”Darüssade ağası İdris Ağa, seher vaktinde Sultan Selim’in kalmakta olduğu daireye gidip amcası Sultan Abdülhamit’in can emanetini teslim ettiğini, saltanat nöbetinin kendilerine geldiğini arz ettiğinde takvimler miladi 1789 yılını gösteriyordu. III. Mustafa ve Mihrişah Sultan’ın oğlu olan III. Selim,...
( Elveda ey ramazan, merhaba ey bayram) “Topa beş dakika var. Ortalık kararıyor. Mahalleden saka geçti, arkasında su tulumu ile ciğerci geçti, arkasında mahallenin bütün Sarman ve Mestanları ile turşucu geçti, en gür sesi ile: Lahana, biber turşusuuuu … Bir...
“İman edip iyi işler yapanlara gelince onlar cennette nimetlere ve sevince mazhar olacaklardır.” Rum 30-15 Bu ayeti kerimedeki nimetleri müfessirler “güzel nağme, hoş ses” olarak tefsir edip Cennet ehlinin orada hoş nağmeler dinleyeceği şeklinde yorumlamışlardır. Müziği oluşturan iki unsur ses...
Müzik, ölçülü ve düzenli seslerin ritimli veya ritimsiz olarak bir araya gelmesidir. Müziğin temelini oluşturan ses ve ölçü yani usûl ve ritim en önemli organımız olan kalbimizin atışına benzer. Kudümdeki “düm- tek”ler bir güçlü bir zayıf kalp atışı gibi vurulur....
8 Mart Dünya Kadınlar Günü arifesindeki bu yazıda Osmanlı’da kadın müzisyenler ve onlara verilen değerden bahsedeceğiz. 1857 yılında New York’ta zor şartlarda çalışan fabrika işçilerinin daha iyi çalışma koşulları isteğiyle başlattığı grev sonucu çıkan yangın 129 kadının hayatını kaybetmesiyle sonuçlandı....
“Büyük Itrî’ye eskiler derler, Bizim öz musikimizin piri; O kadar halkı sevk edip yer yer, O şafak vaktinin cihangiri, Nice bayramların sabah erken, Göğü, top sesleriyle gürlerken, Söylemiş saltanatlı Tekbir’i.” Yahya Kemal Beyatlı, yukarıda ilk bendini yazdığımız şiirinde büyük bestekârımız...
Meşk, geleneğimizde önemli bir yer tutan, asırlarca kullandığımız bir eğitim yöntemidir. Kelimenin sözlükte ilk anlamı “yazı alıştırması” olarak geçse de musiki eğitiminde neredeyse düne kadar (yüz yıl öncesine kadar) kullanılagelen bir yöntem olmuştur. Hattattın öğrencisine yaptırdığı yazı alıştırması meşkin ilk...
Osmanlı toplum hayatı içinde musiki her zaman önemli bir yere sahip olmuştur. Siyasi, askerî, coğrafi eğitimlerinin yanında kültür sanat alanlarında da çok iyi bir eğitimden geçen padişahların birçoğu bestekâr, hattat, şairdi ve en az bir enstrüman çalıyorlardı. Sanatı ve sanatçıları...
II. Mahmut’un vefatından sonra tahta geçen Sultan Abdülmecid, Batı müziğine daha fazla önem verince Hammamizâde İsmail Dede Efendi, Türk musikisinin eski itibarını yitirdiğini düşünerek “Bu oyunun artık tadı kalmadı” deyip saraydan ayrılmış, sonra da hac vazifesi için gittiği Mekke’de sırlanmıştır....
Bir önceki yazımızda Hammamizade İsmail Dede Efendi gibi bir dehayı tanıtmaya başlamıştık, bu yazımızda devam ediyoruz. 1804 yılında önce şeyhini, ardından oğlunu kaybederek perişan olan Dede Efendi, ızdırabını “ Bir gonca femin yaresi var ciğerimde” diye başlayan beyâti besteyle dile...
Pek çoğumuzun severek dinlediği “Yine bir Gülnihal aldı bu gönlümü” adlı rast şarkının yanında pek çok muhteşem eser bestelemiş olan Hammamizade İsmail Dede Efendi 9 Ocak 1778’de Kurban Bayramı’nın ilk günü İstanbul Şehzadebaşı’nda dünyaya gelmiştir. Doğduğu günden dolayı kendisine “İsmail”...
Müzik, dilimiz ve dinimiz gibi bizi biz yapan değerlerden, kimliğimizi gösteren bir ifade şeklidir. Hayat tarzımızı, değer yargılarımızı, örf, âdet ve geleneklerimizi yansıtır; sonraki kuşaklara aktarır. Bir Orta Asya topluluğu olup bozkır kültürünü temsil eden, çok eski çağlardan beri müzikle...
İnsan, yüksek duygularla donanmış, ruhunda ebediyet düşüncesi, güzellik aşkı bulunan bir varlık olarak yaratılmıştır. Bu hayatın görünenden ibaret olmadığını biliriz. Gözümüzün göremeyeceği, hiçbir kitapta yazmayan durumlara kalbimiz ve duygularımız yoluyla aşina oluruz. İşte duygularımızı ifade eden en güçlü vasıtalardan biri...