D. Mehmet Doğan tarafından yazılan ve ilk kez 2017 yılında basılan bir kitaptır. Kendisi birçok alanda çalışmalar yürütmüş Türkiye Yazarlar Birliği Vakfının kurucusudur. Toplam 18 yıl Türkiye Yazarlar Birliği genel başkanlığı yapmış olan yazarımız, 11 Ağustos 2024 tarihinde vefat etmiştir. Eserlerinde sık sık Mehmed Akif Ersoy’a yer vermiş ve “Yazarlar Birliği için örnek şahsiyet olarak Mehmed Akif’de karar kılıyoruz.” diyerek onun bizim için önemini vurgulamıştır. Mehmed Akif: Çanakkale’den Sakarya’ya adlı çalışmasında ise onun yaşantısı, eserleri, ahlaki üstünlüğü, millî değerlere bağlılığı, dinî hassasiyeti ve daha birçok özelliğini altı bölümde okuyucuya sunmuştur.
1. Bölüm: Zihin Dünyamızda Süreklilik: “Süleymaniye Kürsüsünden” “Süleymaniye’de Bayram Sabahı”
Yazarımız bu bölüme Mehmed Akif’in hayatından kısa bir özet geçerek başlıyor ve yer yer Yahya Kemal Beyatlı ile benzerlik ve zıtlıklarından bahsediyor. İçinde yetiştikleri muhit bakımından farklı; fikirlerini açıkça beyan edebilme ve eleştirebilme kabiliyetleri açısından benzer olduklarını söyleyebiliriz. Yazarın belirttiğine göre elimizde Mehmed Akif ve Yahya Kemalin yüz yüze geldiklerine dair herhangi bir bilgi bulunmuyor. Fakat Mehmed Akif’in, yazma konusunda Yahya Kemal üzerinde bir etkisi olduğunu söylemek mümkündür.
2. Bölüm: Çanakkale’den Sakarya’ya
İncelediğimiz kitap ile aynı ismi taşıyan bu bölümde Doğan, Mehmed Akif’in “Çanakkale Şehitlerine” adlı şiirinin Türk edebiyatı için önemini ve yazılış serüvenini anlatıyor. Daha sonra Sakarya Türküsü’nün önemine değiniyor ve son kısımda “Mehmed Akif ile Nazım Hikmet aynı kefeye konulabilir mi?” başlığı altında birtakım eleştirilerde bulunuyor.
Öncelikle yazarımızın da belirttiği gibi Çanakkale, bir zamanlar dünya ordularının hedefindeydi. Bu şehrin alınması, o zamanlar başkentimiz olan mübarek şehir İstanbul’un düşmesi demekti. Bu kadar büyük bir önem arz etmesi sebebiyle Çanakkale Cephesi; birçok edebî esere, türkülere konu olmuştur. Lakin bu eserlerden en iyi bildiklerimizden biri “Çanakkale Şehitlerine” isimli şiirdir diyebiliriz. Yazar; bu eserin, Çanakkale muharebelerinin ve zaferlerinin öneminin kavranması konusunda azımsanamayacak bir etkisi olduğunu vurgulamaktadır. Kitapta belirtildiği üzere bu mühim şiirin yazıldığı zaman hakkındaki tek bilgi, Cemal Kutay’ın “Necid Çöllerinde Mehmed Akif” kitabında Eşref Sencer Bey ağzından yapılan bir alıntıdır. Çanakkale Şehitlerine şiirinin 1924 yılında yayınlandığı bilgisine sahibiz.
Bu bölümün sonunda Doğan, Nazım Himet’in bir şiirinde “İstiklal Marşı’nda ‘aksayan bir taraf’ olduğunu” belirttiğini ve “Mehmed Akif yılı” olan 2011 yılında yapılan bir binanın Nazım Hikmet’e ithaf edilmesine sert bir dille karşı çıkmaktadır.
3. Bölüm: Mehmed Akif’in Milli Marşları
Mehmed Akif Ersoy, nam-ı diğer İslam Şairi tarafından yazılan İstiklal Marşımız; kabulünün üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen içimizde aynı duyguları uyandıran ve bundan sonrada uyandırmaya devam edecek olan zamansız bir eserdir. Fakat bu eser; refah içinde bir dönemde değil, Doğan’ın ifadesiyle “ufukların bir hayli karanlık olduğu bir zamanda, başarının pek ümit edilmediği, başarının bir hayal olarak görüldüğü günlerde” kaleme alınmıştır.
Bu bölümde yazar, İstiklal Marşı’nın yazıldığı zor zamanları bize hatırlatmakta ve bu eserin, yazılmasından önceki döneme kıyasla beraberinde birçok askerî başarı getirdiğini belirtmektedir. Ayrıca; İstiklal Marşı’nın yanı sıra Mehmed Akif’in milli marş değerinde başka şiirleri olduğunu da öğreniyoruz: Bir önceki bölümde sözü edilen “Çanakkale Şehitlerine” ve “Zulmü Alkışlayamam”. millî duygulara hitap eden şiirlerdir ve milletimiz tarafından okunmaya devam edecektir.
4. Bölüm: Şair’in Mısır’daki Gölgesi
Bu bölümde yazar, okuyucuya Mehmed Akif’in Safahat adlı eserinin son kitabı olan “Gölgeler” eserinin neden Kahire’de yayınlandığına dair bir soru yöneltiyor. Bize biraz düşünme mühleti verdikten sonra sebepleri şöyle açıklıyor: Mısır o zamanlar bir “Arap ülkesi” tabiatı taşımıyordu. Türkçe konuşan insan sayısı fazla olduğu için orada Türkçe bir eserin yayınlanması tuhaf bir durum sayılmazdı. Bunun yanında, ilk Türkçe gazete Mısır’da yayınlanmıştır.
Bu konuyu açıklığa kavuşturduktan sonra Mehmed Akif’in Mısır’daki yaşamından, arkadaşlarından, meşguliyetlerinden ve orda yazdığı şiirlerden bahsediliyor.
5. Bölüm: Mehmed Akif’in Kütüphanesi
“Bu kadar çok şahesere imza atmış bir şair acaba nasıl kitaplar okudu?” diye düşünmemek elde değil. Yazarımız da bize bundan bahsediyor.
Onun okuduğu kitaplar sadece bir ülkenin edebiyatı ile sınırlı değil: Fransızca, Farsça, Arapça ve Türkçe dillerinde yazılmış kitaplar okumuştur.
Yazar; Mehmed Akif’in kütüphanesini Mısır’da oluşturduğunu, Türkiye’ye dönerken büyük bir kısmının orada kaldığını tahmin ediyor.
6. Bölüm: Dursun Bu Hayasızca Akın!
Son bölümde yazar, onun milletimiz için bu kadar önemli bir şahsiyet olmasına rağmen Mehmed Akif’in, maalesef hem kendisinin hem de eserlerinin maruz kaldığı saygısızlıklara değinmektedir. Doğan; defalarca bu saygısızlıklara şahitlik etmiş olup, incelediğimiz kitabında da bu konudaki fikirlerini açık bir şekilde beyan etmiştir ve eseri belediye yetkililerine bir mesaj ile noktalamıştır.
Özetle D. Mehmet Doğan, Mehmed Akif: Çanakkale’den Sakarya’ya adlı eserinde İstiklal şairimizin hayatından, eserlerinden, fikirlerinden, ahlaki yapısından, milletine olan düşkünlüğünden bahsetmiş ve bize onu daha iyi tanıma fırsatı vermiştir.