eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Az Bulutlu
11°C
Ankara
11°C
Az Bulutlu
Perşembe Hafif Yağmurlu
10°C
Cuma Hafif Yağmurlu
8°C
Cumartesi Çok Bulutlu
7°C
Pazar Çok Bulutlu
8°C

Abdülbaki DEĞER

1978 yılında Bingöl’de dünyaya geldi. Ankara Üniversitesi DTCF Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldu. Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü’nde Kamu Yönetimi yüksek lisansı yaptı. 2013-2021 yılları arasında Milat Gazetesi’nde köşe yazarlığı yaptı. Yenişafak, Karar gazetelerinde eğitim başta olmak üzere değişik konularda görüş ve değerlendirmeleri yayımlanan Abdulbaki Değer, aynı zamanda 2016 yılından bu yana Özgür Eğitim-Sen’in (Özgür Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası) Genel Başkanlığını yapmaktadır.

    Eğitim konuşmamızı taşıyacak bir dilimiz var mı?

    Eğitim temalı bir internet sitesinin manşetinde sizce kaç tane doğrudan eğitim ile ilgili haber vardır? Veya haberlerin en az yüzde kaçı eğitim ile doğrudan ilgilidir? Bugün rastgele (15/10/2021) seçtiğim internet sitesinin manşetinde yer alan 25 haberden hiçbiri doğrudan eğitimle ilgili değil. Biraz açmamız gerekiyor. Zira eğitim bahsinde temel yanılgımıza işaret etmesi açısından burası çok önemli. Örneğin internet sitesinde öğrenci servisinin yaptığı kazadan bahsedilmiş, bakanlık merkez ve taşra teşkilatında kimin nereye atandığı ile ilgili haber yapılmış, RAM yönergesi ile ilgili yargı kararı paylaşılmış, döviz kurlarındaki dalgalanmalardan haber verilmiş vs. Normalde baktığımızda konunun eğitim olduğu bir haber dizisi ile karşı karşıyaymışız intibaı uyanıyor. Acaba gerçekten böyle mi ve burası nasıl oluyor da eğitimdeki temel yanılgı alanımıza işaret ediyor?

    İşin erbabı olanlar dilin yapısal olarak nasıl dolambaçlı bir alet olduğunun altını çizerler. Dilin problemsiz bir aygıt olduğuna inanan bizlere hayati uyarılarda bulunurlar. Biz genelde dili açık eden, aydınlatan bir fener gibi algılarız ama dilin örten, perdeleyen, gizleyen, çarpıtan taraflarının pek farkında olmayız. Uyarı ve ikazlar da bu konuda gelir zaten. Kamusal konuşmamızda, örnek gösterdiğim internet sitesinde olduğu gibi, bir mevzuyu konuşmadan çok fazla konuştuğunuz algısı oluşturan cinsten. Eğitimle ilgili yapılan personel atamalarını, öğrencilerin yaşadığı trafik kazalarını, öğretmenin veya öğrencinin uyguladığı şiddeti vs. konuştuğunuzda bir eğitim konuşması yürüttüğünüzü düşünüyorsunuz. Oysa birazcık dikkat, durumun hiç de düşündüğümüz gibi olmadığını gösteriyor. MEB merkez ve taşra teşkilatında hangi pozisyonlara kimlerin atandığı meselesi Tarım ve Orman Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatına kimlerin atandığından eğitim açısından bir farklılık arz etmiyor. Birisi eğitimi ne kadar ilgilendiriyorsa diğeri de o kadar ilgilendiriyor. Burada eğitim açısından önemli olan veya eğitim bahsinde sayacağımız husus işlemin MEB’in bünyesinde yapılıp yapılmadığı hususu değil yapılan işlemin nasıl yapıldığı, hangi parametreler üzerinden hayata geçirildiğidir. Eğitimle alakalı olan, eğitimi ilgilendiren ve şüphesiz bizi toplum olarak eğiten de burasıdır. Aksi taktirde MEB bürokrasisinin rutin işlerini konuşmayı eğitim konuşmak, tartışmak zanneden bir yanılgı içerisinde yol almaya devam edeceğiz.

    Eğitimi konuşmak, eğitim üzerine konuşmak MEB’in de içinde olduğu genel eko-sistemin işleyişinin ne halde olduğu, niye bu halde olduğu ve ne halde olması gerektiği, olması gereken hale nasıl getirileceği, getirilirken neye nasıl dikkat edileceği vs. gibi geniş ve derin bir okumayla mümkün. Aksi taktirde eğitimin ne olduğundan, nasıl yürüdüğünden bihaber bir takım kifayetsiz muhterislerin atalardan devralınan bürokratik bir rutini sürdürmek için yürüttüğü ezbere kalıyor ki bunun da bizi nereye götüreceğini zaten geldiğimiz yerden biliyoruz. Türkiye’de maalesef yürürlükte yanlış ve çarpıtan bir dil formu/kodu egemen ve bizi kendi meselelerimizle layıkıyla yüzleşmekten alıkoyuyor. Layıkıyla yüzleşmek için bir çabamız var mı veya layıkıyla yüzleşilmeyi bekleyen bir meselemiz olduğunu biliyor muyuz ondan da çok emin olmamak gerekiyor.

    Yanılgımız burada ve başarısızlığımızın temel nedenlerinden birisi de bu. Yanlış bir alet hem bizi ne yaşadığımızdan bihaber kılıyor hem de olası çözüm arayışlarımızı daha başından felç ediyor. Zira yanlış bir aletle yanlış bir alanda arama yapıyoruz. Arama yapıyor olmanızın kendi başına da bir anlamı olmuyor maalesef. Personel atamalarını, gündelik hadiseleri paylaşarak eğitim konuştuğunuzu zannettiğinizde geldiğiniz yer de burası oluyor.

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.