulaşacağı; özellikle kimsesizler yurdunu, okul ve kreşleri ziyaret edeceği gibi sosyal roller, onunla ilgili modern zamanın mitlerinin oluşturulmasına zemin hazırlamıştır. Cola şirketi bu gelişmeye hiçbir hukuki itirazda bulunmamış, aksine Hristiyan dünyasına Noel Baba’yı hediye etmekten memnunluk duyduğunu belirtmiştir.

    “İcat edilmiş gelenek” olarak da tanımlanan fake-lore (sahte folklor)’un en büyük icatlarından olan Noel Baba kültüne bir de tarihi dayanak gerekmiştir. Bu dayanağın Anadolu’da bulunması “tercih edilmiştir.”  Bu durumda, sözde Hristiyan inancına göre Noel Baba, MS. 342 yılında Antalya Finike-Kaş-Kale (eski adı Demre)’de doğmuştur. Aziz Nikola, Saint Nikola, Santa Claus adlarıyla bilinen bu Hristiyan aziz, karada ve denizde herkesin yardımına koşan, ihtiyacı olanlara her türlü yardımda bulunan bir kişi olarak tanımlanmıştır. Ayrıca ülkemizde 1981 yılından itibaren her yıl Antalya Demre’de Noel Baba şenlikleri düzenlenmeye başlanmıştır. İlginç bir şekilde Hıristiyan cemaatin bulunmadığı bu yerde yeniden restore edilen kilisenin bahçesine bir de Noel Baba heykeli dikilmiştir. Günümüzdeki Noel Baba imajı, Kuzey Avrupa ülkelerine, Almanya’dan yayılarak aşina hale gelmiş ve dini-sosyal bir fenomene dönüşmüştür. Bu durum sanayileşmiş, geleneklerin ve kültürün güçlü bir silah olduğunu keşfetmiş ABD’nin diğer toplumların geçmişini unutturmak ve tarihini yıkmak için kültürel malzemeyi sosyo-politik malzeme olarak kullandığını göstermesi açısından oldukça anlamlıdır.

    Başlangıçta ticari amaçlarla icat edilen ve Hristiyan dünyasına hitap eden Noel Baba 1950’lerden sonra bütün dünyada yayılmaya başlamıştır. Türkiye’ye ise 80’lerden sonra, büyük alışveriş merkezlerinin kurulması ve buralarda kendine yer bulan küresel oyuncak markalarıyla birlikte gelmiştir. Yine bu yıllarda İstanbul sosyetesinin kiliselerde Noel ayinlerine katılması ve bunların medyaya yansıyan görüntü ve haberleri ülke geneline yayılmıştır. Doksanlı yıllara gelindiğinde Noel Baba, çocuk yuvalarının yeni yıl kutlamalarının vazgeçilmez karakteri olmuştur. Noel Baba’yı Türkiye’de “yerlileştirme” çabaları karşılığını bulmuştur. Medeni değerleri almak için çıkılan Batı yolculuğundan hurafeleri, batıl inançları, fakeloru alınarak dönülmüş; Batı kültürü millileştirilmeye çalışılmıştır.

    Noel kutlamasının bir başka unsuru olan çam ağacının Yunan ve Roma pagan kültürlerindeki Attis tanrısına yönelik ayinden kaynaklandığı kabul edilmektedir. Attis’in çam ağacında yeniden vücut bulduğuna inanılmakta, buna bağlı olarak çam ağacına bereket sembolü diye tapınılmaktaydı. Hıristiyan dünyası, Noel’in gelişini kutlamak adına üzerini çeşitli süslerle bezediği çam ağaçlarını İsa’nın ağacı olarak tasvir etmiştir. İnanışlarına göre yerden göklere çıkan ağacın asıl ve en önemli sembolü, İsa mesihin çarmıha gerildiği ağaç olarak kabul edilmesidir. Yani yılbaşı gecelerini süsleyen çam ağacının yeni yıla girmekle ilgisi yoktur. Ağaca asılan küçük ay, güneş ve yıldız süsleri de Babil tanrısının simgeleri (bir gözünün güneş, bir gözünün ay olduğu inancı) olup Hıristiyanlığa Yunan ve Roma yoluyla girerek zamanımıza kadar gelmiştir. Bu pagan unsurlar eski adetlerini terk edemeyen ve gereği gibi eğitilemeyen halk tarafından dinselleştirilerek Hıristiyan bayramlarının bir unsuru haline gelmiştir. Fakat bugün Noel’in de yılbaşı kutlamalarıyla zamansal olarak örtüşmesi bu olguları kaynaştırarak Hıristiyan olmayan halklarında bu uygulamaların içine çekilmesine sebep olmuştur. Farkında olarak ya da olmadan yılbaşı kutlamalarında Noel’e ait unsurlar birer eğlence ritüeli olarak yapılır hale getirilmiş olup halk da buna alıştırılmıştır. Yılbaşı ile ilgili icat edilen ritüellerin arka planında küresel sermaye olduğu için dünya genelinde, yılbaşı kutlamalarının olmazsa olmazları ile pazar ürünleri arasında sıkı bir bağ kurulmuştur.

    Pagan kültürüne ait diğer unsurlardan Noel hediyeleri ve kartları da zamanla bu kutlamaların bir parçası haline gelmiştir. Ayrıca piyango çekilişleri de eklenerek insanlara ve inançlarına verdiği zararlar katmerlenmiştir. Zamanla yeni bir yıla girerken hediyeleşmek ve diğer zararlı etkenler evrensel bir davranışa dönüşmüştür. Ülkemize sirayetinin nedeni de yine küreselleşmenin pek çok dünya kültüründe olduğu gibi, Türk kültürünü de etkilemiş olmasıdır.

    Amerika’nın Pasadene kentindeki “Worldwide Church of God” adlı kilise teşkilatı, yayınlamış olduğu bir kitapçık ile Noel ve ona bağlı meselelerin putperest kökenine ve onların Eski İlkel Babil’e kadar giden uzantılarına dikkat çekmiştir.

    Yine, farklı dillerde yayımlanan ve her ay yaklaşık yedi milyon nüshası bedava dağıtılan “The Plain Truth” dergisi, her yıl Kasım sayısında Noel ve yılbaşının kutlanmaması için bir kampanya başlatmakta, ancak başarılı olamamaktadır. Nedeni tahmin edileceği gibi ekonomik boyutun ön plana çıktığı çok yönlü bir rant kapısı olmasıdır.

    Türk Ortodoks Patrikliği de, Noel bayramıyla yılbaşı eğlencelerinin bir ilgisinin olmadığını, yılbaşının tamamen seküler bir olay olduğunu; İsa Mesih’in doğumu hatırasına kutlanan Noel’in, Müslümanların Ramazan ve Kurban Bayramları gibi, Hıristiyanlıkta dini bir bayram günü olduğunu açıklamış, Noel Baba’nın ise bir efsane olduğunu beyan etmiştir.

    Türkiye’deki bir kesim Müslümanlar aslında Türkiye’de Noel’i değil yılbaşını kutladığını öne sürmektedir. 31 Aralık’taki yılbaşı gecesini, Hıristiyanların Noel kutlamalarına benzer şekilde hindi yiyerek, Yılbaşı ağacı süsleyerek, Noel Babalı kartlar göndererek kutlayan bu kesim bunu bir eğlence olarak gördüğünü belirtir. Onlara göre bu kutlamaların dini içeriği yoktur. Ya da başka bir peygamberin doğum günün kutluyorlarsa bunun bir sakıncasının olmadığını dile getirirler. Halbuki gerçekler bu şekilde olmadığı gibi altında yatan çok büyük kandırmacalar ve inanç sömürüsü vardır.

    Osmanlı döneminde resmî davetler haricinde Türkler, Noel kutlamalarına katılmamıştır. Hristiyan bayramı olarak kabul edilen bu günlerde Hristiyan tebaa dinî vecibelerini yerine getirirken Müslümanlar onlara benzememek için azami dikkat göstermiştir. Bu amaçla Hristiyan dünyası o gün et, hindi yediği için o günlerde Müslüman halk etten uzak durmuştur.

    Her yıl biraz daha artarak devam eden yılbaşı kutlamalarının niteliği, tamamına yakını Müslüman olan Türkiye’de maalesef Hristiyanların dinî bayramı olan Noel’e benzemektedir. Evlerde yanıp sönen ışıklarla, hediyelerle süslü çam ağaçlarında kilise çanlarının bulunması Türk insanını rahatsız etmez olmuştur. Üstelik dinî ve millî bayramların içi boşaltılırken, insanımız, küresel propaganda karşısında savunmasız bırakılmıştır. Kilise çanı figürlü kartlar, peçeteler, kapı süsleri, biblolar oldukça benimsenmiştir.

    Bu kültür ve inanç kıyımlarından biri sayılabilecek yozlaşmayı durdurmak, gerçek kültür değerlerimizi inançlarımız gerekliliklerini yeni nesillere aktarmak için neler yapılabilir.

    Türk ve Müslüman olan toplumumuzu bu tür yabancı kültürlerin olumsuz etkisinden korumak için kendi değerleri doğrultusunda yönlendirilmesi ve kendi kültürlerine ait bayramları kutlamayı teşvik edici tedbirler alma konusunda hiçbir çaba sarfetmemiz gerekmektedir. Geleceğimiz dediğimiz çocuklarımıza kendi öz kültürünü, değerlerini, dinini, erdemlerini doğru şekilde verirsek, bilinçlendirirsek başka inanç veya kültürlere ait uydurulmuş kutlama ya da bayramları uygulamaya tenezzül dahi etmezler.

    Bizler aile olarak, eğitim sistemi kurucu ve uygulayıcıları olarak kendi kültürel mirasımızı, dini değerlerimizi gelenek ve adetleri gündemde tutarak, yaşayarak ve yaşatmaya çalışarak destek ve örnek olabiliriz. Aynı zamanda kaynağı kendi kültürümüz olan alternatif faaliyetlerin, eğlencelerin tekrar canlandırılması, geliştirilmesi ayrı bir önem arz etmektedir. Yine Millî kahraman ve figürlerin ön plana çıkarılması önemlidir. Nitekim Almanya, Çin vb. ülkelerde yerel mitolojik halk kahramanları çeşitli kutlamalar için kullanılmaktadır. Dünyanın en eski, en köklü ve karakteristik kültür kalıplarına sahip Türk milletinin, küresel sermayenin baskısına karşı koyabilecek kültürel zenginliği ve kahramanları vardır. Türk milletinin dünya pazarında rekabet yapabilmesi ve yükselişi için kendi kültürüne sahip çıkması gereklidir. Her toplum ancak kendi değer ve inançlarını uygulayarak daha mutlu olacaktır. Her toplum, her kavim yaratıldığı din, fıtrat ve değerlerle ayakta kalır. Başka toplumlara özenenler zamanla onlara benzemekten kurtulamazlar. Peygamber Efendimiz de hadis-i şeriflerini tekrar hatırlayalım: “Kim bir kavme (topluluğa) benzemeye çalışırsa o, onlardandır” (Ebû Dâvud).

    Kaynakça

    ERGUN, P. (2012). KÜRESEL DÜNYANIN TÜKETİM MİTLERİ FAKELORE’UN BAŞARISI: YILBAŞI MI KUTLUYORUZ NOEL Mİ? Gazi Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Halk Bilimi Bölümü Millî Folklor Dergisi, s. Sayı 95.

    ESGİN, M. (2012, Şubat). Hırıstiyanlık’ta Noel Bayramının ortaya çıkışı ve Türkiye’deki Yansımaları. Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, s. 85-96.

    ŞENAY, B. (2023, Aralık 26). islamansiklopedisi.org.tr: https://islamansiklopedisi.org.tr/noel adresinden alındı

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.