Yazarlık, gönlünüzde misk kokulu gül yetiştirmeye benzer. Yüreğinizde yıllardır biriktirdiğiniz duyguları özenle hazırlayıp okuyucuya sunmaktır. Yazılanların yaşanarak yüreklere dokunmasıdır.
Yazar; Bildiklerinden daha çok yaşadıklarından çıkardığı hisseleri, insanlara hayırlı olacak şekilde, yüksek amaç, alın teri, bilek gücü, ısrar, takip sonucunda yazdıklarıyla okuyucuları arasında muhabbet oluşturarak gönüllere girip, yüreklere dokunabilen kalem işçisidir.
Yazdıklarımızla yaşanacak güzel dünyalar kurma amacımızı hiç kaybetmemeliyiz. İyilikleri ve güzellikleri yazarak yaşatmayı kendimize şiar edinmeliyiz.
“Yazar, en az yazma zamanı kadar okumalı. Okuma ve düşünce yolculuğunu yazıya dökmeden önce olgunlaştırmalı, düşüncelerini derinleştirmeli…” Bilal Kemikli
Yazmaya başlamadan önce; okuyanı tatmin edebilecek güvenilir bir bilgiye sahip miyim? Bilgiler, yazının özünü ifade eden bir anlam üzerinde odaklanıyor mu? Yazımda kullanacağım malzemede bir ”düzen” görebiliyor muyum? Nasıl bir okuyucu kitlesine hitap edeceğimi biliyor muyum? Yazımı yazarken okuyucuya doğrudan hitap edebileceğim güçlü bir “ses” oluşturabileceğime inanıyor muyum? sorularına cevap bulmalıyız.
Yazar, yaşadıklarını en doğru şekilde okuyucusuna yansıtmalı. Kurgudan daha çok yaşanmışlıklar insanları etkiliyor. Yazdığım eserlerde buna çok dikkat ediyorum. Anne-babalara, öğretmenlere, her düzeydeki öğrencilere yazdığım kitaplarda hayatın içinden örnekler vermeye çalışıyorum. Çok kullandığım bir söz var. Kitaplarımı sadece okunsun diye değil, yüreklere dokunsun diye yazıyorum. Amacım, yazılanların gönüllere değmesi, oradan alınan hisselerle daha mutlu, daha huzurlu bir yaşamın kodlarını vermektir.
Konumuzla ilgili ayet-i kerime, hadisi şerif ve güzel sözlerden oluşan bir buket sunarak sözlerime son veriyorum.
“Ey iman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyleri söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz Allah katında çok çirkin bir davranıştır.” Saff Sûresi 2-3 Âyetler
“Her kim ilmi ile amel ederse, Allah (cc) ona bilmediği ilimleri de öğretir.” “Dinde âlim olanı Allah korur ve ummadığı yerden rızkını verir” “İnsanların en fazîletlisi, dinlerini öğrendiklerinde (ilimleriyle amel edip) amelce en üstün olanlardır.” “Hayra delâlet eden, onu yapan gibidir.” “Her kim birisine bir ilim öğretir de, o kişi de o ilimle amel ederse, onun sevabından eksiltilmeksizin aynı sevap, öğretene de verilir.“ “Bir veya iki farzı öğrenip onlarla amel eden, sonra da onları amel edecek birisine öğretene Allah rahmet eylesin.” “Kişinin ilim öğrenip onunla amel etmesi ve sonra onu başkalarına öğretmesi sadakadandır” “İnsanlara hayrı öğretip kendini unutan, başkalarına ışık verip kendisini yakan kandil gibidir.” Hadis-i Şerifler
“İlim, öğrenilen değil, yaşanandır. Yaşanmayan, kendisi ile amel edilmeyen ilim geçersiz akçe gibidir.“ İmâm-ı Şâfiî “İlim ameli davet eder. Eğer amel geldiyse ne güzel, gelmezse ilim de göçer gider.“ Süfyân es-Sevrî
Ali ÖZKANLI