Paratiroid bezleri, boynun ön bölümünde, tiroit (guatr) bezinin her iki yanında bulunan, insan vücudunun en küçük organları… Boyutları irice bir pirinç tanesi kadar üç beş minik şey -deyip geçmeyeceksin tabi- Kanda kalsiyum düzeyinin normal sınırlar içinde kalmasını sağlayan bu tek organın, fonksiyonunun bozulması halinde kanda kalsiyum miktarı ya düşüyor ya da fazla artıyor. Ciddi şikayetlere ve başta kalp, böbrek, damarlar olmak üzere birçok organda fonksiyon bozukluklarına neden oluyor. Bir organ işlevini göremeyince sağlıklı olamayınca vücutta başka hastalıklar nüks ediyor. Âlem misali ademin bedeninden küçük bir misaldi bu tabi. Hülasa bedenimiz, ağrılarla dile geliyor haber veriyor ve yardım istiyor.
Tabiatta da durum böyle. Bir yerdeki yok oluş başka bir felaketi doğuruyor. Muhtemel bir felaket öncesinde ses veriyor. Hal diliyle, akıbeti işaret ederek ‘tedbir al’ diyor. Bir duvar yıkılmadan evvel çatlıyor, sıvasını döküyor, kayıyor. İşte bu dışa vuran belirtiler, duyduğumuz ağrılar, sancılar, iyi olmak isteyen yardım bekleyen halin seslenişidir. Bize düşen ise bu ağrılara, bu sancılara, seslere şükretmektir. Çünkü o ağrılar sayesinde yıkımları önlüyor, hastalığın teşhisini öğrenip şifasını buluyoruz. Bu yüzden çok zaman sesleri sancıları ağrıları sevmek onlara sevinmek lazım ki sessizce bitip bitirip gitmediler.
Bilinen o ki yaşanan olumsuzlukların nüvesi çoğu zaman insanın kendisi olmuştur. Kimi kader der kimi keder… Sebebi kim ya da ne olursa olsun etrafımızı hissetmek, duymak, anlamak gerekiyor. Tabi buna en başta kendimizden başlayarak…
Bir çiçek soluyor, kuruyor, yaprak döküyorsa
Bir göz, uzaklara dalıp dalıp gidiyorsa
Bir adam, yumruğunu duvara vuruyorsa
Bir çocuk, ağlıyor ya da hep susuyorsa
Tırnaklarını kemiriyor, ürkek ürkek bakıyorsa
Onu anlamak o yüreğe dokunmak duymak gerekiyor. Üstelik ebeveyn ve en önemlisi de bir öğreten isen… Bir öğretmen isen, Ali’nin bir kaç günde bir lavaboda birilerine attığı yumruğunu, Alperen’in sınıf kapısına attığı tekmeleri, Medine’nin giysisini saklayan ellerini, Miraç’ın bir anda başlayan göz ağrısını anlayarak tutmak gerekiyor. Derste çıtı çıkmaz, ismini sorsalar melül melül bakar ama koridorda avazı çıktığı kadar bağırarak söylediği türkülerle Tolgahan’ ı duymak gerekiyor. Konu ondan açılmışken Ayşe’nin sırnaştığı, Elif’in dikleştiği, Mine’nin oturmaktan sırada kök saldığı dile geliyor gelmesine de her nedense onların “Beni de görün, ben de varım, beni de anlayın!” seslerini çoğumuz anlamıyor. Hal böyle olunca bedeli ağır oluyor.
Düşünün ki konu çocuk! Çocuk, içindeki hasarlarla büyüyünce toplum mekanizması bozuluyor. Çünkü toplum bir beden, aile ve okul bu bedenin organlarıdır. Toplum bir bahçe aile ve okul o bahçenin kökleridir. Çocuk ise ruhu… Bu ruha sahip çıkmak sağlam tutmak en mühim nokta.
Pek azımız ne yaptı? Bir çoğumuz ne yapmadı? Yazdık, çizdik, kızdık, geçtik? Nedenini, disiplin için belki de cezayla sorguladık. Yirmi kişilik sınıfta sınav kazanabilecek bir kaç öğrenciye odaklanıp alnından belki sessiz kahramanların kahramanı olamadık.
Bu yüzden dilimde düğümleneceğini düşündüğüm için okuyamadım bu aldığım yazıyı onlara:
“Dedi ki çocuk:
Hangi mesleği seçmeliyim baba?
Oğlum dedi adam,
Her meslek gelir hesaba, kitaba
Yeter ki azmet… uğraş… didin.
Hata yapmaktan korkma.
Tecrübe kazan.
Ders al hatalarından.
Sadece zaman,
Kayıverecek parmaklarından
Bir daha gelmemecesine…
İşte onu iyi kullan.
Dostuna omuz ver!
Sır verme, ser ver.
İşine ter ver
Her şey ol…
Ama “Öğretmen” olma!
Kocaman açıldı gözleri çocuğun
Hayretle!..
Sordu babasına:
“Hangi nedenle?”
Dedi ki baba:
Oğlum..
Yükselmek tecrübeyle
Tecrübe hatayla büyür…
Çiftçi ol hatan bitki soldurur
Meyveler sebzeler kurur, dikersin.
Hatanı düzeltir, ektiğini biçersin.
Sarraf ol
Altın tozlarını yere dökersin
Toplatırsın, eritirsin. Sorununu bir şekilde yine çözersin.
Her meslekte davranışlar az da olsa hürdür, hür!
Hata yapma şansın yok o meslekte
Çünkü her hata bir “çocuk” öldürür…”
Oysa her çocuk yaşatmak içindir.
Derya Gültekin
Bayıldım nasıl güzel olmuş bu yazı hocam yüreğine sağlık
Yüreğinize kaleminize sağlık hocam
Eline gönlüne sağlık….Hata yapmamak dileğiyle…
Harika bir yazı çok güzel anlatmışsınız bir çocuğu farkedebilmek hayata kazandırıp farkındalık yaratmak çok güzel Teşekkürler harikasınız güzel öğretmenim başarılarınızın devamını diliyorum
Emeğinize sağlık.
Harika bir yazı. Eline, yüreğine kalemine sağlık Müdürüm.