Eğitimin temel amacı nedir? Çoğumuzun aklına ilk olarak “başarı” gelir. Notlar, sınavlar, dereceler. Oysa eğitimin yalnızca başarı üreten bir mekanizma olmadığını, olmaması gerektiğini artık daha yüksek sesle dile getirmeliyiz. Çünkü sadece başarıya odaklanan bir eğitim anlayışı, öğrencileri değerlerden uzaklaştırabilir. Başarıyı elde eden ama iyiliği, adaleti, vicdanı kaybeden bir bireyin yetişmesi, toplumun geleceği adına en büyük kayıptır.
İşte tam bu noktada “iyilik ve adalet merkezli eğitim” anlayışı devreye giriyor. Eğitim sistemi; öğrencileri yalnızca akademik olarak donatmakla kalmamalı, aynı zamanda iyi ve adil bireyler olmayı merkeze almalıdır. Bu, bir dersin konusuna sıkıştırılarak verilecek bir öğreti değil, okulun tamamına yayılacak bir kültürdür.
Okul iklimi, öğretmenin dili, yönetimin yaklaşımı ve sınıf içi uygulamaları kapsar. Hepsi bu kültürün taşıyıcı unsurlarıdır. Öğrenciler adaletin, paylaşmanın, yardımlaşmanın yalnızca sözde değil, günlük yaşamda karşılığını bulduğu bir okul ortamında büyümelidir. Çünkü adaletin ve iyiliğin yaşatıldığı bir kurum, çocuklara kalıcı bir rol model olur.
Elbette ki başarı önemlidir. Ancak başarıya ulaşırken değerlerini kaybeden bir eğitim modeli, uzun vadede en büyük başarısızlığı üretir. O yüzden müfredatta ve eğitim anlayışında yapılacak ciddi düzenlemelerle, “iyi bir okul kültürü” oluşturmak kaçınılmazdır.
Geleceğin dünyasını sadece zeki değil, aynı zamanda vicdanlı,adil ve iyi kalpli insanlar inşa edecek. İşte asıl başarı da budur.