eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Az Bulutlu
12°C
Ankara
12°C
Az Bulutlu
Çarşamba Hafif Yağmurlu
11°C
Perşembe Yağmurlu
10°C
Cuma Hafif Yağmurlu
8°C
Cumartesi Çok Bulutlu
8°C

Yeni Nesil Üniversiteler

Yeni Nesil Üniversiteler
23.06.2021 08:00
0
A+
A-

Üniversiteler; alanında rekabet eden mezunlar yetiştiren, bilim ve teknolojide öncü, bölgesine, ülkesine ve insanlığa değer katan, geçmiş ve gelecek arasında köprü vazifesini yerine getirebilen, çağdaş, yenilikçi, her bir üyesinin ve mezununun mensubu bulunmaktan gurur duyacağı kurumlar olmalıdır.

Akademik ve idari anlamda yönetim kadroları nasıl oluşturulmalıdır? Yönetim mi? Yönetişim mi?

Rektör yardımcıları tüm birimleri temsil edecek tarzda belirlenmeli, fakülte dekanları ve diğer idareciler her bir birim için genel kabul gören, huzuru ve bilimsel çalışma ortamını temin edebilecek ve o birimin gelişimine katkıda bulunabilecek akademisyenler arasından tercih edilmelidir. İdari personel görevlendirmelerinde adaletli davranılmalı, liyakat esas alınarak hakkaniyet ölçüleri içerisinde bir idari yapılanma oluşturulmalıdır. Üniversite genel sekreteri, daire başkanları, fakülte ve yüksek okul sekreterleri; hızlı çalışabilen, iş yapma becerisi yüksek, nitelikli personelden seçilmeli, çok zorunlu durumlar haricinde bu görevlere akademisyenler vekâlet etmemelidir.

Kadro ilanlarında kriterler nasıl belirlenmelidir?

Öncelikle akademik kurullar çalıştırılmalı, akademik hiyerarşi ve birim talepleri göz önünde bulundurulmalı, üniversite için yıllarını vermiş ve birimlerin kuruluş ve gelişme aşamalarında fedakârca çalışmış öğretim üyeleri öncelikli olarak değerlendirilmeli, eğer varsa eksiklerinin (yabancı dil, yayın vb) tamamlanabilmesi için tüm kurumsal imkânlar seferber edilmeli ve asla mağduriyetlere ve haksızlıklara sebebiyet verilmemelidir. Esas olan yaptığı işi huzurlu yapmak, yönetime düşen de bu huzuru temin etmek ve korumaktır. Zira huzurun olmadığı bir yerde kaliteli eğitimden, bilimsel gelişmeden ve üretim ve paylaşımdan da söz etmek mümkün değildir.

Dünyada gelişmeleri takip etmek, genç bilim adamlarını proje üretir hale getirmek ve bu projelerin hayata geçirilmesini sağlamak için neler yapılmalıdır?

Üniversitelerin bünyesinde “Proje Geliştirme ve Takip Ofisleri” oluşturulmalı, bu kapsamda hizmet içi eğitim seminerleri planlanmalı, hazırlanan projeler niteliklerine göre üniversitelerin AR-GE merkezlerinde, Teknokentlerinde ya da uygulanacağı diğer alanlarda (özellikle sosyal bilimler) desteklenmeli, bu anlamda BAP fonları, TÜBİTAK ve DPT destekleri, yurt dışı projeler, özellikle Avrupa Birliği Fonlarının kazandırılabilmesi için her türlü çaba sarf edilmeli, gerekli profesyonel destek üniversite yönetimlerince sağlanmalıdır.

Üniversitede akademik yayınların sayı ve niteliğinin artması için neler yapılmalıdır?

  • Öğretim üyesi başına düşen ulusal ve uluslar arası yayın (SCI, SSCI, AHCI vb indekslerine giren), atıf, bilimsel faaliyet (kongre katılımı, sempozyum, panel, bilimsel toplantı düzenleme vb), DPT, TÜBİTAK ve diğer kamu finanslı projelerin sayısının artırılması için her türlü yönetim desteği sağlanmalı,
  • Öğretim Üyelerinin ve araştırma görevlilerinin yurt dışında bilimsel araştırma yapabilmesi için her türlü destek sağlanmalı, “Patent Ofisleri” kurulmalı, “Proje Geliştirme ve Takip Koordinatörlükleri” aktif olarak çalıştırılmalı,
  • AR-GE merkezlerinin daha fonksiyonel durumda multidisipliner çalışmaları yapabilir hale getirilerek, BAP Fonlarından altyapı projeleri; laboratuar altyapısı yetersiz olan birimlere dağıtılmalı ve BAP fonları kullanımındaki bürokrasi azaltılarak, yayın destekleri artırılmalı,
  • Araştırma laboratuarlarının akreditasyonu sağlanmak sureti ile dış finansmanın üniversitelere çekilmesi sağlanmalı,
  • Teknokentlerde faaliyet gösteren şirket sayı ve çeşitliliğinin artırılması için ilgili paydaşlar (Sanayi Odası, Ticaret Odası vb) nezdinde girişimlerde bulunulmalı, Üniversite-sanayi işbirliği çerçevesinde yapılan proje sayısı artırılmalı,
  • Üniversitelerde düzenlenecek Yurt içi ve Yurt dışı kongrelere her türlü kurumsal destek sağlanmalı ve Ulusal ve uluslar arası aktif işbirliği yürütülen üniversite ve araştırma merkezlerinin sayısı artırılarak, Elektronik kitap ve online dergilere internet üzerinden erişim çoğaltılırken yeni abonelikler sağlanmalı,
  • Üniversiteler bünyesinde yayınlanan bilimsel dergilerin uluslar arası indekslere girmesi için çalışmalar yapılmalı, dizgi, baskı ve elektronik ortamda yayın ile ilgili tüm imkânlar seferber edilmelidir.

Disiplinsizlik durumunda öğrenciler ve öğretim üyeleri hakkında hemen ceza yönetimine mi başvurulmalıdır?

Öncelikle herhangi bir sorunun oluşmaması için gereken her türlü tedbiri almak idarenin en önemli görevidir. Her şeye rağmen herhangi bir birimde bir sorun oluşacak olursa yerinden yönetim ilkesinden hareketle sorunların oluştuğu birimde, konunun çözüme kavuşturulması için idarecilerin uzlaşmacı/uzlaştırmacı bir tutum izlemesi, öncelikle sözlü uyarı ve akademik olgunluk ve nezaket kurallarına uygun diyalog yöntemleri ile sorunların çözülmeye çalışılması, çözülemezse yapılacak her türlü işlemin insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne saygı kapsamında yasa ve yönetmeliklere uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi sağlanmalı, duygusal davranışlara, kişilik haklarına müdahaleye ve keyfiliklere yer verilmemelidir.

Rektörlerin yetki kullanımı, yetki devri ve yetki paylaşımı nasıl olmalıdır?

Bir kurumdaki en üst yöneticinin kurumun her türlü işi ile ilgilenmeye ve bunlara yetişmeye çalışmasının; gereksiz bir “makam erezyonuna” neden olduğu gibi, enerjinin ve vaktin aslında daha alt birimlerde hallolabilecek bir takım işlerle gereksiz yere tüketilmesine de sebep olduğu kaçınılmaz bir gerçekliktir. “Yönetmek yerine Yönetişim” esas alınmalı, bu anlamda yetkiler kurullara ve ilgili birimlerin yetkililerine gerçek anlamda devredilerek herkesin sorumluluklarını kuşanması sağlanmalı, böylelikle sorunlar yerinde ve yerinden yönetimlerle çözülerek, kurumun layık olduğu şekilde temsili ve önemli projelerin diğer devlet kurumları ve diğer paydaşlar nezdinde takibi, kurulların ve alt yönetimlerin üniversitenin “misyonu ve vizyonu ile stratejik hedefleri” çerçevesindeki koordinasyon görevi ise rektör tarafından gerçekleştirilmelidir.

Kuralları uygulamada seçilecek yöntem nasıl olmalı?

“Kurumsallaşma” kapsamında; her düzeydeki çalışan için görev, yetki ve sorumluluklar detaylı olarak tanımlanmalı, bu kapsamlar dışında hiç kimse bir diğerini mevzuata aykırı veya yapmak zorunda olmadığı bir şeye zorlanmamalı, kişilik ve özlük haklarına müdahale edilmemeli, herkesin yapması gereken işleri huzurlu bir ortamda sürdürebilmesi için gereken hassasiyet gösterilmelidir. Tüm çalışanların kendilerini “özel, önemli ve değerli” hissedebilmeleri yönetim anlayışının temellerinden birini oluşturmalıdır.

Üniversite de akademik özgürlük ve ifade özgürlüğü konularına nasıl yaklaşılmalıdır?

Üniversiteler özgür düşüncenin doğduğu, geliştiği ve evrensel anlamda paylaşıldığı kurumlardır. Bu kapsamda ele alındığında bütün akademisyenlerin özgürce fikir üretebilmeleri, çalışma yapabilmeleri, bunları bilim dünyası ile ulusal ve uluslar arası düzeyde paylaşabilmeleri üniversite yönetiminin güvencesi altında olmalıdır. Üniversite mensuplarının her türlü yasal güvencesini önemseyen ve önceleyen bir duyarlılığa sahip yönetim anlayışı ile mevcut yasa ve yönetmeliklere aykırı olmamak kaydıyla tüm akademisyenlerin görüşlerini “akademik nezaket ve olgunluk içerisinde” her ortamda özgürce paylaşabilmelerinin toplumsal ilerlemenin ve kalkınmanın vazgeçilmez bir unsuru olduğu kabul edilmeli ve buna destek olunmalıdır.

Üniversitelerde; o üniversitenin içinden yetişmiş, idarecilik deneyimi olan, üniversiteyi tanıyan, bilen, üniversite personelinin kabiliyetlerinin farkında olan kişilerin yönetici olarak görevlendirilmesiyle; hiç vakit kaybetmeksizin ve “tanıma/anlama/vakıf olma süreçlerine maruz kalmadan” bir an evvel yarım kalan veya hiç başlanmayan stratejik planların hayata geçirilmesi bakımından çok önemlidir.

Bütün bunların yanı sıra; kurumsallaşmanın her alanda yaygınlaşması, öğretim üyelerinin özlük hakları konusunda yaşadıkları sıkıntıların bir an önce giderilmesi, zaten çoktan hak ettiklerini almış olmanın huzuru ile eğitsel ve bilimsel çalışmalarına yoğunlaşmalarının sağlanması, aklın, adaletin, hoşgörünün, kolektif çalışma anlayışının, akademik olgunluk, nezaket ve sevginin hâkim olduğu yeni nesil  “İdeal Üniversite’lerin” oluşması için çalışmak, bunu yaparken de millete ve devlete hizmetten başka hiçbir niyet ve düşüncesi bulunmamak, en büyük hedef ve ilke olmalıdır.

Prof. Dr. Ahmet Kağan Karabulut

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.