Vaktiyle ( 1981-1982) meşrepleri farklı olan Türk asıllı üç arkadaş Mısır zindanlarına düşer. Farklı mizaç ve meşreplere sahip oldukları için bir arada tutuklanmalarına bir anlam veremezler. Arkadaşlardan birisi gür sakallı ve daha dini bütün görünen (mültezim) bir arkadaştır. Genellikle münzevidir yani kendi kulvarında yaşar. Farklı eğilimler içinde olmalarına rağmen neden üçünün birden tutuklandığı zihinlerini bir süre meşgul eder. Bu soru başka bir örnekte cevabını bulur. Meraklar zail olur. Mısır’dan sınır dışı edilen başka bir arkadaşla sohbet ederken bu bilmeceyi çözdük. Sırrı keşfettik. Kronolojik olarak daha sonra sınır dışı edilen bu arkadaş, neden böyle bir muameleye muhatap olduğunu çok merak eder. Aklına tek bir neden gelir. Türkiye’den gelen bazı çocuklara eğitimlerinde yardımcı olmak ve kısaca onlara Arapça dersler vermek. Eskiden bunu revak şeyhleri deruhte edermiş. Onların gıyabında şimdi bu işi ferdi bazda fahri olarak bazı arkadaşlar üstleniyor. 1950’li yıllarda Yozgatlı İhsan Efendi gibi kimi alimler de Türk talebelerine bu suretle yardımcı olmuşlar!
Bu tahlil ve çözümleme ile birlikte zihni tutukluluğum gitti. Mısır hafiyeleri kızlarla dolaşanları değil ders verenleri izler, tarassut ederlerdi. Böylece gureba nesli temayüz ediyordu. Neden bu meseleye girdim. Mısır’da yaşayan Suriyeli mülteci kadınlardan birisi olan Necla Muhtar Yunus hem hafız hem de hafızlık yaptıran bir hanımdır. Örgütlenmiş ya da kurumsal hale gelmiştir. Kitap ve Sünnetin Hafızları (Koruyucuları) Cemiyetinin banisi ve kurucusudur. Suriyeli sahipsiz ve yetim kız çocuklarının ve bebeklerin sığınağı olmuştur. Barınak, giyecek ve yiyecek ihtiyaçlarını temin etmektedir.. Onlara İslam’ı öğretmekte ve hafızlıklarını ikmal etmeye yardımcı olmaktadır. Necla hanım ve yürüttüğü hizmete karşı pusuda bekleyen Ortodoks Kilisesine bağlı Coptic Orphans/Kıpti Yetimler örgütü harekete geçer. Zira Necla hanım gayretli olsa da sahipsizdir. Tertip dava sonucu Necla hanım ömür boyu hapse mahkum edilmiştir. Sisi’nin güvenlik teşkilatları da tertip halkasını genişletmişler ve Necla hanımı bir terör örgütüne katılmakla suçlamışlardır. Kastettikleri Müslüman Kardeşler hareketi olmalıdır. ABD’de Siyonist lobi ile ilintili ve iltisaklı olan Coptic Orphans/Kıpti Yetimler adlı örgütün amacı Kur’an ve Sünnetin Hafızları Cemiyetinin dağılması ile birlikte bu bünye altında barınan, bulunan yetimleri Ortodoks Kilisesi’nin gözetimindeki yetimhanelere aktarmak ve aldırmaktır. Papa Şennude ölmeden evvel Mira Macid Riyad’a bu tür sahipsiz yetimlere yönelik bir barınma ve yetimhane kurulmasını ve bunda acele edilmesini vasiyet etmiştir. Mira ABD’deki Kıpti lobisinin kurucusu Macid Riyad’ın kızıdır. Şimdi Yukarı Mısır (Said bölgesi) faaliyet gösteren yetimhaneleri kontrolü altında tutmaktadır. Mira Mısırlı olmasına rağmen bir kelime bile Arapça bilmemektedir. Kıpti Kilisesi evlatlık edinme yasasının bir an evvel çıkartılmasını da istemektedir. Çıkması halinde Müslüman asıllı yetimleri birer ikişer Hıristiyan Kıpti ailelerine dağıtacaktır.
Mira Mısır’daki bütün yetimhaneleri kontrol altına alması için Siyonist lobiden büyük mali destek görmüştür. Mısır Kıpti Kilisesinin uzun vadeli amacı ülkedeki demografik yapıyı imkan dahilinde yeniden düzenlemek ya da altüst etmektir. Coptic Orphans örgütünün Başkanı Nermin Riyad, Kıpti Patriği Papa II. Tavadros’a hitaben 75 bin kız ve erkek yetimi Hıristiyanlaştırmak için programlarına aldıklarını ifade etmiştir. Bu program ABD, Kanada, Avrupa ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi bazı Körfez ülkeleri tarafından da fonlanmakta ve mali olarak desteklenmektedir.
Göçle ve ailelerin dağılması ve ortada kalmasıyla birlikte durumdan vazife çıkartan misyonerlik teşkilatları Müslüman çocuklarını Hıristiyanlaştırmaya çabalamaktadır.
Mısır’da Kıptiler Lübnan’da ise Ermeniler Suriyeli mültecilere göz açtırmıyorlar. Onlara karşı sistematik bir faaliyet yürütüyorlar. Lübnan’daki Ermeni asıllılar Suriyeli göçmenlerin geri dönüşlerini temin için baskı yapıyor ve halkı kışkırtıyorlar. Sahipsiz kitlelere karşı aynı yöntemlerin Türkiye’de de bazı milliyetçi odaklar tarafından uygulanması şayanı teessüftür. Sonuç itibarıyla,Suriyelilerin kimliklerinden koparılması Siyonistlerin ve onların ortakları olan kimi mutaassıp Kıptilerin izlediği siyasetin bir parçasıdır. BM tarafından yapılan açıklamalarda geri göç için hala Suriye’nin güvenli bir ülke olmadığı da ortaya konulmaktadır. Suriye’de durum netleşmemiştir.
Suriyeli ya da mülteci düşmanlığı azınlıklarla ittifakı beraberinde getirmektedir. Bu da ABD’nin takdis ettiği bir durumdur. Lübnanlı Maruni aydın Nebil Halife bu hususta Türkiye’yi uyarmıştır. Türkiye azınlıklar ittifakından uzak durmalı ve Suriyeli mültecileri kucaklamalıdır. Makul bir çözüm üretmelidir. Herkes insan kaynağı devşirmeye çalışırken, Türkiye’deki bazı mahfiller ise onlardan kurtulmaya bakıyor!
Mustafa Özcan