eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Hafif Yağmurlu
22°C
Ankara
22°C
Hafif Yağmurlu
Cumartesi Hafif Yağmurlu
19°C
Pazar Az Bulutlu
20°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
23°C
Salı Açık
25°C

Nurcan ŞARLAYAN

İlk, orta ve lise eğitimini Kırıkkale'de, Üniversite Eğitimini Gazi Üniversitesi Meslekî .Eğitim Fakültesi'nde tamamladı. Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Yönetimi ve Denetim alanında Tezli yüksek lisans eğitimini tamamladı. "Estetik Eğitim" isimli tezi, aynı konuda yayımlanmış yazıları ve "Eğitimde Nezaket" adlı kitabı bulunmaktadır.

    Şehirler ve İnsanlar

    Şehir kelimesi, kökeni Farsça şehr kelimesine dayanan bir terim olup ülke, vatan, yurt, şehir, medine, dünya anlamında kullanılmıştır. Düşünce tarihinde şehir ve insan arasında pek çok analojiler/benzerlikler kurulmuştur. Başta Farabi olmak üzere birçok filozof şehri bedene benzetmiştir. Merkezi bedenin kalbi, cadde ve sokakları damarlarına, yöneticileri ise beyne benzetilmiştir.

    Farabi şehri, her şeyden önce insan için olmazsa olmaz bir varlık koşulu olarak öne çıkarmaktadır. Şehir insanın var olmasıdır. Farabi, insan için şehir dışında bir yaşam alanı düşünmemektedir. Şehir kavramı, düşünürler tarafından uygarlık ve medeniyetle eş anlamlı olarak kullanılmıştır.

    Şehir hayatı, yerleşik bir toplum düzenini dile getirir. Tarihi süreci içerisinde şehir, bir nüfus birikiminin, kültürel hayatın, ekonomik bir sistemin, hukukun ve ahlakın var olduğu bir yerleşim yerini ifade eder. Şehir yaşamı insanlar arasında ortak kuralları olan bir düzeni gerektirir. Farabi’ye göre insan fıtratı gereği medeni, diğer insanlarla bir arada yaşamaya eğilimli, toplumsal bir varlıktır. Ona göre mutluluk ve erdem, şehirde oluşan siyasi birlik içerisinde elde edilebilir. Erdemli şehrin tanımını ise “mutluluğu elde etmek için, mensupları arasında karşılıklı yardımlaşmanın, sevgi ve adaletin bulunduğu bir şehir” olarak tanımlar.

    Zamanla şehrin de insan gibi muharrik bir gücünün, yani ruhunun olduğuna inanılmıştır. Bu durum şehrin ruhunun ne olduğu sorusunu akıllara getirmiş ve cevap olarak şehrin ruhunun insanlar tarafından oluşturulduğu, o mekana kimlik ve kişilik kazandıran “şey” olduğunda hemfikir olunmuştur. En nihayetinde bir şehrin ruhunun, o şehrin tarihi, kültürü, mimarisi, musikisi, edebiyatı, sanatı, folkloru, her türlü zenginliği, destanları incelenerek tebellür ettirilebileceği ifade edilmiştir. Bunların şehirlerin ruhu olduğuna inanılmasının nedeni ise şehrin içerisinden bu değerler sökülüp alındığında ortada bir taş yığından başka bir şeyin kalmayacağı hakikatidir. Elbette şehre değer katan bu özelliklerin aslında insan ürünü olduğu; şehre ruh veren, oranın bağrında yatan insanın bizzat kendisi ve kendi emeği olduğu unutulmamalıdır. Çünkü şehir cansız yapılardan oluşmaz, o yapıların içerisinde yaşayan insanla birlikte bir anlam ifade eder. Bir başka ifade ile insan kendisi tarafından kurulan ve kendisini içinde barındıran şehirle kurduğu ilişki ile o ruhu oluşturur. Şehre hayatı veren insan olduğuna göre, “şehrin insanları” değiştiğinde ruhu da değişir. Şehrin insanları Müslüman ise ruhunu İslam, Hıristiyan ise ruhunu Hıristiyanlık, Budist ise ruhunu Budizm şekillendirir. Şehirler bu ruhu adeta üzerine giydikleri elbiselerle veya terennüm ettikleri nağmelerle gösterirler. Nitekim bir şehre uzaktan baktığınızda minaresi varsa İslamî kimliği; kiliselerinin kuleleri Hıristiyan kişiliği; Vihara, Pagoda veya Stupalarla tezyin edilmişse Budist ruhu göze çarpar. İşitilen ezan, Müslüman kimliğinden bir nağme; çalınan çan Hristiyan kimliğinden bir işaret; zil ise pagodadan yükselen bir müziktir. Bu demektir ki şehrin ruhunu gösteren kisvesi kadar sesi de vardır.

    Şehir daima değişen bir süreç içerisindedir. Bu değişim en çok onun dış kisvesinde meydana gelmekte bu durum ruhunun da değişimini sağlamaktadır. Bir dönem Pagan mabetlerle dolu İstanbul, Roma’nın Hristiyanlığı kabul etmesiyle kiliseler ile donatılırken Hıristiyan kimliğe bürünmüş, ardından Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedildikten sonra en güzel camilerle bezenerek Müslüman ruhu ile sanki asıl kimliğine kavuşmuştur. İslami ruhu taşımaya başladığı dönemde en güzel mabetler Süleymaniye, Yavuz Selim, Şehzadebaşı, Nur Osmaniye, Sultan Ahmet İslam’ın estetiğini ortaya koyarken aynı zamanda insana şehrin mütevazı ama gururlu Müslüman ruhundan bir ruh üfler adeta. Bu mütevazılık yüce Yaradan karşısında insanın hiçliğini anlatır aynı zamanda.

    Bazı Şehirler de vardır içlerinde barındırdığı şahsiyetlerin adeta ruhunu temsil eder. Bu şehirlere kendilerine ait bir özgünlük katan, şehrin bağrında farklı bir gizem taşıyan, kendine özgülüğü, kendine benzerliği tesmiye eden şahsiyetlerle adeta bütünleşmiştir. Bu durumun en güzel örnekleri İstanbul’a Ebu Eyyub el-Ensârî, Ankara’ya Hacı Bayramı Veli, Bursa’ya Orhan Gazi’nin adeta bir ruh veya bir duruş katmalarıdır.

    Bütün bu İslam şehirlerinin üzerinden başka medeniyetler geldi geçti. İstanbul, Bursa, Konya, Erzurum, bir hasretler şehri oldu. Ağaçlar öldü, çeşmeler kurudu, musiki nağmeleri sustu, türbeler öksüz kaldı, konaklar kül oldu, mahalle kültürü kayboldu. Bugün büyük şehir insanı, nefes almak için şehir dışında barınaklar arıyorsa, bu yeni bir şehir arayışından kaynaklanmaktadır.

    Bugün şehirlere bakıldığında birbirine benzeyen bir yapılanma, tek tipleşmeyle karşılaşılır. Modern Babil Kuleleri denilebilecek binalardan oluşmuş şehirlerden birini gördüğünüzde diğerini görmüş gibi oluruz. Bu durum artık onların ruhlarının yok olduğunun belirtisidir. Şehirlerdeki bu hal, beraberinde bir medeniyet üretiyor gibi görünse de bu profan yapı, birbirinden sorumlu olmayan bir toplumun oluşmasına neden olmaktadır.

    İnsana benzeyen bu şehirlerin de aynen onlar gibi kendilerine ait hikâyeleri vardır. Hikayelerini sinelerinde korudukları mekanlar üzerinden yeni nesillere aktarırlar. Bu hikâyelerden onların ruhuna da kısmen vakıf olunur. Bu hikayeler Şehrin her gün içinden geçtiğimiz, çoğunlukla fark etmediğiniz tarihi, kültürel dokusunda gizlidir.

    Hızlı şehir yaşamı çoğunlukla bu küçük ama bir kimlik taşıyan mekânların iç yüzünün görünmesine engel olur.

    Halbuki şehrin nezaheti onun ruhumuza düşen izdüşümdür. Şehrin ruhu ile bizim ruhunuzun bütünleşmesi demek, şehre kimliğimizin yansıması veya şehirden bizi temsil eden durumun dışa vurumu demektir. Şehir, toplumun ferdiyet ilkesiyle özdeşleşen birlik ve bütünlüğünün ifadesidir. Birlik ve bütünlük ise, ancak özgürlük iradesi ve ahlâk ile mümkündür. İdeal şehir ve ahlaki toplum ve her türlü çeşitliliği ve farklılığı hakikat, ahlâk ve güzellik ölçüsüne nispetle bünyesinde toplayan bütünlüğün ifadesidir.

    İnsanlar şehirleri kendi insani özelliklerine göre kurar ve geliştirir; kendi insanlığı ve özgürlüğü için inşa eder. Şehirler, insanların mukim oldukları merkezler olduğu için belirli bir insanlık tasavvuruna göre inşa edilmeleridir. Çünkü insanın zaman, mekân ve nesnelerle olan ilişkisi, gerçeklik algısı, etik ve estetik kabulleri nihayet belirli bir hakikat tasavvurunun gereği olarak ortaya çıkar ve şekillenir.

    Kaynakça

    DURAK, N. (2006, Ocak-Nisan). Farabi’nin Siyaset Felsefesinde Şehir ve İnsan. tabula rasa-felsefe&teoloji, s. Sayı:15-16.

    SÖYLEMEZ, M. M. (2018, Kasım 12). Şehirlerin Ruhu Üzerine. Yakın Doğu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Yıl 4, Cilt 4, Sayı 2, s. 381-386.

    ŞENTÜRK, R. (2017). iletişim ve Televizyon Teorileri. Küre Yayınları.

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.