Bugün 11 Temmuz 2023 Salı, 11 Temmuz 1995’te Sırplar tarafından Bosna’nın bir şehri olan Srebrenitsa’da silahsız ve savunmasız 8372 masum Boşnak Müslümanın vahşice katledilerek işlenen soykırımın 28. sene-i devriyesidir. Bu sebeple Srebrenitsa şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Yugoslavya’nın dağılması ile birlikte Sırp, Hırvat, Sloven ve diğer tüm etnik unsurların bağımsızlıklarının arkasında kale gibi duran Avrupa devletleri, Boşnak Müslümanların manevi lideri Aliya İzzetbegoviç’in demokrasi ve özgürlük taleplerine sadece sessiz kalmamışlar, 11 Temmuz 1995’te Sırplar tarafından, Srebrenitsa’da gerçekleştirilen ve dünyada eşine az rastlanan soykırım karşısında Sırp katillerine verdikleri destek ile soykırımın parçası haline gelmişlerdir. Aliya İzzetbegoviç’in deyimiyle; “Avrupa’nın demokrasi, barış ve hoşgörü dedikleri ilkeler, Srebrenitsa’da toprağın altına gömülmüştür.
Bilindiği üzere Yugoslavya’nın çöküşü üzerine 1992 yılında Sırpların Bosna’da başlattıkları soykırımın ardından bölgeye zoraki olarak müdahale eden Birleşmiş Milletler tarafından Srebrenitsa güvenli bölge ilan edilmiştir. Srebrenitsa’nın güvenliği Hollandalı komutan Thom Karremans’ın emrindeki BM Barış Gücüne verilmiştir. Thom Karremans BM Barış gücü tarafından korunduğu gerekçesiyle Srebrenitsa ’da Müslümanların ellerindeki tüm silahları toplatmıştır.
Srebrenitsa BM Barış gücünün koruması altında olduğu halde Ratko Mladiç komutasındaki Sırp askerleri tarafından yapılan saldırıların ardı arkasının kesilmemesi üzerine Müslümanlar kendilerini savunmak amacıyla toplanan silahların geri verilmesi için Hollandalı komutan Thom Karremans’a müracaatta bulunmuşlar ancak Müslümanların talepleri Hollandalı komutan tarafından reddedilmiştir.
Hollandalı askerlerin kontrolünde ki Pataçori BM üssüne sığınan Müslümanların bir kısmı Akü Fabrikasına yerleştirildikten sonra Hollandalı Komutan tarafından Sırplara teslim edilerek topluca öldürülmeleri sağlanmıştır. Kendilerini kurtarmak için Orman yolundan Tuzla’ya ulaşmak için yola çıkan Boşnak Müslümanların bir kısmı da tuzağa düşürülerek topluca katledilmiştir. Böylelikle Srebrenitsa’da 8 binden fazla Boşnak Hollandalı BM Barış gücü askerlerinin ihanetine kurban gitmiştir.
Bilindiği üzere askeri imkânlardan yoksun olan Boşnaklar, Yugoslavya’nın parçalanmasından sonra Eski Yugoslavya’nın tüm askeri gücünü elinde tutan Sırplar ile yine Almanya, Fransa, Yunanistan gibi bazı AB ülkeleri tarafından kendilerine silah desteği sağlanan Hırvatların saldırılarına uğramaları üzerine, 1992-1995 yılları arasında insanlık dışı vahşete maruz kalmışlardır. Dört tarafı dağlarla çevrili olan şehir kuşatma altına alınmıştır. Çocuklar, bebekler, yaşlılar, kadınlar ağır silahlarla taranarak telef edilmiştir. 4 yaşındaki bir çocuğun öldürülmeden önce annesine sorduğu; “çocukları küçük kurşunlarla öldürürler değil mi anne?” Sözü yaşanan dramın boyutunu gözler önüne sermektedir.
Diğer taraftan ABD ve AB’nin girişimleriyle 1995’te Dayton Antlaşması yapılmış ve Bosna-Hersek Cumhuriyeti; Sırp, Hırvat ve Boşnak bölgelerine bölünmüştür. 43 ay süren savaşta, 200.000-250.000 civarında Boşnak plânlı ve sistemli bir şekilde Sırplar ve Hırvatlar tarafından katledilmişlerdir. Sadece öldürmekle yetinmemişler; temiz su şebekeleri, elektrik santralleri, yollar, köprüler yakılmış, yıkılmış, şehre giriş ve çıkışlar yasaklanmıştır. İnsanların bir kısmı açlıktan diğer bir kısmı ise soğuktan donarak ölüme terk edilmişlerdir.
Ancak Sırplar, en büyük vahşeti ve soykırımı BM’in Güvenli Bölgesi Srebrenitsa’da gerçekleştirmiştir. Sırbistan- Bosna savaşında General Ratko Mladiç komutasında ki Sırp Ordusu 11 Temmuz 1995’te Krivaya ’95 Harekâtı esnasında Bosna-Hersek’in Srebrenitsa kentinde aralarında bebeklerin, çocukların, kadınların ve yaşlıların da olduğu 8372 Boşnak Müslümanı dinî ve millî kimliklerinden dolayı hunhar bir şekilde topluca katletmiştir. Bu olay II. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da gerçekleştirilen en büyük soykırımın ve BM’in ve Avrupa’nın Müslümanlara karşı takındığı ikiyüzlü tavrın tescili olarak tarihe geçmiştir.
Srebrenitsa’ da katledilen Müslümanların gömüldüğü toplu mezarlar, tek bir mezar üzerinde çıkan ve tek bir çiçek üzerine konan mavi kelebeklerin Boşnakların dikkatlerini çekmesiyle yıllardan sonra bulunabilmiştir. Bugüne kadar 300 civarındaki toplu mezarlardan çıkarılan ve kimlikleri tespit edilen 6.610 Boşnak Müslüman Srebrenitsa yakınlarındaki Potoçari Anıt Mezarlığı’na defnedilmişlerdir. Halen 1762 kurbanın gömülü olduğu toplu mezarlara ulaşılamaya çalışılmaktadır.
Yapılan şikâyetler üzerine Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı, 2007 yılında aldığı kararda, Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesinden (ICTY) gelen kanıtlar doğrultusunda Srebrenitsa ve civarında yapılan toplu öldürme olaylarını “soykırım” olarak kabul etmiştir.
Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTY) tarafından 22 Kasım 2017 tarihinde açıklanan kararda hem Srebrenitsa ‘da yaşanan soykırımın, hem de 1992-1995 yılları arasında başkent Saraybosna’da sivillere yönelik gerçekleştirilen soykırımın faturası uzun süre ertelendikten sonra “Bosna Kasabı” lakaplı Sırp Komutan Ratko Mladiç ve emrindeki birkaç komutana kesilmiş ve kendilerine ebedi müebbet cezası verilmiştir. Ratko Mladiç’in müebbet hapis cezası 8 Haziran 2021’de görülen temyiz duruşmasında onanmıştır. Bosna’da ve Srebrenitsa’da yapılan soykırımın faturasının sadece Ratko Mladiç ve birkaç komutana kesilmesi yaşanan bunca acıyı giderme yerine daha da derinleştirmiştir.
Diğer taraftan Sırpların ve Hırvatların saldırılarına engel olmayarak, Srebrenitsa’da 8.372 Boşnak Müslüman’ın katledilmesine sebep olan Hollandalı BM Barış Gücü askerleri en az Sırplar ve Hırvatlar kadar suçlu oldukları halde, mahkeme tarafından sadece 300 kişinin ölümünden sorumlu tutularak kendilerine hak ettikleri ceza verilmemek suretiyle adeta koruma altına alınmışlardır.
Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak tarihe geçen Srebrenitsa soykırımı, aradan 28 yıl geçmesine rağmen yaşanan dramın acısı yürekleri dağlamaya devam etmektedir.
Sözlerimi Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç’in şu sözleri tarihe ışık tutma açısından çok önem arz etmektedir. “Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın, ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.” Biz de tarihin en büyük utanç vesikalarından biri olan Bosna’da ve Srebrenitsa’da yaşanan soykırımı asla unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız. Srebrenitsa’da ve Bosna’da Avrupa’nın gözetiminde ve denetiminde yapılan soykırımın Avrupa’nın alnına yapışmış bir kara leke olduğunu yüzlerine vurmaya devam edeceğiz.
Bilge Kral Aliya Izzetbegoviç’e, Bosna ve Srebrenitsa şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhları şad mekânları cennet olsun diyorum.
Mustafa Kır