İbrahim Halil ÇELİK
Allah rahmet eylesin.
Mekanı cennet olsun.
Ömer Okçu ağabey ; Hekimoğlu İsmail ismi ile edebiyat meydanına indi. Minyeli Abdullah romanını yazdı. Bu roman, Şule Yüksel Şenler’in yazdığı Huzur Sokağı romanı ile davaya çok büyük bir hizmetler ettiler. Bu iki eserde beyaz perdeye uyarlandı. Çok büyük ses getirdiler. Senelerce dillerden düşmedi bu eserlerin bıraktığı izler. Doğan yeni çocuklara roman kahramanlarını isimleri verildi senelerce.
O, Risale- Nur’un yılmaz bir sesi idi. Tevhid ve Yeni Asya gazetelerinde senelerce makaleler yazdı. Ufku geniş ve yöneticilik vasfı üstün biri idi. Askerlik mesleğinin kendisine verdiği disiplini tüm hayatında yaşadı. Zamanın Efendisi Bediüzzamanı güzel anlatımıyla kaleme aldı. Dostlarına çok düşkün idi.
Onun İnsanlarla münasebeti gayet yumuşak idi. Konuşmaları insanları ikna etmekte etkili olurdu. Onunla Türdav da birlikte hizmet ettik. O, hem Türdav’ın, hem de Timaş’ın kurucularındandı. Onun Ahmet Aytimur ağabey ile dostluğu kavi idi. Yıllarca hizmet ettiği Risale- i Nur davasına candan bağlı idi. Bu imanı hakikatları anlatmak yolunda kalemini ve dilini her dem çekinmeden kullandı. Çocuk kitapları da yazdı. O uzun zamandır hastalıklarla boğuşuyordu. Ömer ağabeyin bu çektiği sıkıntılar İnşaAllah kefarettir ahirette onun için. Derdimi Seviyorum diyordu kitaplarında. Bu çektiğinden hiç bir gün şikayet etmedi. .
O güzel bir dost ve iyi bir insan idi. O, iyi bir kalem sahibi ve mümin bir zattı. Onun Kalemi elmas Nurlar uğrunda bir kılıç gibi idi. Fethullah Gülen’e reddiye yazdı. Onu yolunu şaşıran biri olduğunu haykırdı.
Onun Urfa’da Abdulkadir Badılı ağabey ile, Mustafa Kılıç hocalarla arası iyi idi. Mehmet Kutlular ile Abdülkadir Badıllı ve Mustafa Kılıç hoca ondan önceden iyi atlara binip ölümsüzlük diyarına gittiler. Onların da dava uğruna yaptığı hizmetler asla unutulmadı.
Bugün Ömer Okçu ağabeyde onların peşinden iyi ata binip gitti öte aleme. Hekimoğlu İsmail ( Ömer Okçu) olarak geride bıraktığı onca eser ve o hoş sada yıllarca düşmeyecek dillerden. Rahmetle anılacak bıraktığı eserlerle.
Ben bu ağızların tadını kaçıran bu haberi duyunca; bir an daldım seneler önceki o güzel dostluk günlerine . O günlerin manevi havasını ne kadar özlediğimi hissettim birden. Akşama risale-i nur dersi yapacak, sabaha risale-i nur dersi yapacak o günlerin üstüne. Bu ayrılık insanlarda bir keder ve hüzün oluşturuyor. Bu firakı, vuslata dönüştürecek günler bizleri de bekliyor. Bu gidişten kurtuluş yoktur yaşayan her beşer için. Günü gelen gidecektir bu sonsuzluk alemine. Selam olsun önden giden mana erlerine.
Başta kederli ailesine, dava arkadaşlarına, Risale-i Nur camiasına, seven dostlarına ve tüm okuyucularına Cenab-ı Allah’tan sabırlar diliyorum.
İnna lillahi ve inna ileyhi raciün.