Sosyal dayanışma bir toplumda bireylerin birbirleriyle anlayış ve uyum içinde olması, birey kurum ve kuruluşlarıyla ortak değerlerde buluşması olayıdır. Sosyal dayanışma, çalışma gücü bulunmayan ya da çalışmakla birlikte ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalan; fakirlerin, yetimlerin, muhtaç ve düşkünlerin temel ihtiyaçlarının hali vakti yerinde olanlar tarafından karşılanmasıdır. Sosyal yardımlaşma ve dayanışma açısından...
Ramazanname(2) Sadece Allah İçin Olan İbadet: Oruç Günün hadisi: İlk Müslümanlardan, ilk muhacirlerden ve cennetle müjdelenmiş olan on sahâbîden biri olan Talha İbni Ubeydullah radıyallahu anh şöyle anlatıyor: Saçı sakalı karışmış Necidli bir adam Resûlullah’a (s.a) gelir. Sesinin uğultusu işitilir fakat ne söylediği anlaşılmaz. Nihayet Resûlullah’a yaklaşır. İslâm’ın ne olduğunu...
Eskiler, “Evve’l-refîk sümme’t-tarîk” derler. Manası şudur; önce yol arkadaşı, sonra yol… Refîk, arkadaş, yol arkadaşı. Yol arkadaşı, musahiptir; bir yandan size sahip çıkar, korur gözetir, öte yandan da sohbetleriyle gönlünüzü şenlendirir. Bu yolculukta da öncelikle sohbetleriyle gönlünüzü açacak, sabırlı ve temkinli olmanızı sağlayacak, sizi daima iyiliğe, doğru bakış ve doğru...
Kelimelerin kökteşlik dünyâsında çok mânidar kardeşlik, akrabâlık ilgi ve ilişkileri vardır ki aslında mefhumlar arasındaki kökteşlik alâkalarına işâret etmektedir… Bu ilişkiler çoğu zaman yakın ya da eş anlamlılık çerçevesinde kendisini gösterse de, aynı kökten türeyen kelimeler kimi zaman da zıt anlamlılık ilişkileri içerisinde dikkat çekerler… Esâsında bu durum çok temel...
Atasözlerinin de içinde yer aldığı tahkiyeye dönük kadim anlatılar, mutlak bir “hakikat alanı”na bağlıdır. Ağırlık merkezini Kur’an ve sünnetin teşkil ettiği bu alan, aslında aktarılabilecek her şeyin (=kültür) esasını oluşturur . Dolayısıyla mit, masal, efsane, destan, atasözü gibi tahkiyeye dönük tüm anlatılar, hakikatın farklı renkteki elbiseleridir . Sözlükte “Bir düşünceyi,...
Bir zamanlar felsefeye biraz meraklı lise çağı yeni yetmelerin kendi aralarında bir nükte konusuydu arkadaşlarına “Sokrates’in hangi kitabını okudun?” diye sormak. Elbette felsefeye pek de tanışık olmayanlar hemen düşerdi tuzağa. Nihayetinde Sokrates hiç kitap yazmamıştı. Bilerek ve isteyerek hikmetin yazıya geçirilmesine karşı çıkıyordu. Allah’tan talebesi Eflatun onun düşüncelerini yazıya geçirdi...