Asım YENİHABER
“Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu.” Kur’an’da böyle deniyor ( Al-i İmran, 37).
Sözünü edeceğimiz Zekeriya bu Zekeriya değil elbette. Çünkü o Zekeriya, inancı için, tevhid akidesi için canını verdi. Zulme uğradı, şehid edildi. Allah’ına teveccüh etti.
“Yahuda halkı açıkça putlara tapmaya ve Allah katında kötü şeyleri işlemeye başlayınca Zekeriya Peygamber bu kötülüklere karşı çıktı ve: ‘Neden Allah’ın emirlerini çiğniyorsunuz? Siz Allah’ı bıraktınız, O da sizi bıraktı dedi. Halk ona karşı çıktı ve kralın emriyle onu kıralın sarayında taşladılar.” Kitab-I Mukaddes, II Tarihler 24: 20-21)
Bu Zekeriya o değil ama, ebeveyninin ismi Kur’an’da geçen, yüz yaşında zulme uğramış, şehid olmuş bu peygamberin adını oğullarına verdikleri kesin. Zekeriya peygamber zulme uğradı, canını tevhid akidesi için verdi. Onun adını taşıyan Zekeriya ise, inanca taarruz için, tevhid akidesini katletmek için kendisine ikram edilen koltuğa oturdu.
“İlahiyat”a dekan oldu! (Bekri Mustafa bu havadisi duyunca mezarında ebediyen çin işkencesine maruz kaldığını hissetmiş olmalı!)
Muvazzaf bir dekan. Vazifesi, başörtüsü emrinin Kur’an’da olmadığını, Allah’ın örtünmeyi emretmediğini ısbat ve tatbik etmek. Tesettürü reddetmek! Menetmek! Rusun, Bulgarın, Yunanın, Fransızın, Ermeninin, Rumun yapmadığını, yapamadığını yapmak!
Önceki dekan Profesör Mustafa Fayda, başörtüsü yasağını uygulamayı reddetmiş (Yüzü işkembe derisinden mamul Muğlalı-Fığlalı’ya rağmen!). Onun ardından gelen Prof. Saim Yeprem reddetmiş, istifa yolunu seçmiş. Türkiye cumhuriyeti tarihinde yetişen en büyük din alimi Prof. Hayreddin Karaman istifa etmiş. Allah onların hepsinden razı olsun!
İlim fukarası Zekeriya, onların rağmına, ilahiyat talebelerinin kellesini kesecek! 18-20 yaşındaki genç kızları bozguna uğratacak!
Allah’ın lanetini alan Zekeriya olmak zor değil, Allah’ın sevdiği Zekeriya olmak ise kolay değil demek ki!
Zekeriya! Allah’ın emri var: “Kem küm”!
Zekeriya! YÖK’ün buyruğu var: “Başüstüne! Emrin olur! Derhal!”
Zekeriya, iyi düşün! Senin karanlık güçlere hizmet ettiğin, doktoranı, doçentliğini, profesörlüğünü onların destekleriyle hallettiğin, echeliyet derecesindeki ilmi yetersizliğine rağmen bu mevkiye kondurulduğun yaygın bir kanaat… İnanmak istemedim. En meşhur eserin “İslama göre mahalliyatçılık” nam risale-i sefiline baktım. İlmi açıdan sıfır, fikri açıdan sıfır, türkçe sıfır! Mantık sıfır! İdeolojik fetva servisi olmaktan başka özelliği yok.
Çöp tenekem ilk defa böylesine kirlendi! Bundan sonra diğer çöplerimi o tenekeye atabileceğimi sanmıyorum!
Şimdi yazmakta olduğun kitap hepsinden daha rezil: İslama göre soyunma! Madem ki örtünme yok, olsa olsa bu olur! Veya televole lisanıyla söylemek gerekirse “neremy neremy book”!
Dinde örtünme yok diyormuşsun, laik düzenin resmi ilahiyatçısı olarak fetva kesiyormuşsun! Yapma Zekeriya, etme Zekeriye, tutma Zekeriya, gitme Zekeriya din kardeşiyiz. (miyiz?)
Mevcut hukuka kestiremediklerini uzaktan kumandılı şeriat (!) uleması olarak sana yaptıracaklar. Allah’ın rızasını kaybedeceksin, papaz torunu olduğu söylenen birinin takdirini, alkışını alacaksın! Meleklerin lanetini toplayacaksın, albızın takdirini!
Sen Türkiye’nin unutulmazları arasına gireceksin. Belki heykelin dikilecek. Bir tarafta Denat’çi Nadan Molla, diğer tarafta işkembe derisi yüzlü Muğlalı, öte tarafta da elbette çıplak şovmen Kaşar Huri! Sen pokeri tamamlamak için bunların arasına gireceksin! Asla, asla, asla unutulmayacaksın!
İslâmın kara tarihi seni yazacak.
Zekeriye, sen o kitabın safyaları arasında kalacaksın.
Cellat Kara Ali’den sonra Cellat Kara Zekeriya!
Cellat Kara Ali’ye herkes lanet edermiş. O yüzden kendisinden sonra gelen bütün cellatlar onun ismini kullanarak kendi isimlerini temiz tutarlarmış.
Senden sonrakiler de senin adını mahlas olarak alacaklar. Bütün din karşıtı zâlimler bu isimle anılacak: Kara Zekeriya! Kapkara Zekeriya!
Zekeriye senin neren beyaz? Yüreğinin karası yüzüne vurmuş.
Senin akciğerin bile yoktur muhtemelen. Sen karaciğerinle nefes alırsın! Böbreklerinle düşünürsün! Dalağınla inanırsın!
Zekeriya, senin beyaz bir tarafın vardır elbette. Yaşın kemalini bulmuş. Bir yerlerinde o beyaz şeylerden vardır!
Evet ağarmıştır!
Hakkın divanı varmana fazla kalmamıştır. Ecelin ne zaman geleceği bilinmez.
Ben Allah’ın naçiz bir kulu olarak sana sağlığında şehadet etmem. Öldüğünde hiç etmem! Senin namazını kıldıracak –eğer çıkarsa- hocayı Allah affetsin! Allah affetsin! Allah Affetsin!
“Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu.”
O Zekeriya tevhid şehidi Zekeriya idi!
Senin mihrapta yerin yok! İrapta yerin yok! Edebinle çek git! Af dile! Allah’a sığın! Bugüne kadar kaç operasyonda meş’um rol oynadın. Kaç dindarın canını yaktın. Şimdi masum kız çocuklarının kellesini uçuracaksın, ümitlerini söndüreceksin. Bu sonuncusu hepsinden yaman! Allah’ın rahmeti büyüktür; titre, kendine dön, af dile…ola ki…
Dönemim micazina uygun ekran görseli olarak makamından dolayı kullanıldı mevki sahibi olarak görevini yerine getirdi. Zaman içinde unutulup giden ve dahi hiç hatırlanmayacak yaptıkları yapmaya memur hissettiği menfi hareketler onu tarihin sayfalarında olumsuz yazacak vesselam.