Dünün, bugünün ve yarının tüm toplumlarında en önemli beşerî kaynak, yetişmiş insan gücüdür. Tarihte inanmış, iyi yetişmiş, tecrübe ve birikimi en üst düzeyde olan insanlar topluma yön vermiştir. Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı devletleri ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşlarında davasına inanmış, adanmış, tecrübe ve birikimleriyle topluma yön vermiş insanlar rol...
Arapların ünlü bir deyimi vardır. ‘Fi’l cehaleti rahatun’ derler. Yani cehalet huzur ve rahat vericidir. Öyle midir? Büyük ölçüde öyledir. Özellikle de çağımızda. Cehalet kişiyi rahatlatabilir ve huzur verebilir. Belki düşüncesizlik anlamında huzurun da kaynağıdır! Ötesinde basit insanı mutlu edebilir. Hatta bu meyanda şöyle bir söz nakledilmiştir: “Maarif ne güzel idare...
“Bir işi murat etme, Olduysa inat etme, Hak’tandır o, reddetme. Mevlâ görelim neyler, Neylerse güzel eyler.” Erzurumlu İbrahim Hakkı, insanı mutlu edecek hayat felsefesini birkaç mısra ile özetleyivermiş. Biz bir işi murat etsek ne olur, etmesek ne olur? Nasıl olsa sonunda hep O’nun dediği oluyor. Bizim istememiz sadece duadır, taleptir,...
Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlük’te “kır” kelimesini; şehir ve kasabaların dışında kalan, çoğu boş ve geniş yer; dağ bayır, sahra diye tanımlamış. Çocuk zihnim kırı nasıl kodlamışsa bendeki çağrışımı yoksulluk, çaresizlik, verimsiz topraklar, toprak damlı evler ve toz içindeki köylerdir. Çocukluğumun flu kelimeleri arasındadır. Kır kelimesine yüklediğim bu anlam yüzünden...
“Çocuklarıma süt alacak imkânım olmadığı günlerde bile bana teklif edilen paraları almadım, kaldı ki gidip başkalarından para isteyeceğim.” Kendisine atılan iftiralara böyle cevap vermişti yıllar önce Üstad Necip Fazıl. Atmadıkları iftira kalmadı. Öyle gittiler ki üstüne dört bir koldan. Necip Fazıl’ın fikrini idam ettireceğim, diyenler bile çıkmıştı. Fikri idam ettirmek?...
Günümüz insanının belki de en çok yenilgiye uğradığı alandır, doğru ve dürüst olabilmek, doğru kalabilmek, doğrunun mücadelesini vermek, doğru sözlülerden olmak. Bir gün bir mescitte Efendimiz’e (sav) soruyor sahabeler, tek tek bazı günahları sayarak; “Müslüman şunu yapar mı, bunu işler mi?” diye. Hepsine “evet bazen işler, yapar” diye cevap alıyorlarken...