Mutluluk kelimesinin TDK tanımı: “1.Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, bahtiyarlık. 2. Bir isteği, özlemi yerine geldiğinde duyulan sevinç.” Şeklindedir.
Genel Sözlük Tanımları ise: “Huzur ve memnuniyet hali: Bireyin yaşamında huzur, memnuniyet ve tatmin duygusunun baskın olduğu durum”
“Sevinç ve neşe durumu: Kişinin mutlu olduğu ve sevinç, neşe gibi olumlu duygular hissettiği anlar.” “İçsel tatmin: Bireyin kendi iç dünyasında hissettiği doyum ve tatmin hali.”
“Bahtiyarlık: Talihli ve şanslı olma durumu, bireyin yaşamından genel olarak memnun olduğu ve kendini iyi hissettiği hal.”
Mutluluk, kişiden kişiye, halden hale, hatta coğrafyadan coğrafyaya göre değişir. Tek bir mutluluk durumu söz konusu değildir. Mutluluk kelimesi, kişisel ve duygusal bir durumu ifade ettiği için tanımları genellikle öznel unsurlar içerir ve bireylerin deneyimlerine göre farklılık gösterebilir.
Ayrıca felsefi, psikolojik ve dini tanımları mevcuttur:
Felsefi olarak:
Aristoteles: “Mutluluk, yaşamın nihai amacıdır ve erdemli bir yaşam sürmekle elde edilir.” Der ve mutluluğu kişinin potansiyelini tam anlamıyla gerçekleştirmesi anlamında “eudaimonia” olarak isimlendirir.
Epikür’e göre felsefenin ana düşüncesi mutluluktur. İnsan, tabiatı itibarıyla acıdan, üzüntüden, kaygıdan kaçıp neşe ve haz peşinde koşar. Bu yüzden bireyin temel amacı da mutluluk ve hazza ulaşmaktır.
İslâm Felsefesinin önemli temsilcilerinden İbn Sina da mutluluğu, metafizik temelli düşünerek aklî ve rûhî bir yetkinlik olarak tanımlamaktadır.
Fârâbî, mutluluğu ifade etmek için saadet terimini kullanır. “Mutluluk, insan nefsinin, varlık bakımından kendisine dayanacağı bir maddeye ihtiyaç arz etmeyecek bir mükemmellik mertebesine ulaşmasıdır. Bu da cisim ve maddeden mücerret olan varlıklar grubuna dâhil olması ve ebedîyen bu durumda kalmasıyla mümkün olur. Yine de bu mertebe Faal akıl’ın aşağısındadır.” Der.
Psikolojik Tanımlar:
Martin Seligman gibi pozitif psikologlar, mutluluğu subjektif iyi oluş olarak tanımlarlar. Bu perspektifte mutluluk, hayattan tatmin olma, olumlu duyguların baskınlığı ve olumsuz duyguların azlığı ile ilişkilendirilir.
Maslow, mutluluğu ihtiyaçların karşılanması ile ilişkilendirir. En alt seviyedeki fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçlarından başlayarak, sevgi, saygı ve en sonunda kendini gerçekleştirme ihtiyacının karşılanması ile mutluluk elde edilir.
Dini Tanımlar:
İslam’da mutluluk, Allah’a iman ve O’nun rızasını kazanmaya dayalıdır. İslam dini, mutluluğu hem dünyevi hem de uhrevi bir perspektiften ele alır. İslam’a göre mutluluk, insanın ruhsal huzuru ve içsel tatminidir. İslami öğretide, mutluluğun kaynağı Allah’a olan yakınlık ve O’nun rızasını kazanma çabasıdır.
Dünya ve ahiret dengesini koruyarak, sabır, şükür ve ibadetle ruhsal huzur sağlanır. Mutluluk hayatın getirdiklerine rıza göstermek, zorluklarına göğüs germek ve bu zorlukların ıslahına çalışmaktır. Allah sabır, cesaret, cömertlik gösterenlerle beraberdir. Bu erdemlere sahip olan insan mutludur.
Kur’an-ı Kerim’de ve Hadisi Şerif’lerde, mutlulukla ilgili pek çok ayet ve hadis bulunmaktadır. Bu kaynaklar, mutluluğun nasıl elde edileceğine dair yol gösterici niteliktedir:
Kur’an’da sıkça vurgulanan bir tema, gerçek mutluluğun Allah’a iman ve O’na ibadetle elde edilebileceğidir. Rad Suresi 28. ayette, “Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur” buyurulmaktadır. Mutluluğun anahtarlarından biri sabır ve şükürdür. Zorluklar karşısında sabretmek ve sahip olunan nimetler için şükretmek, bireyin iç huzurunu artırır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Şükreden bir kalp, zikreden bir dil ve sabreden bir beden ne güzeldir” buyurmuştur.
İslam, dünya ve ahiret hayatını dengede tutmayı öğütler. Dünya hayatında huzur ve mutluluğa ulaşmak, ahiret hayatı için de bir hazırlık süreci olarak görülür. Bu denge, hem dünyevi sorumlulukları yerine getirirken hem de manevi hayatı ihmal etmemekle sağlanır.
İslam, çalışmayı, aileyi geçindirmeyi ve topluma katkıda bulunmayı önemser. Çalışmak ve üretmek, insanın hem kendisi hem de çevresi için faydalı bir birey olmasını ve mutluluğun hasıl olmasını sağlar. Bunun yanı sıradüzenli ibadet, dua ve zikir, bireyin Allah’a olan bağlılığını pekiştirir ve manevi huzurunu artırır. Ramazan orucu, namaz ve sadaka gibi ibadetler, kişinin ruhani yönünü güçlendirerek mutlu insan olmasını sağlar.
Dünya ve ahiret dengesi, bireyin hem ruhsal hem de fiziksel huzurunu sağlar. Bu huzur ve mutluluğun gerçekleşmesi için peygamberimizin Müslüman tabirine uygun yaşamak yeterlidir.
Hurma Ağacı, Güzel Koku Satıcısı ve Bal Arısı gibi Müslüman olmak
Peygamberimiz (s.a.v) bir gün sahabelerine “Bana bir ağaç söyleyin ki o ağaç Müslümana benzer, Rabbinin izniyle her zaman meyve verir ve yaprakları da dökülmez.” Diye sordu. Oradakiler çölde yetişen ağaçları saymaya başladılar ama kimse doğru cevabı bulamadı. Bunun üzerine Peygamberimiz: “Bu, hurma ağacıdır” buyurdu (Buhârî, Edeb, 89).
Başka bir sefer kendisine, ailesine ve topluma faydalı olması bakımından mü’mini güzel koku satan kimseye de benzeterek şöyle buyurdu:“Mümin güzel koku satan kimseye benzer. Onunla beraber oturursan sana faydası olur, beraber yürürsen sana faydası olur, beraber iş yaparsan yine sana faydası olur.”
Mü’mine dair bir başka benzetmeyi de: “Mü’min bal arısına benzer. Arı; daima temiz olan şeyleri yer, temiz olan şeyler ortaya koyar, temiz yerlere konar ve nazik davrandığı için konduğu yere zarar vermez, orayı kırıp bozmaz. Düştüğünde ise kırılmaz, bozulmaz.” (Ahmed bin Hanbel) mübarek sözleriyle yapmıştır.
Mü’mini anlatan üç benzetmenin de kendisine uyduğu güzel insanlar güzel yaşayıp iki dünya saadetine erenler, hurma gibi bereketli, güzel koku satıcı gibi faydalı ve arı gibi duru ve nezaketli olacaktır.
Dünya hayatında mutluluğa ulaşmak, maddi başarılarla değil, manevi değerlere ve ahlaki ilkelere bağlılıkla kolaylaşır.
Mutluluk ve Başarı
Mutluluk ve başarı sık sık birbiriyle ilişkilendirilir ve çoğu zaman biri diğerine ulaşmanın anahtarı olarak görülür.
Mutluluk, genellikle içsel bir memnuniyet ve huzur hali olarak tanımlanır. Hayattan tatmin ve pozitif duyguların baskınlığından oluşur. Kişinin yaşam koşullarına, beklentilerine ve değerlerine bağlı olarak farklılık gösterir.
Başarı, bireyin belirli hedeflere ulaşma derecesidir. Bu hedefler, kariyer, akademik başarı, mali özgürlüğe kavuşmak veya kişisel yeteneklerini geliştirmek gibi çeşitli alanlarda olabilir. Başarı, genellikle objektif ölçütlerle (diploma, ödül, gelir düzeyi) belirlenir, ancak kişisel tatmin ve bireysel hedeflerle de ilişkilidir.
Mutluluk ve başarı arasındaki ilişki çift yönlüdür. Bir yandan, başarılı bireylerin daha mutlu olma eğiliminde oldukları gözlemlenmiştir. Başarılı olma, bireyin kendine olan güvenini arttır, sosyal statüsünü yükseltir ve daha fazla fırsat sunar. Öte yandan, mutlu bireylerin de daha başarılı olma eğilimleri yüksektir. Mutluluk, bireyin motivasyonunu, akademik ve sosyal becerilerini olumlu yönde etkileyerek, onları daha üretken ve başarılı hale getirir.
Mutluluk ve başarı ikilisini birbirinin tamamlayanı olarak görerek: “Başarı mutlu eder, mutluluk başarıya ulaşmayı kolaylaştırır” diyebiliriz.
Mutluluğa ve başarıya ulaşma yollarını ise şu şekilde özetleyebiliriz:
Daima mutlu kal değerli Hocam (Bu DA DİLKEŞÂVERAN OLSUN)…Var ol