Zekanın tanımı akademik ve entelektüel çevrelerde 20. Yüzyıl öncesinde tartışılmaya başlamıştır. Bununla birlikte zihinsel kabiliyetlerin tanılanması için uygulanan ilk testlere de zeka testi denilmekten geri durulmamıştır. Diğer yandan farklı yeteneklerin ölçülmesi için pekçok kültürde farklı uygulamalara rastlanılmaktadır. Zeka ve yetenek testlerinin Avrupa ve Amerika bilim çevrelerinde tartışılmaya başladığı, ilk uygulamaların yapıldığı dönem ile Türkiye’deki tartışma ve uygulamalar paralellik arz etmektedir. Zeka, hafıza, kabiliyet, istidat ve itiyad gibi konularda özellikle Darülfünun müderrisleri ile Darülmuallimin hocalarının dönemin önde gelen Terbiye Mecmuası, Tedrisat ve Terbiye Mecmuası, Tedrisat Mecmuası, Maarif Mecmuası gibi süreli yayınlarda yazmış oldukları makaleler ile 1923 yılından itibaren Maarif Vekaletinin öğretmenlere kaynaklık etmesi için hazırladığı terbiye, eftaliyet, tedrisat konulu kitapların ilgili bölümlerinde sıkça rastlanılmaktadır.
Nafi Atuf, 1912 de yayımlanan Fenni Terbiye Tarihi adlı kitabında Alfred Binet’in fikirlerinden bahsetmekte, son dönem uygulamalı eğitim bilim çalışmalarına örnekler vermektedir. Necmeddin Bey, E. Schimit’ten yaptığı 1911 tarihli El İşleri adlı kitapta zeka ve beden arasındaki bağı izah etmekte, bedensel gelişim ile zeka gelişimi arasındaki bağı açıkladıktan sonra el işlerinin zeka, fikir ve ruhi gelişmeye yaptığı olumlu etkilerden söz etmektedir. Ayrıca bedensel özelliklerden yol açarak zekanın tayinine yer vermektedir. Sami Bey’in 1910 tarihli İlm-i Terbiye-i Etfal adlı kitabında zihinsel kabiliyetlerin tespitine ve farklı zihinsel kabiliyetlerin eğitimine geniş yer verilmektedir. Benzer kitap bölümlerine; Ali Haydar bey, İsmail Hakkı bey, Filibeli Hilmi bey, İbrahim Alaeddin bey’in çeviri ve telif eserlerinde sıkça rastlanılmaktadır. Bu yayımların içerisinde en tafsilatlı olanları arasında Ali Haydar bey ile İbrahim Alaeddin bey’in yayınları yer almaktadır.
Ali Nusret’in “Çocuklarda Kuvve-i Hafızanın Teyidine Dair” adlı Darülmuallimin’de ilkokul öğretmenlerine verdiği konferansın günümüze ulaşan 10 sayfalık metnindeki veriler; bu konuda hizmet içi eğitim içeriği niteliği taşımaktadır.
Ali Haydar bey’in 1925 yılında yayınlanan Zeka Tedkikleri Hakkında adlı sekiz sayfalık makalesi 1892’den 1905’e kadar Avrupa ve Amerika’da yapılan zeka hakkındaki araştırma, tarama, tanılama, uygulama ve uygulanan testler hakkında çok geniş detaylara yer vermektedir. Dönem eğitimcileri için eksiksiz bir literatür taraması barındırmaktadır. Kapsamı ve detayları ile kaynaklara erişim konusundaki kusursuzluğu takdire şayandır.
1900-1945 yılları arasında dönemde zeka ve yetenek tanılamaları ve taramaları hakkında alana en büyük katkı kuşkusuz İbrahim Alaeddin bey tarafından yapılmıştır. Kendisi de tanılanarak devlet bursuyla yurtdışında eğitim ve çalışmalarda bulunan İbrahim Alaeddin bey Alfred Binet’in zeka testini Türkçeye çevirip yerelleştirerek yayınlayan, uygulayan Darülmuallimin ve Darülmuallimat’da öğretmen adaylarına öğreten ilk eğitimci olma unvanına sahip eğitim tarihimizin nadide isimlerindendir. İbrahim Alaeddin bey’in “Çocuk Kabiliyetlerinin Teşhisi”, “Talebe Kabiliyetlerini Nasıl Tetkik Etmeli” adları ile yayınladığı makaleleri bir araya getirildiğinde küçük bir kılavuz kitap hüviyeti kazanmaktadır. 1915’te Doktor Simon ve Alfred Binet’ten çevirerek yayınladığı “Zekanın Mikyası Usulleri” adlı 94 sayfalık kitabı Türkiye’de kullanılan uygulama kılavuzlu ilk zeka testi olma özelliğine sahiptir. Söz konusu eser Stanford Binet testi sürüm güncellemesi yapıncaya kadar Maarif Vekaleti tarafından iki baskı yaparak Türkiye genelinde okulların kullanımı için yayımı yapılmıştır.
Hüseyin Cahid’in 1928’de Alfred Binet’ten çevirdiği “Çocuklar Hakkında Asri Fikirler” adlı
280 sayfalık eserde “Zekanın Ölçülmesi, Zekanın Terbiyesi, Hafızanın Zeka ve Yaş ile
Münasebeti, Talebelerin Hafızasının Ölçülmesi, Hafıza Bozuklukları, Kısmi Hafızalar,
Hafızanın Terbiyesi, Kabiliyet, Bazı Mektep Kabiliyetleri Hakkında Mütalaat, Bazı Zeka Numuneleri Hakkında Mütalaat” adlı başlıklardan oluşan bölümler 156 sayfalık yekun oluşturmaktadır.
Faik Reşad bey 1927 tarihli 3 ciltlik Maarif Düsturu adlı çalışmasında okulların öğrenci seçimleri konusunda uyması gereken, kanun, nizamname ve talimatnamelere tam metin olarak yer vermektedir. Ali Haydar beyin 1923 tarihli öğretmenler için hazırladığı Tedkikat-ı Ruhiye Rehberi adlı kitabında zeka tanılamalarına detaylı yer verilmektedir. Döneme ait süreli yayınlardan; İbrahim Alaeddin bey’in “Simon-Binet Zeka Testini” çevirdikten sonra dönemin erkek ve kız öğretmen okullarında testin nasıl uygulanacağına dair eğitimler verdiği, yaptığı başarılı çalışmalardan dolayı Maarif Nezareti’nce ödüllendirildiği anlaşılmaktadır. Sözkonusu zeka testinin günümüzde Osmanlıca basılı eserler bölümüne sahip farklı vilayet kütüphanelerinde, üniversite kütüphanelerinde, köklü liselerimizin kitaplıklarında, şahıs kitaplıklarında, Halkevi ve Türk Ocağı kütüphane defterlerinde kayıtlarına rastlanıyor olması ülke genelinde yaygın bir kullanımının olduğunu açıkça göstermektedir.
Yukarıda anılan kitap ve makalelerin tamamına yakının Osmanlı Devleti döneminde Maarif Nezareti, Cumhuriyet döneminden itibaren Maarif Vekaleti tarafından; kısaca resmi merciilerce basılıp yayımlanması bu konuda açıkça yürütülen bir devlet politikasına işarettir. Söz konusu çeviri ve telif yayınların içerikleri akademik anlamda dönem eğitimcilerinin dünya standartlarında bir farkındalığa sahip olduklarını açıkça ortaya koymaktadır. Bu kısa yazı çerçevesinde 20. Yüzyılın ilk çeyreğinde “zeka araştırmaları” hakkında önemli bulgulara kısaca değinmeye çalıştık. Her bir detayı ayrı araştırma konusu olma kapasitesine sahip bulguları detaylandırmaya devam edeceğiz.
Anahtar Kelimeler: zeka araştırmaları, zeka testleri, Alfred Binet, Stanfort-Binet, İbrahim Alaeddin Gövsa, Ali Haydar Taner, zekanın mikyası usulü, zeka tedkikleri, Maarif Vekaleti, Maarif Nezareti, Milli Eğitim Bakanlığı.