Mükemmellik tekâmüle manidir, hiçbirimiz mükemmel değiliz eksiklerimiz, kusurlarımız var. Eksikliklerimizle gideceğiz bu yüzden kimseyi küçük görmeden, hâkir görmeden hakikati söylemenin yolunu aramamız gerekir. Bu hadisi şerifi ben bu minvalde yorumluyorum. Evet dostlarımızın kusurlarını uygun bir lisanla söyleyelim ama ulu orta herkesin kusurunu söylemeyelim kusuru söylemek yerine Mevlâna’nın dediği gibi gece...
Ahmet Efendi çubuğu eline alır dediğimi tekrar edin diyerek başlardı sözüne. Yerdeki minderlere oturmuş bütün çocuklar gülüşürdü. Çubuk büyük erkek çocuklarının kafasında birer tur atar biz minik kızlara gelince dururdu. Kelimesini tekrar ederdi “li-ilafi kureyş” Çubuk bizim aramızda olduğu için suspus olur itaat ederdik. “li-ilafi kureyş” Ahmet Efendi çubuğu yere...
BİR ŞİİRİN HÜZÜNKÂR HİKAYESİ… ‘Bir bahar akşamı rastladım size’ şarkısını bilir misiniz dostlar ? Çok bilinen, çok söylenen bu şarkıyı kaç kere dinlediniz ? Ya da bu şarkının sözlerinden ne kadarı hafızanızda var diye sormak daha yerinde olur galiba… Şimdi sizlere bu şiirin, bu şarkı olarak bestelenmiş ve çok meşhur...
Değirmenden henüz gelmiş olan un çuvallarının her birini tek seferde kaldırıp kaldırıp kocaman ve alüminyum malzemeden yapılmış sobaya benzeyen un depolarına boşaltıyordu. Siyah üzerine küçük mavi çiçekler bezenmiş şalvarı, namahrem görünce ağzını kapatacak biçimde başına doladığı kenarı iğne oyalı yazması ve dört mevsim sırtından eksik etmediği garip renkli yeleği una...
Ressam köyün muhtarını tuvalin dışına taşımıştı. Onun hayalindeki köy tarifine hiç uymuyordu. Alabildiğine yeşil bir ovanın ortasına kurduğu köyünü yönetecek bir muhtar olması gözüne saçmalık olarak göründü. Adamın kasketi de sinirine dokunmuştu. Bastonuna ayrı sinir olmuştu.Köyü mesken tutmuş, karnı sırtına yapışmış köpekler kimin kapısının önünde artık yemek var diye kapı...
Bütün şehir beni karşılamak için hazırlık yapıyor. Savaş çıkacakmış gibi stokları artırma hâli, hayat duracakmışçasına işleri güçleri yoluna koyma telaşesi… Yiyecekler, içecekler; türlü türlü ekmekler… Kredi kartları bütçeleri zorluyor. Benim, insan sağlığına faydalı olduğumu düşünenler kadar aksini düşünenler de var. Fakat teknoloji ilerledikçe insanoğlu doğru yolu buluyor sanırım. Zira bazı...
Bu kadar yüksek meblağlı bir fatura aylardır kapalı olan bir aboneye gelemez diye düşündü ev sahibi… Mutlaka bir yanlışlık olmalıydı. Oluverirdi ara sıra, çevresinde zaman zaman konuşulduğunu işitmişti. Sayacı okuyan memur bir rakamı sisteme yanlış girmiş olabilirdi. Ya da sayaç bozuksa ve şimdiye kadar fark eden olmadıysa o yüzden de...
Derin bir soluk alıp verdim patika yolun en dik yamacını tırmandığımda. Tepe üzerindeki kayaları tutan bir ağaç var. Kökleri kayaların arasında ilerliyor, neredeyse hepsi açıkta sarmaşık gibi kayanın çatlakları arasından ilerliyorlar. Gözüme hiç güvenli gelmiyor ve az daha yürüyor sırtımı bir ağaca yaslayıp oturuyorum. Geldiğim yolun bir kısmını görüyorum. Birbirine...
Yangın dağılmaya başladı. Mukaddes bir coğrafyada başlayıp diğer kutsal yerleri kavurarak devam ediyor. Her gün yeni bir yıkım her gün daha garip bir sessiz çığlıkla filler tepişiyor… Kim daha haklı ya da haklı kimse var mı bilmiyordu. İnsanı yaşatmayanın haklılığını ispatı ne kadar mümkün olabilirdi? Hangi mazlumun kanına girmek meşru...
“Eşek hoşaftan ne anlar!” meşhur atasözlerimizden birisidir. Atasözünün devamı “Suyunu içer, tanesini bırakır.” şeklinde olsa da genellikle birinci cümle daha çok bilinmekte ve kullanılmaktadır. Bu atasözü genel olarak “karşı tarafın herhangi bir konuda kıymet bilmemesini” ya da “ince, güzel, kıymetli şeylerin değerini bilmeyen kaba, bilgisiz, görgüsüz kimseleri eleştirmek ve onlardan...
Dr. Seda Artuç BEKTEŞ “Koça boynuzu yük değil oğlum” dedi. Yeter ki sağlık olsun, çoluk çocuk huzurla büyüsün. Baktığını göremeyen, gördüğünü dinlemeyen kişiden ne hayır gelir. Kader deyip geçersin, diyar diyar gezersin de derde çare bulamazsın. İnsanoğlu ya bu, mahana bulmaya; kalbi ziyan etmeye zoru var. Yoksa nasıl ömrünü heba...