Son zamanlarda medeniyet tarihimize dair verdiği eserlerle dikkat çeken Mürsel Gündoğdu’dan yeni bir eser daha: ‘‘İmam-ı Azam Ebu Hanife” romanı. İmam-ı Azam ehl-i rey ekolünün kurucusu. Talebelerine bugünkü anlamda burs verip kendi görüşlerine karşı görüş geliştirmelerini isteyen bir ekolün kurucusu. İlim ve ilim adamının tavır, duruş ve yaşayışını bizzat hayatında örneklendirerek bize büyük bir miras bırakan alim. Büyük imamı tanımaya ve anlamaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız olan bir zamandayız. Mürsel Gündoğdu hoca böyle ulvi bir gayeye hizmet edecek bir eser ortaya koymuş. Kitap Ötüken Neşriyat’ta çıktı. Büyük İslam fıkıhçısı ve hukukçusu İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin hayatını roman tarzında işleyen eserden bir bölümü ilginize sunuyoruz:
”İmam-ı Azam Ebu Hanife İslam’ın evrensel ilkelerinin izini sürerek temel değerlerimize vurgu yapmış, öncü fikirleriyle hem yaşadığı asrın hem de gelecek yüzyılların yüreğini mayalamayı başarmış insanlık tarihinin en büyük bilginlerinden birisidir.
O, Kur’an’dan Sünnete, sahabe asrından tabiun dönemine intikal eden ilmi birikimi yorumlayıp sistemleştiren İslam Hukuku’nun kurucu alimidir.
Bir yandan sahabe devrinde cereyan eden elim hadiseler neticesinde ortaya çıkan siyasi çatışmaların Müslümanları bölüp parçaladığı diğer yandan farklı medeniyetlere beşiklik etmiş diyarların İslam topraklarına katılması neticesinde meydana gelen fikri ayrışmaların belirginleştiği bir dönemde kurduğu fıkıh akademisi yoluyla meseleleri çözüme kavuşturacak usuller geliştirmiş, yetiştirdiği seçkin talebeler vasıtasıyla fikirleri Irak, Mısır ve Türkistan’da yayılmakla kalmayıp Büyük Selçuklu ve Osmanlı’nın içinde bulundukları çağa güçlü bir şekilde yürüyüşlerine de temel oluşturmuştur. Bu yüzyılın Türk asrı olmasının taşıyıcı sütunları da kuşkusuz onun tefekkür tezgahında şekillenecektir.
Bugün Müslüman toplumlara yönelik meydan okumalar neticesinde maruz kalınan savrulmalara karşı güçlü bir medeniyet inşası gerçekleşecekse bunun zemini; imana, akla, insan hak ve hürriyetine, inançta eşitliğe, hoşgörüye, adalete, hikmete ve sosyal değişimin ruhunu anlamaya dayalı İslam’ın evrensel ilkelerini bayraklaştıran Ebu Hanife’nin Re’y merkezli yaklaşımı olacaktır.
Bu romanda yaşadığı çağın ruhunu okuyan bir alimin imanla aklın ışığını maharetle harmanlayarak ortaya çıkan yeni meseleleri çözüme kavuşturmasına, her şartta ilmin onurunu korumasına, canı pahasına zulme direnerek adaleti ayakta tutma çabalarına ve bütün bunlar için ödediği ağır bedellere tanıklık edecek, hakikati haykıran özgür ruhlu bir bilgenin çilelerle şekillenmiş gönül coğrafyasına misafir olacaksınız.”