Dünyaya çekidüzen vermiş bir milletin fertlerini birkaç yıldır sosyal medya yalanları ve aşı oyalıyor farkında mısınız?
Bana öyle geliyor ki, bir yere sahte bomba atıyorlar, herkes orada olup biteni anlamak için oraya koşuyor.
Bombayı atanlar da arkadan müthiş işler çeviriyorlar!
Komplo teorisi değil bu dediğim…
Arkada ne işler çeviriyorlar onu bilemiyorum o kadarına kafam basmaz…
Görünene baktığımızda, dün Afganistan kimsenin gündeminde değildi, bugün dünyanın gündeminin tam ortasına oturdu.
Demek ki biz, atılan sahte bombaya bakarken, aşıda çip var mı yok mu tartışması yaparken, sosyal medyada kanı bozuk yalancıların yalanları ile zaman kaybederken Amerikan gibi bir devletin ikinci Vietnam’ına şahit olacakmışız.
Bu oyalama işleri gittikçe devam edecek ve daha neler göreceğiz kim bilir?
Oyalanmak istemiyor, gerçek gündemi takip etmek istiyorsak, çocuklarımıza daha gerçekçi bir dünya bırakmak istiyorsak; bizi kandıran, bizi oyalayan kim varsa hepsine kapıları kapatmamız gerekiyor.
Televizyonun düğmesini kapatarak veya televizyonu çekiçle kırarak başlayabiliriz kirli algının bilinçaltımızı zehirlemesine engel olmaya.
Ve sosyal medyada dünkü dediği bugüne uymayan, söylediği yalanlar hemen çürütülen kimseleri engelleyerek devam edebiliriz zihnimizi temizlemeye.
Yapıcı eleştirenleri demiyorum bakın… Eleştiri, güzel işler yapılmasına vesile olur.
Yeter ki,
Dün koltukta otururken hiçbir eleştiriye tahammül edemeyen, koltuğu kaybedince de eleştiriye tahammül edeceksiniz diye höyküren tipler gibi olmasın.
Bizler yarına güzel bir dünya bırakma şansını kaçırdık. Karamsar olun diye demiyorum.
Görünen o!
Bu kötü gidişatı en az hasarla nasıl atlatılır, onun derdine düşmeliyiz.
Onun için de bizim ferasetli olmamız gerek.
Atılan sahte bombaya koşmadan bombayı atan elin amacını bilmemiz gerek.
Tüm bunlar için de…
Her türlü ekranlardan uzak, sayfalarda dolaşmamız gerek.