eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Parçalı Bulutlu
28°C
Ankara
28°C
Parçalı Bulutlu
Perşembe Parçalı Bulutlu
30°C
Cuma Açık
30°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
30°C
Pazar Hafif Yağmurlu
26°C

Mustafa SÜS

1974 yılında Kayseri Yahyalı’da doğdu. İlkokulu Derebağ İlkokulunda okuduktan sonra Yahyalı İmam Hatip Lisesinde liseyi bitirip 1994 yılında Şehit Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim Fakültesine başlayıp 1998 yılında Öğretmen olarak atandı. 2012 yılında Necmettin Erbakan Üniversitesinde Eğitim Yöneticiliği ve Teftiş dalında Yüksek Lisans yaptı. 2007 yılından itibaren yerel gazetelerde, internet haber sitelerinde eğitim ve toplumsal içerikli köşe yazıları yazmaya başladı. Kendine ait internet sitesinde, şiir, deneme, öykü dalında yazılarına halen devam etmekte olan Mustafa SÜS, 2016 yılında “Yitik Kadınlar” adlı öykü kitabını çıkardı. Diriliş Postası adlı ulusal gazetede köşe yazarlığı yapan Süs, evli ve bir çocuk babasıdır.

    Futbolun getirileri ve yasal yoldan yolunanlar

    Futbol deyip geçmeyin.

    Futbolun insanımıza, ülkemize ve şehirlerimize birçok getirisi var.

    Neresinden bakarsanız bakın ya da bakmayın fark etmez…

    Nedir mesela futbolun getirisi?

    Galip gelen takımın da mağlup olan takımın da futbolcuları gününü gün ederken taraftarları günlerce esas sıkıntılarını unutuyorlar sadece niye yenildiklerine ya da nasıl yendiklerine kafa yoruyorlar.

    Küfür bilmeyen insanlar küfür öğreniyorlar ve dertlerini küfrederek anlatmaya çalışıyorlar. Dert anlatmayı bilmek az bir şey değil hani.

    Paralarını çoluk çocuklarına harcamayıp onlara tutumlu olmayı öğretip, televizyon kanallarına abone oluyor, bilet alıyor, bahis oynuyor sporcuların kutlamada olmazsa olmazı şampanyalarına sponsor olmuş oluyorlar.

    Herhangi bir maçın üzerine günlerce konuşarak konu sıkıntısı çekmemiş oluyor insanlar.

    Futbolcular ve taraftarlar da şehirlerimize gelerek şehrimizin en lüks otelinde kalarak şehrimiz dışında yaşayan otelin sahibini zengin ediyorlar.

    Şehrimizin en önemli zenginleri ve belediyelerimiz oluk oluk para aktararak kulüplere kulüplerin daha fazla para almasına katkıda bulunuyorlar.

    Kulüpler değil de şehirlerin sorunlarına aktarılsa o paralar çarçur olacaktır.

    Mesela bir kulübe bir yılda aktarılan parayla kaç tane okul yaptırılır hiç düşündünüz mü?

    Cami değil okul yaptırılsın diyen eğitimli aydınlarımız bu konuya da el atsalar ya?

    Okul yaptırmanın kulüplere ne gibi faydası olacak Allah aşkına? Dediğinizi duyar gibiyim.

    Kulüplerin bir de alt yapıları var…

    Çocuğunu okutup ne yapacaksın, bir futbolcunun bir maçta alacağı parayı senin çocuğun bir ömür doktorluk yapsa alamaz, diyerek çocukları futbol alt yapılarına teslim edip kısa yoldan zengin etme derdine düşsek iyi olacak maaile…

    Ülkemize de katkıları oldukça fazla futbol uyuşturucusunun pardon sporunun.

    Neredeyse küçük bir şehir kurulacak maaliyete yapılan statların milletimize faydalarını saysak da bitiremeyiz.

    Sporcuların ve kulüp sahiplerinin kazanacağı para için karda, soğukta, sıcakta görevlendirilen yığınlarca polisimiz -sırtını sahaya dönmek zorunda olmayan- bedava maç izliyor bunu da katma değer olarak yazalım buraya.

    Televizyonlarda yığınlarca spor yazarı ekmek parası kazanıyor izlediğinden bir şey anlamayıp bir de spor programları izleyen milyonlara akıl verirken.

    Devlet mesela yazıktır günahtır diyerek vergi affı getiriyor kulüplere, zehir zıkkım olsun konumuz bu değil.

    Karşılıksız kredi veriyor, fakirin fukaranın üç beşine göz koyup ümüğüne çöken ama kulüplere gelince kesenin ağzını açan bankalar.

    Fakire iktisatlı yaşamayı öğretiyor daha ne yapsın.

    Hem kulüp başkanları arada devleti de hizaya sokma derdine düşüyorlar, taraftarları sokağa dökme tehdidi savurarak.

    Futbol daha ne yapsın bize işte, elinden geleni fazlasıyla yapıyor.

    Bize düşen, izlemek, tartışmak, birbirimizi kırmak, bilet almak ve gerekirse ağlayan kulüp başkanlarına SMS ile bağışta bulunmak.

    Ha çiftlikçi Tosuncuk’a para kaptırmışsın ha seni telefondan arayıp da teröre bulaştın diyen uyanığa, ha bilet alarak kulüplere…

    Tek farkı bunda gıdım gıdım yasal yollardan yolunuyorsun diğerlerinde illegal yollardan kandırılmış oluyorsun.

    Senin adın ne peki?

    E adını da sen koy!

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.