D Mehmet DOĞAN Büyüğüm Ağabeyim Üstadım… O büyüğümdü, ağabeyimdi, üstadımdı ve de adaşımdı… Kitaplarından tanıyordum; “Batılaşma İhaneti” bildik ezberlerimize bir isyan ve “Büyük Türkçe Sözlük” başucu kitabımız olmuştu. Yazarlar Birliğinin kuruluş yılları Türkiye’nin sosyo-politik ikliminin keşmekeş senelerinde “büyüklerimiz, ağabeylerimiz” tarafından kurulmuştu; bizdendi ve kıymetliydi! 80’li yılların sonu.. Avrupa Milli Görüş...
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, 4 Mart 2025 tarihinde Sezai Karakoç Salonu’nda, Türkiye Yazarlar Birliği Kurucu ve Şeref Başkanı merhum D. Mehmet Doğan’ı anmak amacıyla “Unutmayan Adamı Unutmamak” başlıklı bir panel düzenledi. Panelin düzenleyicisi bendim. Panelin konuşmacılarından olan Prof. Dr. Turan Karataş hocamız, bana şöyle bir...
Gençlik D. Mehmet Doğan’ın İzinde Serisi: 1- Doğan Büyük Türkçe Sözlük “Bir Lügat Bulamadım” diyerek öz dilinin sözlüğünü yazan D. Mehmet Doğan, Batılılaşma İhaneti başta olmak üzere pek çok eseriyle gençlere rehberlik etmiş, ‘dil’e olan adanmışlığını ‘Büyük Türkçe Sözlük’ ile taçlandırmıştır. Hakikatle temasımızda kelimelerin rolünü çok iyi bilen yazar, Türk...
Temel bir ibadet, bizi temelden yakalıyor. Ramazan iklimi Müslümanların bütün dünyada hissettiği bir silkiniş ve diriliş mevsimi. Türkiye’de ramazan sadece dinî bir vecibenin yerine getirilmesi değil, kültürel arka planın her zaman kendini hissettirdiği yaşanılan bir vakıa. Oruçlu veya oruçsuz, dindar veya dine uzak herkesin hissettiği, bir şekilde yaşadığı bir hayat...
Malatya, Endülüslü mutasavvıf İbn Arabî’nin konakladığı, Konevî (Konyalı) olarak anılan Sadreddin’in, Mısrî (Mısırlı) olarak bilinen Niyazî’nin hayat bulduğu şehir… Sadece ziraat toprağı değil, kültür toprağı da verimli… Bu şehirde hep kendi dışına taşma, yayılma iradesi hissediliyor. Emevilerden itibaren Müslümanlarla Bizans arasında sürekli el değiştirmesi, Malatya’nın vazgeçilmezliğini gösteriyor. Bu stratejik şehir...
17 nisan Köy Enstitülerinin kuruluş yıldönümü olarak kutlanıyor. Çok sayıda mesajla karşılaşıyorum. Mesaj yayınlayanlar cehaletlerini daha baştan ortaya koyuyorlar. Enstitü’yü Atatürk’ün kurduğunu sanıyorlar. Enstitü, 1940’ta İsmet İnönü devrinde açılmıştır. Bir de Enstitü’nün köylüyü aydınlatmak için kurulduğunu iddia ediyorlar. Enstitü’nün birinci amacı tek parti ideolojisini köylülere benimsetmekti. Bunun için köklü değerlerimizle,...
gömenler beni gövdemi gömerler ben başka yerdeyim asaf hâlet çelebi Kederli kalpler, bilebilselerdi, gül serperdi yüzüne ölümün. Çünkü ölen bir kuru bedendi, “ben başka yerdeyim.” Karacaoğlan hani diyor ya! “Bir ah çeksem yüce dağlar delinir.” İşte iki yüz yıldır Türkiye’yi buhrana, boşluğa, mânâsızlığa, keşmekeşliğe sürükleyen; çarpık değişim sürecine iten emperyalist...
Kıymetli eğitimci dost ve gönüldaşımız Memiş Okuyucu, emek mahsulü kitabını, imzalayarak gönderdi. Teşekkür ediyorum. Kemalist/Laik/Batıcı zihniyetin “Ankara”sının dışında, başka ve bize ait, Anadolu ruhuna ait bir “Ankara” daha var! Bir müddet evvel, ebedî âleme, sonsuzluk yurduna göç eden D.Mehmed Doğan’ın “Ömrüm Ankara” kitabından sonra, zevkle okuduğum, beni çok duygulandıran bir...
28 Şubat döneminin muktedir jandarma kumandanı ölmüş. Şener Eruygur’u bugünün nesli bilmez. “Onbaşı bile olamayacakların general olduğu ülke”-“312 general davası”ndan beni mahkum ettirmek için RTÜK’e ve Telekom’a karakol kurdurmuştu. Onunlu ilgili 5.5.2009 (Vakit) tarihli yazımızı hafıza tazelemesine vesile olması dileği ile sunuyorum:* Onu âniden televizyonda gördüm. Epeydir görmemiştim. Nasıl sevindim...
150’likleri bilirsiniz, bir zamanlar 142’likler vardı. 1960 darbesinden sonra üniversiteden atılan hocalar. 1980 darbesinden sonra da yine hocalar atıldı, onların sayısı hayli fazla idi 1402… Bu 312’likler görünüşte sadece benimle ve yazının yayınlandığı gazete ile ilgili. Gerçekte ise fikir hürriyeti, ifade hürriyeti mevzubahs olduğu için herkesi ilgilendiriyordu. 28 Şubat’ın en...
Giresun’un derinine girmek! Giresun 1980’lerin başında, şimdi dünyasını değiştiren bir arkadaşımızın hanım köyü idi. Onun dâveti ile bu güzel şehrimizde bir hafta kadar kalmıştık. Nüfus 30 bin civarında, yürüyerek her yeri gezmek mümkün, şehir şimdiki gibi sıkıştırılıp dağlara doğru betonlanmamış; denizin her türlü mavisi ile binbir çeşit yeşil kucak kucağa....