eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Hafif Yağmurlu
25°C
Ankara
25°C
Hafif Yağmurlu
Pazartesi Açık
25°C
Salı Açık
27°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
25°C
Perşembe Çok Bulutlu
26°C

Prof. Dr. Ömer ÖZYILMAZ

1952 yılında Erzurum’da doğdu. Lisans düzeyindeki öğrenimini İlahiyat alanında yaptı. 1981’de Eğitim Bilimleri Asistanı oldu. İki yıl, İst. Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümünde, yüksek lisans bilimsel hazırlık çalışması yaptı. 1984 yılında Uludağ Üniversitesine nakletti. Bu üniversitede Eğitim Bilimleri Alanında 1986’da Yüksek lisans, 1991’de doktora ve 1996’da doçentlik çalışmalarını tamamladı. 1995-2007 yılları arasında iki dönem Erzurum Milletvekili olarak Parlamento’da görev yaptı. Özyılmaz, sivil toplum, siyaset, ilim ve cemiyetçilik ekseninde bir müktesebata sahip. Yayınlanmış çok sayıda yazı ve kitapları mevcut. Maarife özel bir ilgisi ve farklı alanlarına dair çalışmaları var. Son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından, 24 Şubat 2021 Tarihinde de, Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu Üyeliğine atandı.

    ‘Z Kuşağı’ Kavramı ve Onunla Hedeflenenler-IV-

              Prof. Dr. Ömer ÖZYILMAZ

                Önceki yazımızda, emperyalizmin z kuşağı oyununa karşı önerilerimizi sunmaya, Milli bünyemizin, saldırılara karşı dirençli olması gerektiğini belirterek başlamıştık. Bu yazımızda diğer önerilerimizi sunmaya devam edeceğiz. Bu çerçevede:

    2- Ülkemizde Genç Kuşağa Bir Bütün Halinde Sahip Çıkılmalıdır:

    Emperyalizmin z kuşağı oyununa karşı şu hususa da özen gösterirsek, onun oyununu daha işin başında bozabiliriz:

    a- Z Kuşağı Projesi ile, Ülkemizde, üzerinde oynanmak istenen genç neslin tamamı bizim çocuklarımızdır, bizim gençlerimizdir. Senin, benim, akrabamızın, komşumuzun, köylümüzün, hemşehrimizin, daire arkadaşımızın, yol arkadaşımızın kısaca milletimizin evlatlarıdır. Bir bölgeye, bir gruba veya bir siyasal kesime yönelik bir oyun değildir. Aksine topyekun milletimize ve onun genç nesline yöneliktir. Önce bunu iyi tespit etmek gerekir.

    b- Bu konuya dünya görüşü, ideolojik ya da siyasal, cemaat ya da klik bakışıyla bakmamak gerekir. Çünkü oyun hepimize, hepimizin gençlerine dolayısıyla Milletimize yöneliktir.

    c- Gençlerimiz arasında inancını tarihini ve kültürünü içselleştirmiş, onu kuşanmış, yaşantısını ona göre düzenlemiş olanlar olduğu gibi; çok değişik anlayış, yaklaşım ve yaşam biçimlerine mensup olanlar da vardır. Hatta o bilinçle değil ama z kuşağı kavramının afişe ettiği ve bizim tasvip etmediğimiz özelliklerin bir kısmını kuşanmış olanlar da mevcuttur. Ancak her ne olursa olsun, eksiğiyle-yanlışıyla, hatasıyla günahıyla bu gençler bizim gençlerimizdir, onlar bizim evlatlarımızdır. Emperyalizm, hiçbir ayırım yapmadan bizim gençlerimizin tamamını bizden koparıp, ilerde bize karşı kullanmak istediği gibi, biz de bir tane bile genç yavrumuzu onlara asla vermemek için gayret göstermeliyiz. 

    d- Ülkemizde kimi gençlerde, tasvip edemeyeceğimiz bazı düşüncelere, inançlara, bakış açılarına ve davranışlara şahit oluyoruz. Bunları bir kısmımız hoş görsek ya da büyük çoğunluğumuz hoş görmesek te; bunları yanlış, hata, günah olarak görsek ya da görmesek te, bu gençleri z kuşağı olarak damgalayıp, onlara cephe alma, onları suçlama, aşağılama ve dışlama yoluna asla gitmemeliyiz. Çünkü bu gençlerde görülen o tasvip etmediğimiz davranışlar, kirli z kuşağı projesi olmadan önce de vardı, şimdi de devam etmektedir. Onlar z kuşağı projesinin bir parçası oldukları için değil, zaten öteden beri içinde yaşadıkları aşırılıkları ve yanlışlıkları yaşamaya devam etmektedirler. Bizler yetişkin nesil olarak, tasvip etmediğimiz o davranışları en aza indirmek için zaten çalışmalar yapıyoruz ya da yapmalıyız. Ancak bu ikisini birbirinden ayırt etmenin özellikle bugün için şart olduğuna inanıyorum.

    Mücadelemiz bir bütün olarak z kuşağı projesine ve onun yaygınlaştırmaya çalışacağı aşırılık, yanlışlık ve millet olarak asla tasvip edemeyeceğimiz davranışlara yönelik olmalıdır, asla genç nesle karşı değil. Genç nesle karşı tavrımız da yapmakta oldukları ya da işledikleri yanlışlara, uygun görmediğimiz davranışlara karşı uygun bilgi, belge, yöntem ve tavırlarla dikkatlerini çekmek olmalıdır.

    Gençlere yönelik olarak milli düzeyde bir çalışma başlatılmalıdır. Onların bu milletin evlatları olarak milli bir kimlik, bir duruş ve Milli bir davranış silsilesi kazanmaları için muhakkak çeşitli çalışmalar yapılmalıdır. Ama bugünkü davranışlarından dolayı, yukarıda belirttiğimiz gibi, onlar asla z kuşağı olarak damgalanmamalı, suçlanmamalı, aşağılanmamalı ve asla dışlanmamalıdır. Çünkü bu hem emperyalizmin istediği şeydir hem de kendi yavrularımızla aramızı açmak, koparmak ve onların kucağına atmak olur. Bu duruma asla düşülmemelidir.

    Eğer 1960’lı, 70’li yıllarda, ABD-Avrupa emperyalizmi gençlerimizi daha sağcı-solcu; komünist-muhafazakar diye ayırmağa başladığında, bütün gençliğimize sahip çıkıp o oyun bozulabilseydi, o dönemdeki gençlerin birbirini katletmesinin önüne geçilebilirdi.

    Bu bağlamda bugünü, emperyalizme karşı, gençlerimize sahip çıkma, gençlerimiz için milli birlik, beraberlik ve kenetlenme günü olarak görmek gerekir.

    Nasıl, bir taşını bile kimseye vermediğimiz, şehit kanlarıyla yıkanmış kara topraklarımıza ANAVATAN deyip can pahasına sahip çıkıyorsak; nasıl MAVİVATAN deyip denizlerimizde onun için yedi düvele karşı omuz omuza mücadele ediyorsak; GENÇLİĞİMİZE de en az öyle sahip çıkmalı, onlar için emperyalizme karşı topyekun mücadele vermeliyiz.

    ANAVATAN, MAVİVATAN, GENÇVATAN; işte bu üçlü bizim için son derece önemlidir. Ben aralarında derecelendirme yapmayacağım ama herkes kendi içinden değerlendirsin, konunun ne kadar önemli olduğunu görsün.

               Bir sonraki yazımızda önerilere devam edeceğiz.

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.