PROF. DR. İSMAİL AYDOĞAN
Nurettin Topçu, günümüz müzik anlayışının Anadolu’nun ruh dünyasını yansıtmadığını çünkü bu müzik türünün elbise alır gibi Batılı ülkelerden alındığını söyler. Batılıların müziğini de ruhsuz bularak onu da eleştirir. Kendi müziğimizin memleket havasında doğması, onun felsefesini barındıran aşkla ortaya çıkması gerektiğini belirtir. Özellikle gençlere müzik kültürü verilmesi gerektiğini söyler. Musiki ile temizlenmeyen ruhun uçamayacağını, musikinin insanı sonsuz varlık sevgisi ile dolduracağına dikkat çeker. Ayrıca musikide kin ve hasedin barınamayacağını, ümidin kaynağı olduğunu, bu nedenle okullarda derslerin, meclislerde oturumların musiki ile başlamasını öğütler.
Topçu’nun bu çağrısına kulak verilmediği ortada. Çünkü eğitimde müziğimizin esamesi okunmuyor. Batıdan alınanın da dikiş tutmadığı ortada. Gelinen yer; Ulus meyhanelerine meze olan Ankara havası.
Eğitim sistemimizde müzik, ders olarak da az. Her sınıfta haftada bir saat. Var olan bu ders ise müzikten yoksundur. Daha çok endoktrinasyon işlevi görür. Misal olarak ilkokul 2.sınıf, 6.sınıf veya 8.sınıf müzik kitaplarına bakılabilir. Netice olarak müzik zevki almadan mezun olmak, neredeyse tüm öğrencilerin kaderidir.
Müzik eğitimindeki başarısızlığın nedeni, İngilizce öğretimindeki başarısızlıkla veya spor eğitimindeki başarısızlıkla neredeyse aynıdır. Nedenlerin başında öğretim odaklı bir eğitim, sınav merkezli bir sistem, baskıcı müfredat zikredilebilir.
Mesela ilkokulda en fazla 4, ortaokulda en fazla 6 ve lise de en fazla 8 çeşit ders olması gerekirken; ilkokul 1’de 6 ders, ilkokul 4’de 11 ders; ortaokul 5’de 10 ders, ortaokul 8’de 11 ders zorunludur. Lisede ise en az 13 ders ve toplam haftada 40 saat ders zorunludur. Tüm kademelerde seçmeli olarak alınması gereken dersleri saymaya gerek bile yok.
Bu ağır yük altında müzik değil, sadece müzik bilgisi verilir. Endoktrinasyon işlevi de eklenince, müziğin insan zevkini yüceleştirmesi imkânsızlaşır.
Ayrıca gerek toplum gerek MEB gerek kapitalist dünya insanı ruhundan uzaklaştırınca, ortaya zevk yoksunu bir birey ortaya çıkar/çıkıyor.
Yapılması gereken; müziğin ders saatinin artırılması, çalgı aletlerinin çeşitlendirilmesi, her okula müzik odasının yapılması, en az iki çalgı aleti icra etmeden ortaokuldan mezun olmanın önüne geçilmesidir. Ayrıca mutlaka belirli sayıda türkünün, şarkının koro veya solo olarak icra edilmesi sağlanmalıdır. Koridorlarda, sınıflarda türkülerin ve şarkıların duyulması sağlanmalıdır. Çağı yakalama sevdasından yahut gençleri anlama tuzağından vazgeçip popüler müziğin yaygınlaşmasının önüne geçilmelidir. Kulak neyi duyarsa, dudağın onu mırıldadığı unutulmamalıdır.
Son olarak; bize genel olarak “musiki inkılabı” lazım, ardından, okulları müziğimize getirmek lazımdır. İşte o zaman bu müzik bize; “Pişman olur da bir gün dönersen bana geri, Gönül kapım açıktır, çalmadan gir içeri, Sana sevgiler sonsuz, henüz geçmedi zaman, Gönül kapım açıktır, çalmadan gir içeri” diyecektir.
Onuncu yıl marşını öğretmek varken, ahlak arızası sözde sanatçıların dinletilmesi varken kim ne yapsın Itrı yi, Dede efendiyi musıkıyi