Mustafa Süs
Eğitim son zamanlarda şiddet ile anılmaya başlandı.
Vitrine çıkmasa kol kırılıp yen İçinde kalacaktı belki ama vitrine çıkıyor böyle ara sıra şiddet haberleri.
Artık günümüzde sosyal medyaya düşmeyen herhangi bir konu haber değeri taşımıyor.
İstediğiniz kadar akademik makale yazın, istediğiniz kadar oraya buraya şikayette bulunun, sosyal medyaya düşmediyse o konu sümenaltı ediliyor.
Açıkçası herkes münferit bir olay deyip konuyu kapatıyor. Konuyu kapatmak istemeyenin de yukarıda dediğimiz gibi çabası boşa gidiyor.
Bakın bu şiddet olayı öyle ha deyince geçiştirilecek bir konu değil.
Dayak atan öğretmeni içeri atmakla, okula gelip terör estiren veliye haddini bildirmekle bu işler çözülmez, daha da artar hatta.
Artar, çünkü husumet boyutu gündeme gelir, herkes fırsat kollar karşı taraftan intikam almak için.
Eğitimde şiddet konusunu temelden çözmedikten sonra yapılacak her türlü atılım pansuman görevi görür.
Neler yapılabilir buna kafa yormamız gerek her şeyden önce.
Öğretmenlere ve velilere öfke kontrolü eğitimleri vererek işe başlayabiliriz meselâ.
Ama öyle eften püften herkesin bildiği türden teorik bilgilerle değil.
Gerekirse kamp düzenlenmeli o kampta ciddi eğitim verilmeli, özellikle öfke kontrolü konusunda zayıf kalan öğretmenlere.
Bunlardan daha önemlisi de okullarda disiplin haddinden fazla artırılmalı.
Yapılan, yapılacak olan tüm işlemler kağıt üzerinde kalıyor çünkü…
Öğrenci davranışlarını değerlendirme kurulu gibi bir kurul ile ne sınıfta dersin huzurunu bozan öğrenciye çekidüzen verebilirsiniz ne de şiddetin önüne geçebilirsiniz.
Daha caydırıcı yaptırımlarla sınıflarda huzuru sağlamak zorundayız.
Disiplin yönetmeliği acilen değişmeli, sınıf geçme yönetmeliği yeniden düzenlenmeli, veli eğitimi zorunlu hale gelmeli, öğretmenin can güvenliği sağlık çalışanlarında olduğu gibi güvence altına alınmalıdır…
Tüm bunlar yeter mi?
Kesinlikle hayır!
Her zaman dile getirdiğimiz gibi, anaokulundan başlayıp da lise bitene kadar değerler eğitimini takip edecek bir sistem geliştirilmeli ve üniversite giriş sınavında değerler, en belirleyici kriter olmalı.
Değerler eğitiminden yoksun yetişen çocuklar ya sınav kazanmaya yönelir ya da sınıfın ve okulun huzurunu bozmaya…
Ateşi kıvılcımken söndürmeyen sistemler, sorunlu yetişen bireylerle toplumu çürütürler.
Şiddete maruz kalan bir öğrencinin kaybedeceği koca bir hayat vardır, bunun asla unutulmaması gerekiyor.
Büyüyünce bir insanın da neler yapabileceğini anlatmaya gerek yok herhalde…