eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Hafif Yağmurlu
15°C
Ankara
15°C
Hafif Yağmurlu
Pazar Açık
17°C
Pazartesi Açık
20°C
Salı Açık
22°C
Çarşamba Az Bulutlu
23°C

Önce Dost Ol

Eskiler, “Evve’l-refîk sümme’t-tarîk” derler.

Manası şudur; önce yol arkadaşı, sonra yol…

Refîk, arkadaş, yol arkadaşı. Yol arkadaşı, musahiptir; bir yandan size sahip çıkar, korur gözetir, öte yandan da sohbetleriyle gönlünüzü şenlendirir. Bu yolculukta da öncelikle sohbetleriyle gönlünüzü açacak, sabırlı ve temkinli olmanızı sağlayacak, sizi daima iyiliğe, doğru bakış ve doğru duruşa yönlendirecek yol arkadaşınız olmalı. Daha doğrusu bu yolculuk size bu arkadaşı kazandırmalı.

Böylesi bir yol arkadaşını nerede ve nasıl bulacağız?

Bilemiyorum; ama bulacağız, bulmalıyız.

Ama nasıl bulacağız? Dışarıda değil, içerde arayarak bulacağız.

Önce kendimiz “musahip” olacağız. Önce kendimiz… İnsanın kendisiyle dost olması, kendi farkındalığına, kendi gerçekliğine ve kendi hakikatine ermesi. Bunun için önce çıkılan yolun eri, o yolun yolcusu olmaya hazırlanmalıyız. Sabrı tavsiye edecek, olayları metanetle ve sağduyuyla değerlendirebilecek ve karşılaşılan meseleleri makul çerçevede çözebilecek bir yetkinliğe ermek gerekiyor.

Bu mümkün mü?

Evet, çıkılan bu yolculuğun gayesi budur. O zaman bu gayeye matuf bir ruhî tekâmüle de imkân vermeli. Çoğu kimse sanır ki, kutsal yolculuk dışa dönüktür. Diğer bir ifadeyle kimilerine göre bu yolculuk, bir turizm faaliyetidir…

Elbette bu yolculuğun dışa dönük tarafları vardır. Turizme, ekonomiye ve tüketime dönük yönleri vardır. Sonuçta evimizden çıkıp, ailemizden ayrılıp bir başka ülkeye yolculuk yapıyoruz. Bunu için bir miktar mali bedel de ödüyoruz. Fakat işin hakikati öyle değildir. Bu yolculuğu diğer sıradan bu yolculuklardan ayıran bir başka yön var; o da daha çok içe dönük bir yolculuk olmasıdır. İçimize, içimizdeki gerçekliğe doğru yolculuk yapıyoruz. Bu yolculukta keşfedeceğimiz ilk yol arkadaşı, bizzat insanın kendisidir. Bana sorarsanız haccın da umrenin de en temel gayesi, insanın sözünü ettiğim anlamda bir musahibe ve bir yol arkadaşına dönüşebilmesidir.

Bunun için yolculuk evvela içerde, içimizde başlıyor. Önce içimizde dostluğu başlatmalıyız.

O refîk, o yol arkadaşı dostumuz, önce içimizde, iç âlemimizde belirginleşmeli. Onu bulup ortaya çıkarmalıyız. Bu dost ortaya çıkarsa, onun rehberliğinde, sevmeyi, insana değer vermeyi, insanın hak ve hukukunu gözetmeyi öğrenmiş oluruz.

Daha yola çıkmadan, yola çıkma niyetiyle başlayan bir büyük ve kutsal yürüyüşten söz ediyorum. Sözgelimi, bir sene sonra hacca veya umreye gitmeye niyet ettiniz… O niyetle birlikte bu içteki yolculuğa, içinizdeki musahibin ve yol arkadaşının ortaya çıkmasına çalışmalısınız. Çünkü niyet edilen yolculukta varılacak menzil, dost makamıdır; o makama uygun, o dostluğa uygun bir hale dönüşmeli… Dönüşmeli ki, çıkılan yolculuk verimli olsun. Nasıl ki, henüz okumasını ve anlamasını geliştirmemiş bir kişi ilmi ortamlarda bulunamazsa; kendisini tanımamış, musahip olamamış, yol arkadaşına dönememiş kimseler de dost makamından feyiz alamazlar.

O yüzden, “evve’l-refîk sümme’t-tarîk” cümlesini, önce kendin ol, musahip ol, dost ol, sonra yola çık şeklinde anlamak mümkündür. Böylece yola çıktığında, yol arkadaşlarını da seni bekliyor olarak bulacaksın.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.