
Bilindiği gibi tarihin beyaz, gri ve siyah sayfaları vardır. Bu dünyada hoş bir sada bırakmak isteyenler, tarihin beyaz sayfalarını örnek almaya, gri sayfalarını tahlil etmeye, kara sayfalarından ise ibretler çıkarmaya çalışırlar. Eğitim ve öğretim konusunda da tarihimizde bunların tümü yaşanmıştır. Tarihimizde yaşanmış olan bu üç sayfadan da önemli olan, her bakımdan ibretli dersler çıkarmaktır.
Diğer yandan eğitim ve öğretimle ilgili birçok teori ve görüş var. Yine yaklaşık son iki asırdır Türkiye’deki eğitim öğretimin sürekli geri kalmasının sebepleriyle ilgili yüzlerce görüş ve fikir ileri sürülmüş ve bu alanda yüzlerce makale ve kitap kaleme alınmıştır. Yazılanların hemen hemen hepsi de eğitim öğretimle ilgili önemli şeylerdir elbette ki. Ancak ne olursa olsun kanaatimce eğitimin asıl temeli öğretmendir ve dolayısıyla onları kendi tarih, inanç ve kültür değerlerimize uygun yetiştirmektir. Zira öğretmenler iyi olduğu takdirde eğitimin diğer tüm eksiklerini kapatabilirler.
Tarih şuuruna, edebiyat şuuruna, kültür ve medeniyet şuuruna inanç şuuruna ve donanımına sahip olan öğretmenlerin sayısı ne kadar artarsa o oranda da eğitimin kalitesinin artacağı kanaatindeyim. Ben de yıllarca eğitim öğretimin içinde olan bir akademisyen olarak bunun çok önemli bir şey olduğunu bizzat müşahede ettim. Onun için eğitimin kalitesini artırmak istiyorsak onun temeli olan iyi ve her bakımdan donanımlı olan öğretmenler yetiştirmeliyiz. Yoksa hangi hükümet ya da iyi yetişmiş, donanımlı bakanlar gelirse gelsin bu öğretmen kalitemizi arttırmadıkça, mümkün değil eğitim öğretimin problemlerini çözemeyiz. Bunun dünyada da çok örnekleri vardır. Eğitim seviyesi iyi olan, kaliteli olan, yüksek olan milletlere baktığımızda bu durumu bariz bir şekilde görüyoruz. Öyle kaliteli öğretmenler yetiştirmeliyiz ki, hangi iktidar gelirse gelsin bu yükselme devam etsin.
Daha önce bir yerde okumuştum. Japon bir eğitimciye sormuşlar, sizler eğitiminizin seviyesini nasıl yükselttiniz diye. O Japon’un verdiği cevap: “Biz anneleri iyi yetiştirmeye çalışıyoruz” olmuştur. Zaten anne, ya da anneler, bir çocuk için ilk öğretmen ve en iyi öğretmenlerdir. Dolayısıyla işin temeli aile terbiye ve eğitiminden geçiyor ve burada da en büyük görev annelere düşüyor. Mesleğim gereği okumalarımda hep şuna şahit olmuşumdur: Hayatında bir şeyler başarıp meşhur olan, yeni buluşlara imza atan, şiir yazan, roman yazan, çok kitap kaleme alan yazarların hayatında bunu görmek mümkündür. Yani bunların hayatlarında şunu görüyoruz: “Ben küçük iken annem ya da babam bana hikâye okurdu. Ben küçükken dedem bana şu kitapları okuttu. İlk zevkimi henüz küçük yaşlarda annemden aldım.” İşte ilk yaşlarda temel sağlam atılınca ve bir de bu tarz öğrenciler, iyi bir hocadan da ders aldılarsa ömürleri boyunca başarılı olduklarını görüyoruz.
Öyle öğretmenler yetiştirmeliyiz ki, eğitim öğretimle ilgili tüm eksikleri kapatsınlar. Pedagojik formasyon diye bir eğitim öğretim sistemi var ve tüm Eğitim Fakültelerinde bu dersler öğrencilere veriliyor. Ancak o pedagojik formasyonu veren hocaların kaç tanesi bu dersi verecek donanıma sahiptir. Kendi kanaatime göre genellikle adet yerini bulsun diye bu eğitim veriliyor. Çünkü bilginin öğrenilmesi ve dolayısıyla öğretmenin kendi alanında donanımlı olması çok önemlidir eğitimde. Ancak bununla birlikte bilinen bilgiyi sunmak, öğrencinin seviyesine indirmek ve ona sevdirerek vermek de bir o kadar önemlidir. Asıl formasyon dediğimiz şey de budur zaten. Yani bilgiyi güzelce sunabilme sanatı, öğrenciye verebilme sanatı, dersi öğrenciye sevdirebilme sanatı, öğrencinin ruhuna girebilme sanatı, öğrencinin dikkatini çekebilme sanatı, bir hoca olarak kendini ne yapıp edip öğrenciye sevdirebilme sanatı… Çünkü bir öğrenci öğretmeni severse, o derste başarılı oluyor. Yine formasyon, anlatılan şeye inanma sanatı, anlatılan bilgiyi hazmedebilme sanatı, anlatılan bilgiyi çok samimi bir şekilde sunabilme sanatıdır. Biliyorsunuz söz kalpten çakarsa kalbe işler; yoksa kulağı bile aşamaz. Onun için tüm bunlarla birlikte sanatı icra etmede, anlatmada, sunmada samimiyet de çok önemli bir haslettir.
· Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Kahramanmaraş, Türkiye, kemaltimur@hotmail.com
Hocam güzel olmuş. Eğitim için dört temel vardır. İyi bir mekan, sağlıklı öğrenci, fıtrata uygun proğram ve ( helvayı yapacak usta= iyi bir öğretmen. Kem aletle kemalat olmaz kuralınca öğretmen yetiştirmeden başarılı olunmayacağını yazmışsın. Teşekkür ederim
Teşekkür ediyorum Ömer hocam.
Emeğinize, yüreğinize sağlık sayın Kemal Hocam. Çok güzel ifade etmişsiniz Öğretmen kriterlerini ve olması gereken eğitim yöntemini.Diğer yazılarınızda sabırsızlıkla bekliyor, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.
Çok teşekkür ediyorum Hasan Bey.
Değerli Hocam emeğinize kaleminize sağlık eğitim üzerine vurguladığınız noktalar, gerçekten düşündürücü. Öğretmenlerin kalitesi ve eğitimdeki rolü, her zaman önemli bir tartışma konusu olmuştur. öğretmenlerin tarih, inanç ve kültür değerlerimize uygun yetiştirilmesinin altını çizmesi, eğitimin sadece bilgi aktarımı olmadığını, aynı zamanda bir değerler sistemi olduğunu hatırlatıyor. Aile eğitiminin ve özellikle annelerin çocuklar üzerindeki etkisinin önemini vurgulaması da, eğitimin sadece okul duvarları arasında kalmadığını, hayatın her alanına yayıldığını gösteriyor. Bu bakış açısı, eğitimin toplumsal bir yatırım olduğunu ve her bireyin bu sürece katkıda bulunabileceğini anlamamızı sağlıyor. Değerli hocam düşünceleriniz eğitimde kalitenin yükseltilmesi için toplumun her kesiminin sorumluluk alması gerektiğini bizlere hatırlatmakta.
Çok Teşekkür ediyorum Sinem. Bu yazım daha uzun. Bazı tekliflerim de var. Bu birincisi. yazının 2. bölümü de yayınlanacak inşallah. O yazım da okunduğunda asıl mesele daha net anlaşılacaktır. Devamındaki yazı da yayınlanırsa tekliflerim daha net anlaşılır inşallah. Selam ve muhabbetlerimle hayırlı çalışmalar diliyorum…
Kıymetli hocam
kaleminize sağlık dilinize sağlık yüreginize sağlık
Dertli insanların ideal sahibi insanların çoğalması problemlerin tespiti ve çözümünde önemli bir dönüm noktası olsa gerek.
Hassasiyetlerinize gayretlerinize teşekkür ediyoruz
Nurettin topçu‘nun güzel tespitleri içerisinde Türkiye’nin maarif davası ve öğretmenin rolü tartışılmaz derecede kıymetlidir
Bu maarif davasının merkezinde aksiyoner bir öğretmen; Yol gösterici, hayatın aktörü ,terbiye edici ,ruhların sanatkarı ,ilmin yayıcısı ,memleketin Atisi, bir medeniyet kurucusu ,çok güzel hasletlere sahip Mukaddes bir Meslek temsilcisidir
Öğrencilik yıllarımda yaşayarak müşahade ettiğimiz öğretmenlik toplumun en aktif bireyi olsa gerek .Ama öğretmenlerimizin de bir ideali bir davası bir derdi olan güzel insanlardan müteşekkil olduğunu bir kez daha hatırlamış oldum
İdeal insanı var etmek anlayışı eğitimin mutlaka temelidir. Dolayısıyla bu güzel insanları yetiştirme sorumlulugu ideal özelliklere sahip öğretmenlerin omuzlarındadır
Sizleri bu ulvi yolculukta tebrik ediyor başarılar diliyorum
Allaha emanet olun
Selam ve dua ile
Bu güzel duygu ve önerileriniz için çok teşekkür ediyorum Mehmet bey. Selam ve muhabbetlerimle hayırlı çalışmalar diliyorum.
☪️❤️
Elinize, aklınıza, kalbinize sağlık..
vücut ve sıhhatinize kuvvet..
ömrünüze, nefesinize, sa’yinize bereket hocam..
bârakallah.. ve billâhi’t-tevfîk.. vesselâm..
☪️❤️
Bu güzel temenni ve duanız için çok teşekkür ediyorum Halit Bey. Selam ve muhabbetlerimle hayırlı çalışmalar diliyorum…