Derya Gültekin’in kaleminden sıradışı bir roman… ‘Damlada derya olmak’ Gültekin kendi romanını şöyle anlatıyor:
Başlarken…
Düşündüm de Samim haklıymış; bir insanın saklandığı, sığındığı bir yeri olmalıymış dünyasında. Gönül sandalına binip sessiz sessiz yüzdüğü bir deniz ülkesi… Ütopyası…
Peyami Safa’nın ‘Yalnızız’ adlı romanındaki kahramanı Samim; hayat kavgalarından, sosyal çatışmalarından, kimlik bunalımlarından, sorumluluklarından kaçarak mutluluklar ülkesi Simeranya’ya sığınır. Kötülüklerin, kavgaların olmadığı güzellikler ülkesi Simeranya… Hayali bile güzel!
Bu romanı okuduğumda benim de bir Simeranya hayalim olmuştu. Mutluluk ülkem…
Hepimizin bilinçaltı bir ülkesi vardır kim bilir! Kimimiz bir ağaç altında, kimimiz bir dağ başında, kimimiz bir su kenarında dalıp dalıp gitmişizdir belki olduğumuz yerden çok uzaklara... Bir şiir mısraında, bir türkü sıcağında ya da bir yol ayrımında yalnız kalmak istemişizdir uzak diyarlarda... Bu dalışlar yalnızlığa gönüllü yolculuktur aslında.
Dünden bugüne şekiller değişse de insanı yaşadıklarından kaçırtacak çok sebepleri bulunmakta. Dün olduğu gibi bugün de savaşlar, depremler, kazalar, hastalıklar… Öldürmekten beter zalimlikler…
Böylesi bir dünyada dualara sığınmak ve içimizde dua ötesi mutluluklar ülkesi aramak irade dışı bir ihtiyaç, bir hayal olsa gerek.
Romandan ilham alarak Simeranya ülkesine bir şiirle, kanat çırptı yüreğim. Çünkü Simeranya, benim en güzel memleket hayalim...
‘Simeranyalı Sevdam’, huzur veren sevdamın adı… Üzüntülerimin, sevinçlerimin, ümitlerimin, sitemlerimin, dualarımın sevdası…
‘Simeranyalı Sevdam’ bitmeyen sevgimi göğsünde usul usul beleyen bir yüreğin memleket hali…