Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi mezunu.
Hürriyet Gazetesi’nde mesleğe başladı. Muhabir, Yurt Haberleri Müdürlüğü ve idarecilik yaptı. Anadolu Ajansı’nda muhabir, editör, Yurt Haberler Müdürü, Genel Müdür Yardımcısı ve Haber Akademisi Koordinatörü olarak hizmet verdi. Sürekli Basın Kartı sahibi. Milli Güvenlik Akademisi, basın kuruluşlarının düzenlediği çalıştaylar ve Anadolu Ajansı’nın muhabir yetiştirme programında habercilikle ilgili dersler verdi. Uluslararası medya eğitim programlarına katıldı. Baykuş koleksiyoneri, bibliyofil ve seyahat tutkunu.
Eğitim, okul, öğretmen, dayak, mütevazılık, dik duruş, karakter oluşumu ve koyun olmak istemeyen yakın geçmişin çocukları hakkında bir deneme. Bizim nesil, (altmış yaşın üzerinde olanlar) orta ve liseye giderken gömleğin üstüne süveter giyer, kravat takardı. Süveteri pantolonun içine sokar, sonra...
O kendini “garip” olarak tanımlarken kimileri ona saz ve söz üstadı, kimileri Anadolu’nun son abdalı dedi. Bozkırın Tezenesi olarak tanındı. Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanlığı döneminde teklif edilen devlet sanatçısı ünvanını “hepimiz bu devletin sanatçısıyız. Ayrıca devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor”...
“Çiçeğin rengi soldu, bitti şarkısı kuşun.Yol tenha, dal mecâlsiz, su durgun.”Edebiyatımızın naif şairi Ziya Osman Saba’nın “Güz” şiiri bu dizelerle başlar. Çiçeklerin rengi solmuş. Yapraklar sararıp dökülmeye başlamış. Şarkı söyleyen kuşlar gurbet ellere gitmiş. Eylül, birçok kişi için melânkolidir. Ancak...
“Saygı ve nezaketi kaybettik, toplum çürüyor” diye yakınanlardan mısınız? “Herkesin ağzı bozuk. Küfürsüz konuşan kimse kalmadı” sözünü en son ne zaman duydunuz? “Toplum çürüyor. Küfür sıradanlaştı” diyenlerden biri de benim. Ağzı bozuklardan çok rahatsızım. Küfürlü ve kaba konuşmayı çoğaltan bireylere...
Mîna Urgan, İngiliz Edebiyatı profesörü, yazar, filolog ve çevirmendi. Türkçeye, Sineklerin Tanrısı, Yalınayak Sokrates, Moby Dick, Meselenin Kalbi, Arthur’un Ölümü, Troilus ve Cressida, Utopya, Atinalı Timon gibi klasik yapıtları kazandırdı. ‘İngiliz Edebiyatı Tarihi’ adlı 5 ciltlik çalışmasının yanı sıra, Thomas...
“Yaşlı ve ihtiyar” kelimesinden korkan öyle çok kişi var ki! Bu iki kelimeyi hakaret olarak algılayanlar da çok. Bu gidişle yaşlı, yaşlılık, ihtiyar, ihtiyarlık kelimeleri kullanımdan kalkacak. Bu kelimeleri sözlüklerden silsek, yaşlılık veya ihtiyarlık adı verilen uzun bir ömrün finale...
Bir dostla sohbet ediyorduk, “Hasbî insan kalmadı” dedi. Yüzüm aniden acıyla kasıldı. Dostumun sözünü reddetme anlamına gelmiyordu. O, öyle anladı. Konuya devam etmeden soru geldi: “Var mı çevrende hasbî adam?” “Çevremizde hasbî adam yoksa en büyük vebal kendimizde” diye düşündüm....
Türk sinemasının seks filmleri furyasından kurtulmak için çare aradığı 80’li yılların başında, senaryosu Işıl Özgentürk’e ait yönetmenliğini Ali Özgentürk’ün yaptığı ‘At’ filmi, 12 Eylül darbesinin karanlık günleri sürerken, kültür ve sanat dünyamızın yüz akı oldu. İçerik ve çekim tekniği ile...
Bu yazı ‘ballı’ bir yazı olacak. Mecazi anlamda değil. Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde ‘Bal arılarının bitki ve çiçeklerden topladıkları bal özünden yapıp kovanlarındaki petek gözlerine doldurdukları, rengi beyazdan esmere kadar değişen tatlı, koyu, sıvı madde’ olarak tanımlanan balı anlatacağım. Türkiye,...
Paris’te Bir İsimsiz Mezar Hürriyet gazetesinde, 31 Mayıs 2013 yılında, Arzu Çakır Morin imzalı “Türkiye’nin 100 yıllık tanığı Güzin Dino hayata veda etti” başlıklı bir haber vardı. Güzin Dino, Nazım Hikmet’in 1961 yılında yazdığı “Saman Sarısı” şiirindeki “Sen mutluluğun resmini...
Kurban Bayramı arifesinde Edirne’ye geldim. Her gelişimde ilk uğradığım kişi “Ciğercilerin Piri” olurdu. Pirlerin en güleç yüzlüsü, en sıcakkanlısıydı. Güler yüzüyle tatlı diliyle karşılar, “Güzel insan oş geldin. Özlettin kendini” derdi. Selimiye Camisi’ni karşıdan göreceğim bir masaya buyur eder, Edirne’nin...
Bir süre önce kitaplığımdaki sehpaya onlarca kitap yığmıştım. Bunlar, uzun yaz tatilinde okumak için Trakya’ya götüreceğim kitaplardan bazılarıydı. Hangi eserleri seçtiğimi görmek için kitapları elden geçirirken, Necip Fazıl Kısakürek’in “İhtilâl”i dikkatimi çekti. “İhtilâli bir sanat” olarak tanımlayan kitabı okuduğum günler...
Japonlara hayranlığımızın kaynağı, kültürlerine bağlı kalarak yakaladıkları gelişmişlik düzeyi ve çalışkanlıkları olsa gerek. Japonya’nın bir refah ülkesi olduğunu havaalanına indiğinizde görmeye başlıyorsunuz. Zenginlik saklanabilen bir kazanım değil. Her gelişmiş ülkede olduğu gibi Japonya’da da kendini gösteriyor. Gözleri ele geçiriyor. Tokyo’nun...
Evinde büyük bir onarıma başlayan bir Japon, duvarlardan birini yıktı ve ilginç bir görüntüyle karşılaştı. Duvarı oluşturan iki tahta arasında sıkışıp kalmış bir kertenkele vardı. Dikkatle baktığında, daha ilginç bir durumla karşılaştı; kertenkele canlıydı. Bir çiviyle ayağından duvar tahtasına çakılmış ve canlı...
Toprak damlı evlerin, toprak kokan meydanların ve tozlu, çamurlu sokakların çocukları “kak” kelimesini bilir. Kak, her tür meyvenin kurusuna verilen addır. Yoksulluk ve yoksunluğun hüküm sürdüğü dönemlerin çocukları “kak” yemiş, onun lezzetini almış, onunla güç kazanmıştır. Kak, Anadolu’nun dışında Kazakça,...
New York’ta, yoksul Yunan göçmenlerin yaşadığı mahallede, 1923’de dünyaya geldi. Operanın en saygı duyulan şarkıcılarından biri oldu. Mükemmeliyetçiliği yüzünden ‘Kaprisli Diva’ olarak anıldı. Üç buçuk oktavlık sesiyle tüm zamanların en ünlü sopranosu olarak tanındı. Paris’te, 1977’de ani bir kalp krizi...
Her sabah sizin için bulut hazırlandığını ve yataktan kalkar kalkmaz başucunuzda asılı halde sizi beklediğini bilseniz ne yaparsınız? Bu soruya “Mutluluktan uçardım. Bütün gün gezdirirdim. Koleksiyoncu olurdum. Üstüne tırmanır, içine gömülürdüm” yanıtını vermişseniz, ‘Bulut Takdir Etme Topluluğu’nun gönüllüleri arasında yer...
Binalar yükseldikçe incelikler alçalır, binalar arttıkça nezaket azalırmış. Beton saltanatına teslim olmuş bir dünyanın gökyüzüne bakmayı unutan insanlarına dönüştük. Binalarını yükseltip, insanlığını alçaktan dönemin canlıları damgasını yemek istemiyorsak başımızı kaldırıp göğe bakmalıyız. Prof. Dr. Sadettin Ökten “İnsanın gökyüzüne bakacak vakti...
Ankara’nın minnacık bir kültür ve sanat adası var. Kadim şehrin kalbinde, Ulus’ta ve Hacı Bayram Mahallesi’nde. Siyasetin iç bunaltıcı ikliminden kaçmak isteyenlerin, kültürel yozlaşmanın travmalarına çare arayanların, karamsarlığa kapılanların sığınacağı bir vaha da diyebilirsiniz. Birçok Ankaralı adını bile duymamış olabilir...
Dünyada beş kez başkent olmuş bir şehir parmakla gösterilmez mi? Bu şehrin mirasına sahip çıkılmaz mı? 100 yıllık bir Cumhuriyet’in her gününe tanıklık eden ve geçmişiyle övünmeyi bilmeyen bir şehir sevilmez mi? Mütevazılıkta rakip tanımayan, dertlilerin derdine çare aramaktan bitap...
Bugün İlkbahar Ekinoksu Bugün özel bir gün; hem ilkbaharın başlangıcı hem gece ile gündüz eşit. Gündüz ile gecenin eşit olması durumu olan ekinoks, her yıl 21 Mart ve 23 Eylül tarihlerinde gerçekleşiyor. 21 Mart, Kuzey Yarım Küre’de ilkbaharın, Güney Yarım...
20 Mart, Dünya Serçe Günü olarak kabul edilmiş. Serçe Günü’nün isim babası Hindistan kökenli Sonsuz Doğa Derneği (The Nature Forever Society) imiş. Sonsuz Doğa Derneği 20 Mart’ı Serçe Günü olarak kutlayarak, serçelerin azalmakta olduğunu fark ettirmek istemiş. İspanyollar da Serçe...