eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Ayşe Levent KOLUKISA

1990 Karaman doğumludur. İlkokul, ortaokul ve lise öğrenimini Karaman' da tamamlamıştır. Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Öğretmenliği bölümünden mezun olmuştur. İlk görev yeri Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde Şekerli köyü Şekerli ortaokuludur. Karaman'da muhtelif okullarda öğretmen ve idareci olarak görev yapmıştır. Karaman merkezde görev yapmaya devam etmektedir. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Fen Bilimleri Ve Teknolojileri Bölümünde Yüksek Lisans eğitimini tamamlamıştır. Halen doktora eğitimine devam etmektedir. Evli ve 1 çocuk annesidir.

    Aileyi Eğitimin Temeli Haline Getirmek

    Eğitimi yalnızca okulda başlayan bir süreç olarak görmek, insan hayatını eksik okumaktır. Çocuk, ilk kelimelerini, ilk davranışlarını ve ilk değerlerini ailesinde öğrenir. Bu nedenle eğitimin asıl temeli, okuldan önce evde atılır.

    İçinde bulunduğumuz yılın “Aile Yılı” ilan edilmesi, bu hakikati yeniden hatırlatmaktadır. Müfredatta aileye yönelik faaliyetlerin artırılması ise bu sürecin en somut adımlarından biridir. Ancak mesele sadece ders içeriklerini değiştirmek değil; aileyi kavram, kurum ve mana olarak güçlendirecek bir toplumsal iklimi tesis etmektir.

    Bugün yabancı ülkelerde “paralı büyükannelik” adıyla yeni bir meslek dalı oluşmaya başlamış durumda. Çocukların bakımını ve eğitimini desteklemek üzere, profesyonel hizmet sunan büyükanneler istihdam ediliyor. Bizim kültürümüzde ise bu, kadimden beri var olan doğal bir durumdur. Anneanne ve babaanne, sadece çocuk bakan kişiler değil; aynı zamanda değer, kültür ve hayat tecrübesi aktaran köprülerdir. Bu yönüyle bizim toplumumuz, modern dünyanın ihtiyaç duyup dışarıdan kurumsallaştırmaya çalıştığı şeyi zaten özünden üretmektedir. Bu yüzden bu zenginliğimiz eğitim politikalarının merkezine yerleştirilmelidir. Aile yalnızca çekirdek yapı değil, büyükleriyle ve mahalle kültürüyle birlikte yaşayan bir eğitim ekosistemi olarak görülmelidir. Okul-aile iş birliği yalnızca akademik başarıya değil, ahlaki, kültürel ve sosyal değerlerin aktarımına da dayandırılmalıdır.

    Çocuklarımızın ekranlardan değil, büyüklerinin masallarından, dualarından, nasihatlerinden beslendiği; komşuluk bağlarının yeniden güçlendiği; evlerin yalnızca tüketim değil, aynı zamanda değer üretim merkezleri haline geldiği bir iklim, geleceğimizin en büyük teminatıdır.

    Bugün müfredatta yapılacak her düzenleme, eğer aileyi ve aile içindeki kuşaklar arası dayanışmayı güçlendirirse, yalnızca bireyler değil, toplumun bütünü kazanacaktır. Çünkü aile, sadece fertlerin değil; bir milletin de en güvenilir limanıdır.

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    1. Esma tutar dedi ki:

      Müfredat in kusaklararasi iletişimi kuvvetlendirilmesi ibaresi cok yerinde olmus . Bizlerin de eğitimci olarak birinci vazifemiz bireyden topluma uzanan bu yolda hizmet etmeye niyet etmektir. Cok guzel bir yazi