eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Az Bulutlu
14°C
Ankara
14°C
Az Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
17°C
Pazartesi Az Bulutlu
15°C
Salı Az Bulutlu
17°C
Çarşamba Az Bulutlu
17°C

Fatih BAŞAK

1968 yılında Sungurlu'da doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Sungurlu’da tamamladıktan sonra 1989 yılında Amasya Eğitim Yüksekokulu’nu tamamlayarak, Batman ili Kozluk ilçesinde sınıf öğretmeni olarak göreve başladı. 1993 yılından 2004 yılına kadar Sungurlu’nun Eşme Köyü İlkokulu ve Fevzi Çakmak İlköğretim Okulu’nda sınıf öğretmeni olarak, 2004 yılında da Boğazkale Merkez İlköğretim Okulu Müdürü olarak görev yaptı. 2008 - 2012 yılları arasında MEB taşra ve merkez teşkilatında Şube Müdürü olarak görev yaptı. 2012 - 2019 yılların arasında MEB taşra ve merkez bürokrasisinde görev aldı. Halen Millî Eğitim Uzmanı olarak görev yapmakta. Evli ve 4 çocuk babası. Eğitimimizi çeşitli yönleriyle ele aldığı yazı serüvenine son üç yılda başladı.

    Kibrit çöpünün hikayesi

    Kibrit kutusundaki kibritler, toplumun içinde yaşayan insanlar gibidir. Kibrit kutusu dünya, içerisindeki çöpler insan misalidir. Estetikten uzak anlamına gelen “kibrit kutusu gibi evler” sözünü de hepimiz duymuşuzdur.

    Kutunun vazifesi muhafaza etmektir. Kutu zarar gördüğü sürece çöpleri de zarar görür. Tıpkı insanın kendi dünyasını yaktığı gibi.

    Kutu nem kaptığı sürece içerisindeki kibrit çöplerinin de vazifesini yapmasını engelleyecektir. Tıpkı insanın ahlaktan, adaletten uzaklaşması gibi. Adaletten ve ahlaktan uzaklaşan insan asli görevini de yapamayacaktır. Çünkü artık kirlenmiştir. Özünden uzaklaşmış, özünü kaybetmiştir.

    Hepsi birbirinin aynısı gibi görünseler de her biri farklıdır. İnsanın yaşamı gibi her bir kibrit önce yanar ve sonunda kül olup sönüverir ama etkileri farklı farklı olur. Kimi kibrit çöpü bir amaca hizmet etmek için yanar, kimi amaçsız tüketir ömrünü. Kimi yanarak zarar verir çevresine, kimisi de aydınlatmak adına ateşlemeyi yapar…

    Kimisi de bir çocuğun elinde oyuncak olur öylesine yakılır gider bir oyun havası içerisinde… En güzel ben yaktım yarışması da işin cabasıdır. Ama sonuçta kibrit çöpünün yanıp gitmek vardır kaderinde.

    – Bazıları öyle incedir ki her an kırılacak, yanmaz diye düşünürsünüz ama en iyi de onlar yanar. Narindirler. Etrafına zarar vermeden sadece kendisine düşen görevi yapmaktadır. Yanmak…

    –  Bazıları öyle kalındır ki yanınca hiç sönmeyecek diye düşünürsünüz ama alev bile almadan ucundaki kimyasal madde bir anda yanıp sönüverir. Tam görevini yerine getirmeyen konuşmaktan başka bir şey bilmeyen insanlar gibidir. Bağırıp çağırırlar ama sonuçta elde kalan hiçbir şey yoktur. Faydasız ilim gibi, gösterişli insanlar gibi.

    – Kimileri düzgün değildir ama yine de eksiksiz görevini yerine getirir. Onun için şeklin, gösterişin önemi yoktur. O işini yapmaya odaklanmıştır. Görevini yapar ve biter. Reklam pelinde olmayan insanlar gibidir.

    – İlk yanan kibrit çöpleri hep en üstekilerdir. Kutunun içerisinde elinize ilk onlar gelir. Dolayısıyla da ilk onlar yanar. İlk yanmalar kutunun içerisindeki çöplerin yanması hakkında bilgi verecektir bizlere. İyi yanarsa diğer çöpler d iyidir. Yok, iyi yanmamışsa ya nemlenmiştir ya da üzerindeki kimyasal maddesi kaliteli değildir.

    Tıpkı kıyafetine göre muamele görüp sonradan hal hareketlerine göre değerlendirilen insan misalidir bu çöpler.

    – Binlerce kibrit çöpü bir ağaçtan çıkar da, bir kibrit çöpü yeter koca bir ormanı yakmaya… Yapmak zordu ama yıkmak çok kolaydır. Kibrit kutusunu ve o çöpleri yapmak için emek gerekir ama bir çöp etrafına zarar vermek için yeterli bile olacaktır. Bir kasanın içerisindeki bir çürük elma misali.

    – Islanmış bir kutuda yanabilecek kuru bir kibrit kalmamıştır artık… İnsan içinde yaşadığı toplumdan ayrı düşünülemez, ister istemez etkilenir. İnsanın kalitesinin en yakınındaki beş kişini ortalaması gibidir bu durum. Nemli iseniz faydasız bir çöpten ibaretsinizdir.

    – Bazı kibrit çöpleri kutuda aykırı bir şekilde diğer yöne bakar ve kutu açıldığında ilk önce onlar fark edilir ve ilk önce onlar yanar.

    – Bazı kibrit çöpleri birbirine yapışıktır. Biri yanınca diğeri de yanar. Arkadaştan öte dost misali. Önce kendisini heba etmenin yarışı içerisindedir ve bundan hiçbir beklentisi de yoktur. Yanacaksak hep birlikte yanmalıyız demenin ötesinde ben yoksam hiç kimse yoktur anlayışının sonucudur yaptığı.

    – Bazı kibrit çöpleri de kendisiyle birlikte kutuyu da yakan kibrit çöpleridir. İçinde bulundukları toplumu da beraberinde yakarlar.

    – Bazı kibrit çöplerinin ucunda yanıcı kimyasal maddesi yoktur. Çöp olmaktan öteye geçemez. Kutu içinde amaçsızca işe yaramadan öylece durur. Toplumun içerisinde amaçsız ve işe yaramadan yaşar giderler.

    Ne bilgisi olan ne de ahlaki bir tutum içerisinde olmayan insan misalidir bu durum.

    Burada esas olan kibrit çöpünün kendisini yanmasına karar verememesidir. Nasıl ve neden yanacağını da bilmez. İnsanı ayıran en önemli özelliği aklının olmasıdır. Bu anlamda aklı kullanmamız ve akletmemiz hususunda onlarca ayet vardır.

    Bizi kibrit kutusundan ve kibrit çöpünden ayıran da budur. İşte o ayetlerden sadece bir kaçı.

    Kitab’ı okuduğunuz hâlde insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Akletmez misiniz? (Bakara 44)

    Onlara: “Allah’ın indirdiğine uyun.” denildiği zaman: “(Hayır,) bilakis biz, babalarımızı üzerine bulduğumuz (ve alıştığımız âdetlerimize) uyarız.” derler. Babaları hiçbir şey akletmemiş ve doğru yolu bulamamış olsalar bile mi (onların yoluna uyacaklar)? (Bakara 170)

    Akledesiniz diye Allah ayetlerini sizin için açıklamaktadır. (En’âm 32)

     Siz, birbirinizi namaza çağırdığınızda onu alay ve oyun konusu edinirler. Bu, onların akletmeyen bir toplum olmalarındandır. (Mâide 58)

     Dünya hayatı oyun ve eğlenceden ibarettir. Şüphesiz ahiret yurdu korkup sakınanlar için daha hayırlıdır. Akletmez misiniz? (En’âm 32)

    Sevgide kalın, sevgiyle kalın…

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.