eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Hafif Yağmurlu
27°C
Ankara
27°C
Hafif Yağmurlu
Pazartesi Çok Bulutlu
30°C
Salı Parçalı Bulutlu
29°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
28°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
30°C

Mustafa ALTINSOY

İlkokulu Erzurum’da, ortaokul ve liseyi İstanbul’da okudu. Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesinden mezun oldu. İşletme Fakültesinde, Yönetim ve Organizasyon alanında Yüksek Lisans yaptı. Birkaç farklı alanda ticaretle uğraştı. Millî Eğitim Bakanlığının çeşitli kademelerinde öğretmen ve yönetici olarak çalıştı. Manisa, Sivas, Adana İl Millî Eğitim Müdürlüğü görevlerinde bulundu. Eğitime dair gözlem ve çalışmalarını çeşitli internet sitelerinde yazmaktadır.

    Zorunlu Eğitim Sorunlu Eğitim Oldu

    Ülkemizde, şu anda 4+4+4 şeklinde uygulanan 12 yıllık zorunlu eğitim çıktığında İl Millî Eğitim Müdürlüğü yapıyordum. O günlerde ilimize gelen zamanın Talim Terbiye Kurulu başkanıyla baş başa kaldığımızda “Sayın Başkanım; bu zorunlu eğitim yasası nasıl çıktı? Biraz mahsurları olabilir. Mesela; ilkokul 4, ortaokul 4 yıl olması sıkıntılara yol açabilir. Çünkü çocuk daha ilkokuldaki dönemini, çocukluğunu yaşayamadan orta kısma geçip bir öğretmenden çıkıp 7-8 belki daha fazla öğretmenle muhatap olacak, Sıkıntı olmaz mı? Ayrıca lisenin mecburi olması da ayrı bir garabet.” demiştim. Talim Terbiyeli Kurulu başkanı bana; “Müdür Bey, vallahi 12 yıllık zorunlu eğitimin çıktığını ben de eve gittiğimde televizyondan öğrendim.” “Peki, nasıl oluyor?” dedim. “Mecliste milletvekilleri kabul edince biz de mecburen ona uyum sağlayacak şekilde tedbirler almak zorunda kaldık, yani kucağımızda bulduk.”

    Aynen “İstanbul Sözleşmesi” adı altında süslü püslü ifadelerle çıkarılıp ülkenin başına bela edilen, sonradan herkesin “Bu yasayı kim çıkardı?” diye birbirinin yüzüne baktığı, milletin başına bela edilen “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” projesindeki gibi ülkemizde yasaların nasıl çıktığına bu da ayrı bir örnek.

    Sonucu iyi düşünülmeden, siyasi çekişmeler ve çeşitli mülahazalarla, belki de iyi niyetlerle çıkarılan 12 yıllık zorunlu eğitim üzerinden 12-13 yıl geçti, ilk mezunlarını verdiler. Ancak zorunlu eğitim, sadece diplomalı insan sayımızı artırdı, ancak birçok açıdan sorunlu eğitim haline geldi.

    En başta okumak istemeyen veya istidadı olmayan ya da başka alanlara yeteneği olan insanlar, 12 yıllık mecburi eğitime tabi tutarak eğitim sistemimizi rayından çıkardığı gibi gençlerimizi de yoldan çıkarmanın aracı olmuştur. Lise eğitimi zorunlu hale getirildikten sonra iş çığırından çıkmış, okumak istemeyen birçok genç, dört yıl okullarda tutularak okullarda disiplin ve düzen bozulmuş, öğretmenlerimizin sınıf hâkimiyeti kaybolmuştur. Sınıfta hocaya saygı kalmadığından öğretmenler ders dinlemeyen, başına buyruk bir nesil ile uğraşmaktadır. Hocaların hiçbir yaptırım gücü kalmamış, en iyi öğretmen öğrenciyi memnun eden, yani dümen suyuna giden öğretmenler haline gelmiştir. Bu arada gerçekten okumaya istidadı olanların da hakkına girilmektedir.

    Zorunlu eğitimin pedagojik açıdan da çocuklarımızın ruhsal ve bedensel gelişimine olumsuz etkileri olmuştur. “Lise çağındaki gence çocuk muamelesi yapıldığından maalesef o da kendisini çocuk görmekte ve çocuk gibi davranmaktadır. Yetkin olmak yerine lisede ailelere yükü olan gençlere dört yıl daha çocuk muamelesi yapılarak aileye ek yük getirmiştir. Hâlbuki onlar ergenlik dönemine girdiğinden onlara yetişkin muamelesi yapılırsa onlarda yetişkin gibi davranacaklar, davrandıkları gibi düşüneceklerdir.” (1)

    Liseyi bitiren de “ben üniversiteye gideceğim” modunda olduğu için üniversite sınavlarına hazırlanmaya başlamış; hazırlık süreci, üniversite derken anne baba çalışarak çocuğun eğitimi için 8 yıl daha uğraşmak, imkânları zorlamak durumunda kalmıştır.

    Zorunlu eğitimle, okumak isteyen veya istemeyen herkes 6 yaşından 18 yaşına kadar eğitim görüyor. 18 yaşından sonra hiç kimseye bir meslek öğretemezsiniz. Okullaşma arttı, ancak işsizlik de arttı. Sanayici, çalıştıracak çırak kalfa bulamazken, herkes ara eleman ve yetiştirmek üzere eleman bulamıyor. Bu açığı şimdilik Suriyeli, Afganlı ve diğer değişik milletlerden  yabancılar ile sağlıyoruz. Zorunlu eğitim yerine, ortaokuldan sonra bir mesleğe yönelterekkabiliyetlerin ortaya konulduğu, mesleki bilgi ve birikimin hâkim olduğu, nitelikli iş gücünün yetiştirildiği bir eğitim sistemine geçiş yapılmalıdır.

    Zorunlu ve genel eğitimin zararlarından birisi de yetenek öldürme, yetenekli öğrencilerin ortaya çıkarılamaması şeklinde tezahür etmiştir. İnsanlar, mutlaka yeteneklerine göre sınıflandırmak zorundayız. Bu yetenekleri de kendi içinde sınıflandırmalıyız. Herkes kendi kabiliyetiyle orantılı eğitim aldığında sanayinin, iş gücünün doğru bir şekilde karşılanarak erken yaşlarda iş gücüne katılım sağlanması ile genç dinamik nesil heba edilmemiş olacak. Her çocuk kendi ilgi alanı ve yeteneği doğrultusunda “Hiçbir balık uçmaya, hiçbir kuş yüzmeye zorlanmaz.” ilkesince bütün öğrencilere aynı dersler okutulmamalı.

    Zorunlu eğitim beraberinde yeni öğretmen ihtiyacı doğurmuş öğretmen sayısı artırılarak bütçeye yük getirmiştir. Diğer taraftan her yerde rastgele açılan eğitim fakültelerinden çok iyi yetişmeyen, kendilerinin temel sorunlarını halledemeyen öğretmenler, lise çağındaki delikanlı çocuklar karşısında sınıf hâkimiyetini sağlayamarak yetersiz kalmışlardır. Ayrıca yeni bina, laboratuvar araç-gereç, fiziksel alan ve donanımlara ihtiyaç duyularak yine bütçemize ek yük getirmiştir.

    “Eğitimimizin önündeki en büyük badirelerden biri, yapageldiğimiz zorunlu ve genel eğitimdir. Bunun üç büyük zararı; toplumsal gelişmeyi sağlama kabiliyetinin olmaması, para ve yetenek israfıdır. Avrupa ülkelerine bakarak, onların bu tür bir eğitimle geliştiğini sanmamız bir yanılgıdır. Çünkü bu ülkeler, tarihteki gelişmiş ülkelerin yaptığını yaptılar, yani yeteneği yöneterek geliştiler. Avrupa’nın farkı buna sömürgeciliği de eklemesidir. Zorunlu ve genel eğitimin esas amacı katkı değil, var olanı korumak yani muhafaza etmektir. Bunun için ya bir ideolojiyi aşılar ve bunu denetler ya da daha önce başlatılmış olan statükonun bekçiliğini yapar.” (2)

    Sınav ve diploma odaklı eğitimden üretim odaklı eğitime geçmek zorundayız. Diploma, eskiden her kapıyı açan altın anahtardı ama şimdi neredeyse hiçbir kapıyı açmıyor. Liseyi bitiren genç, çırak olmak istemiyor. Şu an iyi ustalar, birçok üniversite mezunlarından daha çok kazanıyor.  İşsizlik sıralamasının en tepesinde diplomalılar geliyor. Herhangi bir alanda yetkinliğiniz yoksa iş bulma şansınız yok gibi. “Çocuklarımız, Ahilik teşkilatında olduğu gibi erken yaşta hem ticaretin hem de hayatın içine girerek usta-çırak yöntemiyle yetişerek toplumda sorumluluk sahibi olmasını sağlamalıyız. Batılıların yüzyıl önce dayattığı ve kendi paradigmalarını aşılamaktan başka bir fonksiyonu olmayan bu zorunlu ve genel eğitimle insanımızın ve gayretimizin israf edilmesine son vermeliyiz.” (3)

    Sonuçta, 12 yıllık sürede istenilen gençlik yetişmediği gibi sınav sonuçlarında matematikten 40 soruda ortalama 7, fen bilimlerinde 20 soruda 3.4, Din kültüründe 6 sorudan ortalama 1.2 gibi doğru sonuçlarla karşılaşmaya başladık.

    Kanaatime göre zorunlu eğitim; 5 yıl ilkokul, 3 yıl ortaokul şekilde yeterlidir. 4 yıl lise eğitimi zorunlu olmaktan çıkarılmalıdır. Ortaokulda  hazırlanacak kişisel karakter ve kapasite raporları ile çocuğun lise eğitimine devam edip etmeyeceği puanlama ve gözlem değerlendirme sonucu belli olmalı. Okuyamayacak çocuklar zorlanmamalı. Yeteneğine göre mesleki kurslara ya da meslek liselerine yönlendirilmelidir. Diğer taraftan ortaokuldan itibaren açık öğretim hakkı verilmelidir. İsteyen örgün eğitime devam eder isteyen dünyada hızla yayılmakta olan ev okulu yöntemiyle açıktan devam edip devletin yapacağı sınavlara girerek diplomasını alabilmelidir.

    Anaokulu bile mecburi tutulmamalıdır. Çünkü büyükşehirlerde çalışan aileler zaten kendi ihtiyaçlarını doğrultusunda çocuklarını anaokullarına ya da okulöncesi eğitim kurumlarına vermektedir.  Küçük ilçeler ve köylerde çocuklar, ebeveynler ile daha fazla vakit geçirmek yerine zorla okullara götürülerek belli dayatmalarla eğitim sisteminden geçirilmesinin uygun olmadığını düşünüyorum. Okul öncesi dönemi her alanda kritik öneme sahiptir. Bu yaşlarda anne baba, kendi çocuğunu yetiştirme fırsatı bulmalıdır.

    Mustafa Altınsoy

    31 Temmuz 2024

    1. Halil İbrahim Er, Liseleri Kaldıralım
    2. Prof. Dr. İsmail Aydoğan, Zorunlu ve Genel Eğitimin Yükü

    3.  Önder Güzelarslan, 14.07.2024, Zorunlu Eğitim

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    1. HALİL İBRAHİM EKMEN dedi ki:

      Mustafa Bey çok doğru tespitleriniz için teşekkür ederim. Gerçekten de özellikle lise kademesi ülkemiz, gençlik, üretim ve istihdam için tam bir zulme dönüşmüştür. İnsanoğlu için ait olmadığı yere zorunlu tabi olmak sanırım en büyük işkencelerden biri. Eminim ki lise sıralarında 4-5 yılı heba olan gençlik ızdırap içindedir. 12 yıllık zorunlu eğitim yasası her ne kadar meclisten çıksa da ben bu yasanın milli irade ile çıktığına inanmıyorum. Milli irade sağ duyudur ve bu yasa da sağ duyu ve vicdan sezemiyorum. Bir kaç ay evvel bir teori okumuştum ve düşündükçe taşlar yerine oturdu ve ben bunun doğruluğuna inanıyorum. Teoriye göre 12 yıllık zorunlu eğitim ve üniversite oyalamacası ile ara elaman ihtiyacı Türkiye’de had safhaya ulaştırmak ve bu açığı mülteci ve diğer göçmenlerle doldurmak bir projeydi. Böylelikle ülkeyi “Suriyeliler giderse sanayi durur, inşaatlar durur” gibi bir düşünceyle göçmenlerin yerleşikliği sürecini pekiştirmekti. Bizzat siyasi ağızlarla da göçmenlerin ülke istihdamındaki rolü kabul ve ifade edilince ben bu teorinin gerçekliğine inandım. Uçuk gibi gelebilir ama yaşadığımız dünyada artık hiç bir şeye şaşırmıyorum.

    2. Mehmet Elmaz dedi ki:

      Çok yerinde bir tespit. Zorunlu eğitim sorunlu eğitim oldu. Acilen önlem alınmalıdır.

    3. Mustafa Şahin dedi ki:

      Saygı değer müdürüm çok güzel 12 yıldır yanlış olan bir iş neden hale düzeltilemez. Bu konuda bir kamu oyu neden oluşturula _ mıyor? Nerede ise 12 yıllık zorunlu eğitimin bir zulüm olduğu kabul ediliyor. Çözümde mesleki eğitime ağırlık verilmesi gerekiyor. Sayın bakan ve diğer yetkililer neden bu işe bir el atmıyor… Bir an önce çözüm üretilmelidir milletin kaynakları heba edilmemelidir.

    4. Omer Akbulut dedi ki:

      Mustafa Hocam, çok güzel tespitler. Kaleminize sağlık. Deveye sormuşlar neren doğru misali. Daha en başta 4 ilkokul, 4 ortaokul, 4 ortaöğretim diye adlandırılır. Lise diye bir kademenin müfredatta (yeni müfredata dahil) adı yok. Fakat tabelalarda lise lise yazıyor. Siz yazinizda lise diyorsunuz. Liselerin ici de disida bosaltildi. Hepsi ANADOLU lisesi, Mesleki ve teknik Anadolu, İmam hatip Anadolu… Bırakın sistemi, kelimelerin kavramlarin bile içi boşaldı. Söyleyecek çok söz var ama, dinleyen yetkili olmadıktan sonra beyhude…

    5. Abdullah dedi ki:

      Çok isabetli fikirler. Gerçekten zorunlu eğitim sorunlu eğitim oldu. Ve başta tarım sanayi ve köylerin boşalması açısından zararı kârını 1.000 İ katladı.
      Saygıdeğer Müdürüm yazılarınızı zevkle takip ve istifade ediyoruz.

    6. Özgür ERDOĞAN dedi ki:

      Çok doğru tespitler , analizler . İlgili bürokrat ve yetkililer bu görüşleri değerlendirip gerekli düzenlemeleri yapmaları ne güzel olurdu.

    7. Cevdet Arslan dedi ki:

      Çok güzel tesbit ve teşhisler…
      Eline emeğine sağlık…
      İnşallah okuyup anlayan VEDE uygulayabilecek karar vericiler çıkar.

    8. Dr. Aydın GÜNDOĞDU dedi ki:

      Mustafa hocam kalemine ve yüregine sağlık çok önemli bir husus temas etmişsiniz. Aslında bu konu ekonominin düzelmesi için yapılması gereken reformlardan bir tanesidir. Bir ilave de ben yapmak istiyorum, üniversitelerin üçte ikisi de kapatılmalı, 27 yaşına kadar insanlar üniversite kalıyor, iş bulamıyor, yüksek lisans yapıyor. Bir çoğu evlenemiyor. Sadece bu üniversiteler gizli işsizliğe sebep oluyor. Üniversite okuyan okusun tatbi ki, ancak ilkokuldan sonra çırak olmak isteyen de çırak olsun. Sanayi de ara eleman ihtiyacı var, bu karşılansın. Gençlerin bir mesleği olur, kendi işlerini kurarlar vakit geçmeden. O sekiz yaşında hayata atılmalı, bir meslek sahibi olmalı, evlenmeli. Böylece ülkenin nüfusu da gençleşmiş olacaktır vr daha dengeli bir toplum üretilmiş olur kanaatindeyim.
      Selamlar

    9. Celali YILMAZ dedi ki:

      Çok doğru tespitler Tebrikler Mustafa hocam.

    10. Taygun dedi ki:

      Hocam kanaatleriniz tespitleriniz ve çözüm önerileriniz bu ülkede evlat yetiştirecek insanların gerçek arzusu, benim iki oğlum var kendi yeteneklerini yaşayarak keşfedecekler ancak ilerleyen günlerde zorunlu eğitim yüzünden başarılı olacakları kulvarda yürümek için sizinde dediğiniz meclis kararlarına ihtiyacımız olacaktır eline kalemiznize sağlık…

    11. Salih Özsağır emekli öğretmen dedi ki:

      Aynen katılıyorum hocam.
      İlk okuldan sonra ciddi bir yönlendirme ile çocuklar akademik veya mesleki eğitime yönlendirilmeli.

    12. Ali Demirel dedi ki:

      Kıymetli hocam tespitlerimiz çok kıymetli. Bunlara ilave olarak Anadolu lisesi enflasyona bir çözüm üretmek gerekiyor. Ayrıca mesleki eğitimlerin ve meslek liselerinin yaygınlaştırılması, kalitesinin artırılması, öğretmen listeleri gibi ihtisas liselerinin tekrar gündeme alınması gerekir diye düşünüyorum.

    13. Ahmet baş dedi ki:

      Müdürüm Konuyla ilgili yazınız bazı bilgileri tekrar hatırlamamıza içimiz sızlayarak idrak etmemize vesile oldu bugünlerde ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğumuzu hatırladık toplum olaraktan bunları yaşıyoruz çok daha büyük kaosları gelecek yıllarda yaşayacağız 10-20 yıl sonra ticari hayatımızda sanayide çaresizliklerimize çözüm bulmamız mümkün olamayacak eğitimin 12 yıl olması iyi bir uygulama ancak son dört yılın zorunluluktan çıkarılması gerekiyor kanaatindeyim inşallah en kısa sürede çözüm üretilir bu yanlıştan dönülür umuyoruz

    14. burhaner dedi ki:

      Kesinlikle 12 yıllik zorunlu eğitim kalkmalı. Bir nesil perişan ediliyor 5 yıl zorunlu olabilir Diğer bölümkeri isteyen örgün isteyen açıktan okuyabilmeli. Yazık oluyor.

    15. Fatih Aydın dedi ki:

      Çok çok doğru tespitler. Kaleminize sağlık hocam. Bence 4+4+4 zorunlu eğitimin yanlış olduğunu aklı başında herkes biliyor. İnşallah en kısa zamanda düzeltilir.

    16. Ali İlhan dedi ki:

      Maşallah Barekellah
      Kıymetli hocam.
      Ne güzel
      milli eğitim in milli sıkıntılarını dile getir missiniz
      Evet Herkes i zorunlu eğitim e tabi tutmak ülkemizin çok ciddi bir mesele si… Acile n çözüm bulmaya başlanmalı… Vesselam
      Teşekkür ederiz.

    17. MEHMET MERDUN dedi ki:

      HAY ALLAH RAZ<I OLSUN DEĞERLİ HOCAM !!!!.
      KALEMİNİZE VE MÜKEMMEL TESPİTLERİNİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUZ !.

      Kesintisiz 12 yıllık eğitim GARAABETİNDEN ÜLKEMİZ BİR AZN ÖNCE KURTULMALI !…

      Zararın
      Ekonomik,
      Toplumsal ve psikolojik TAHRİBATLARININ yanında en büyük kayıp Gençliğimiz ve milletimizdir !.
      Noolur bu konu Reis-i Cumhurumuza acil bir şekilde iletilmeli !.
      Gelen bakanların çözebileceği bir mesele değil bu maalesef !….

    18. Muhammet Doğantemur dedi ki:

      Müdürüm Allah sizden razı olsun. Bence memleketin en önemli sorununu dile getirmişsiniz. Bana göre de 8 yıllık zorunlu eğitim bu millete yapılabilecek en büyük ihanet. Ekonomi başta olmak üzere bütün sorunların temeli, köylere kadar yüksek okul açarak, bizim zamanımızdaki orta okul seviyesinde cahil ve vasıfsız üniversite mezunları yetiştirmektir… Bu sistemin ülkeyi batırmanın eşiğine getirdiğini sağır sultan bile duydu da yöneticilerimiz duymadı maalesef…

    19. hilmi akgün dedi ki:

      Halen ısrar Halen ısrar…Yanlışı kolay yapıyorlar lakin yanlışdan dönmeleri yıllar alıyor. Yasanın çıkış şeklini görünce insanın vah ülkenin haline diyesi geliyor. Hani demiş ya zamanın paşası siz dışardan biz içerden bunca yılda yıkamadık diye. Böyle yasa koyucular olduktan sonra düşmana ne hacet. Allah milletin yüzüne bakıyorda iyi duruyoruz yine… 25 yaşında mühendis olan biri (genç mi demek lazım orta yaşlı mı) hiç bir tecrübesi olmadan hayata atılıyor. Hayatın yarısı boşa gidiyor. Bu yaşa kadar piyasada çalışan biri hayatı düzene sokmuş bir yola girmiş oluyor…..Şu durumda okullar nasıl gerekli olabilir ki….

    20. İbrahim Tahmaz dedi ki:

      Tebrik ederim.

    21. İsmail Doğan dedi ki:

      Kıymetli hocam tespitlerin çok doğru. Umarım ülkeyi yöneten yöneticilerimiz bunun farkına varırlar. Zorunlu eğitimle gençliğe çok büyük zarar verilmektedir. Zorunlu eğitim olmazsa durmadan müfredat değişikliğine de gidilmeyecektir.