eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Az Bulutlu
17°C
Ankara
17°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
17°C
Cumartesi Az Bulutlu
13°C
Pazar Açık
16°C
Pazartesi Açık
19°C

Ahmet TEK

Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi mezunu. Hürriyet Gazetesi’nde mesleğe başladı. Muhabir, Yurt Haberleri Müdürlüğü ve idarecilik yaptı. Anadolu Ajansı’nda muhabir, editör, Yurt Haberler Müdürü, Genel Müdür Yardımcısı ve Haber Akademisi Koordinatörü olarak hizmet verdi. Sürekli Basın Kartı sahibi. Milli Güvenlik Akademisi, basın kuruluşlarının düzenlediği çalıştaylar ve Anadolu Ajansı’nın muhabir yetiştirme programında habercilikle ilgili dersler verdi. Uluslararası medya eğitim programlarına katıldı. Baykuş koleksiyoneri, bibliyofil ve seyahat tutkunu.

    Kitaplar Arasında

    Ankara’da kara kış beklerken, bahar havası yaşıyoruz. Hava sıcaklığı 15 derecenin üzerinde, pırıl pırıl, tertemiz bir hava var. Çık dışarıya, bu fırsat kaçmaz havası. Ben de öyle yapıyorum. Tur atmak yerine Söğütözü’ndeki ATO Congresium’a gidiyorum. Geçenlerde Ankara Çalıştayı, ardından Travelexpo Fuarı kapsamında Ankara’da ekoturizm panelinde konuşmacı olarak bulunduğum ATO’ya bu kez 19. Kitap Fuarı için geldim. Kitaplar söz konusu olduğunda gözü doymayanlardanım.

    Bu yıl fuarın onur konuğu Gülseren Budayıcıoğlu. Uluslararası onur konuğu ise Güney Kore’den Yun Ko – eun. Gülseren Budayıcıoğlu popüler bir yazar, dizilerle adını duymayan kalmadı. Kitaplarını okumadım, yerli dizileri de izlemiyorum. Dolayısıyla yazarın eserleriyle ilgili değerlendirme yapamam.

    Koreli Yun Ko-eun ülkesinde önemli bir yazarmış. Türkçeye çevrilmiş tek kitabı var: Afet Gezginleri. “Asıl afetin ne olduğunu biliyor musunuz? Afetten sonraki ortamdır. O zaman yaşamla ölüm bir kez daha ayrılır çünkü” cümlelerinin yer aldığı Afet Gezginleri, bana deprem sonrası gittiğim şehirlerde gördüğüm acı manzaraları hatırlattı. Kiraz çiçeklerini görmeye giderken tsunamiyle karşılaşan insanlarla başlıyor kitap. Bir tür acının pornografisi anlatılıyor. Jose Saramago’nun Körlük adlı romanında da bu durumun bir benzeri söz konusu. Körlük sorun değil, sonraki gelişmeler dehşete düşürüyor. 500’ü aşkın yayınevi ile sivil toplum kuruluşlarının katıldığı fuar, 10 Aralık’a kadar devam edecek. Fuarda ilk uğradığım yer sahaflar bölümü oldu. Fiyatları çok yüksek buldum. Kendi iş yerlerinde 20 liraya bırakabilecekleri kitaplar için asgari 50 lira fiyat koymuşlar. Sebebini sordum, stantları fahiş fiyattan kiralamışlar. Bu yüzden kitap fiyatlarını katlamışlar. Uğramadığım yayınevi kalmadı diyebilirim. Her standın önünde gençler var, kitap seçiyorlar. Beş saat kadar gezdiğim için gözlem imkanı da buldum. En çok satılan kitaplarda ilk sırayı sanal ortamda paylaşılan, dergilerde ve gazetelerde adından söz edilen, görünürlüğü olan yazarlara ait eserler alıyor.

    Felsefe kitapları inanılmaz derecede çeşitlenmiş. Gençler felsefe kitaplarına da büyük ilgi gösteriyor. Yayınevleri çalışanlarına göre bu yıl fuara ilgi tahminlerin üzerinde olmuş. Bunu bir ziyaretçi olarak ben de gördüm. Gençler okumuyor diyenlerle aynı fikirde değilim. Gençler, bir önceki kuşağa göre daha şanslı ve daha donanımlı. Mobil cihazlarda çeşitli uygulamalar var; sesli kitaplar ve Podcast’ler yeni ufuklar açıyor. Kitapla mesafeli olanlardan ürkmek lazım. Onlar, Facebook ve X gibi mecralardaki birer cümlelik paylaşımlarla yetinip, özgüven abidesi haline geliyorlar. Her şeyi bilen bir kitle doğdu (!) Fuar ziyaretçilerinin yüzde 70-80’ini genç kızlar ve kadınların oluşturduğunu söyleyebilirim. 40 yaş üzeri erkek ziyaretçi tek tük. Fuar sonrası bu tür veriler paylaşılsa belki daha sağlıklı değerlendirme fırsatı doğar.

    Kitap fiyatları öyle böyle değil, almış başını gitmiş. Geçen yıl 60-80 TL aralığında satılan kitapların bu yılki indirimli fiyatları 200 lira civarında. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur’unun yeni baskısını gördüm. Eleştirel basım olarak tanımlanmış. Fuarın en albenili kitabıydı diyebilirim. Almak istedim, fiyatı 980 liraymış, indirim olduğu için 680 liraya veriyorlarmış. Almadım, o kadar parayı vermek zoruma gitti. En az üç kez okuduğum, iki ayrı yayınevinden iki ayrı baskısına sahip olduğum bir kitaba bu kadar para ödeyemedim. Cemil Meriç kitapları da öyle. Yanına yaklaşabilene aşk olsun.

    Ahmet Hamdi Tanpınar veya Cemil Meriç kitaplarının bu kadar çok talep edildiğine ve astronomik fiyatlardan satıldığına şahit olsalar acaba tepkileri ve duyguları ne olurdu diye düşündüm. Fuarda en çok kitabı olan yazar açık ara farkla Stefan Zweig. Telif sorunu olmadığı için her yayınevinde Zweig kitapları. Her birinin kapak tasarımları farklı ve çok güzeller. Bazı yayınevleri Zweig setleri oluşturmuş. Fuarın en çok satılan kitabı da Zweig kitapları olabilir. İlk ve ortaokul öğrencilerinin heyecanları da görülmeye değer. Onlar kırtasiye ve oyuncak benzeri ürünlerin müşterisi. Binlerce çeşit ürün var. Hele defter çeşitleri… Fuarın en sakin köşesi her zamanki gibi bazı yazarlara veya birliklere, kuruluşlara ayrılan bölümüydü. Boyunlarında isim etiketleri, kitapları önlerinde, okuyucu bekleyen onlarca yazar. Şener Şen’i ve onun canlandırdığı Muhsin Bey’i hatırladım. Muhsin Bey, bir müzik yapımcısı, geçmişte elinden tutup şöhrete kavuşturduğu sanatçılar var. Yazarlarla ne ilgisi var demeyin, bir ilgisi olmalı ki Muhsin Bey’i hatırladım. Kitap bastırıp bir tane bile satamayan yazarların iç dünyasını sergileyen bir Yeşilçam filmi neden olmasın sorusu geldi bir de aklıma…

    Bu kadar gezip de eli boş döner miyim. Aldığım kitaplardan bir bölümünün isimleri ve yazarları şöyle: Ahmet Cemal: Lanetlenmiş Ağustos Böcekleri, Haldun Taner: Çok Güzelsin Gitme Dur, Antonio Damasio: Hissetmek ve Bilmek, Antonio Damasio: Şeylerin Tuhaf Düzeni, Gertrude Stein: Üç Hayat, Mustafa Tatcı: Limni’de Sürgün Bir Velî, Leylâ İpekçi: Dem Yüzü, Rene Grousset: Stepler İmparatorluğu, Virginia Wolf: Jakob’un Odası, Richard Yates: Yalnızlığın On Bir Hali, Ali Lidar: Edebiyatın Tesirli Parçaları, William Hames: Hakikatin Anlamı, Şükrü Elçin: Türk Edebiyatında Tabiat, Ayâsya: Vedânta Felsefesi Upaniş Adları, Gündüz Vassaf: Ressamın İsyanı

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    1. Abdulkadir ipekdal dedi ki:

      Emeğine yüreğine sağlık gençlerin okuduğunu ve felsefeye meylettiklerini sizden duymak güzel bir haber umut var demektir selam ve saygı ile

    2. Kamil Uğurlu dedi ki:

      Üstat,yine herzamanki gibi harikasınız. Kitap listenizi kaydettim. Onları okuyacağım. Şimdiye kadar hiç yanıltmadınız.
      Elinize sağlık, sayınızın çoğalması üzerinedir duamız.