Müzik, ölçülü ve düzenli seslerin ritimli veya ritimsiz olarak bir araya gelmesidir. Müziğin temelini oluşturan ses ve ölçü yani usûl ve ritim en önemli organımız olan kalbimizin atışına benzer. Kudümdeki “düm- tek”ler bir güçlü bir zayıf kalp atışı gibi vurulur.
Sözlükte “Kalkma, ayakta durma” kökünden türeyen makam sözcüğü ise “durulan yer” anlamına gelir. 15. Yüzyıla kadar makam yerine şed veya devir sözcükleri kullanılmış, büyük Türk bilgini Hoca Abdülkadir Meragi’den itibaren “makam” tabiri kullanılagelmiştir. “Türk musikisinde belirli aralıklarla birbirine uyan mülayim seslerden kurulu bir gam içerisinde özel bir seyir kuralı olan musiki cümlelerinin meydana getirdiği çeşniye makam denir.”[i] Türk müziği Batı müziğinin aksine belirli bir düzen içerisinde giriş, gelişme ve sonuçtan oluşan bir kompozisyon şeklindedir. Makamlara tat verip, duygularımızı harekete geçiren işte bu seyir kurallarıdır.
Ses aralıkları arasındaki belirli bir düzende özel bir seyir kuralı içerisinde başlangıç notasıyla karar sesi arasında gezinti yapılarak oluşan makamlar dinleyenlerde farklı hisler meydana getirir. Muallimi Sani olarak adlandırılan büyük düşünürümüz Farabi’nin dönemin hükümdarının meclisinde bulunanları ud benzeri bir enstrümanla önce güldürdüğü, sonra ağlattığı, sonra da uyuttuğu rivayet edilir ki daha sonra -19. Yüzyılda- bunun bir benzerini Kazasker Mustafa İzzet Efendi II. Mahmut huzurundaki Avrupalı misafirlere neyle yapmıştır.
Müziğin tıp bilimi ile ilgisi olduğu gerçeğini çok eski dönemlerden beri bilen atalarımız, Orta Asya’dan itibaren müzikle tedavi yöntemini kullanmışlardır. Baksı ve kam olarak bilinen şifacılar müzik, dans ve duayla bazı ruhsal hastalıkları tedavi ediyorlardı. Yusuf Has Hacip’in “Kutadgu Bilig” isimli ilk siyasetname örneği olan kitabında, kanaati ve akıbeti temsil eden vezir Odgurmuş, hakana “Bazı insanlar yoksul, bazıları da kaygı ile yıpranmışlardır. Bunların ilacı, dertlerine derman sendedir. Bunların kamı ol.” diyerek kamları doktorlarla bir tutmuştur. Kamların tedavisinde müzik aletleri kutsal görülürdü. Özellikle yaylı bir çalgı aleti olup iniltili bir ses çıkaran kopuz tedavilerin olmazsa olmazıydı.
Avrupa’da 18. yy. sonuna kadar akıl hastaları ya zindanlara kapatılır ya da diri diri yakılırken Selçuklulardan itibaren Anadolu’da açılan bîmarhanelerde şefkatle tedavi ediliyorlardı. Buralarda su sesi, kuş sesi gibi doğal sesler yanında güzel melodilerden de yararlanılıyordu. Özellikle durgun, yaşam sevincini kaybetmiş, etrafında olup bitenlere ilgisiz, melankolik hastaların iyileştirilmesinde musiki makamları tedavinin önemli bir parçasıydı. Dünyaca bilinen tıp alimi İbni Sina, hem çocuk hem yetişkin akıl hastalarının meşguliyet, şok, telkin, müzik ve ilaçla tedavi edilebileceğini belirtmiştir.
19. yy başlarında yaşamış olan Hekimbaşı Gevrekzade Hasan Efendi müzikle tedavi konusunda çalışmalar yapmış ve hangi makamların hangi çocuk hastalıklarına iyi geldiğini belirtmiştir. Birkaç tanesi şöyledir:
1.Rast makamı: Havaleye ve felce iyi gelir.
2. Irak makamı: Menenjit ve felce iyi gelir.
3. Buselik makamı: İnsan vücudunu ve yorgun beyni dinlendirici etkisi vardır.
4. Uşşak makamı: ayak ağrılarına iyi gelir.
5. Neva makamı: Gönül okşayan makam olup kötü düşünceleri yok eder.
Farabi ise makamların ruha etkilerini şu şekilde sınıflandırmıştır:
Rast makamı: İnsana neşe, huzur verir.
Saba makamı: Cesaret, güç verir.
Zirgüle makamı: Uyku verir.
Uşşak makamı gülme hissi verir.
Neva makamı: Lezzet ve ferahlık verir.
İsfahan makamı: Hareket becerisi ve güven duygusu verir.
Rehavi makamı: İnsana sonsuzluk düşüncesi verir.
Müziğin şifası bu kadar değil elbet. Bir sonraki yazımızda bu konuya devam edeceğiz. Özellikle ruhsal hastalıkların çok arttığı çağımızda modern toplum insanı şifayı nerede arayacağını bilemediğinden çıkmaza düşmektedir. Ramazan ayının uhreviyetinin ve insanı Yüce Yaratıcı’ya yaklaştırıp ilahi aşkı artıran Türk musikisi makamlarının şifa olması duasıyla…
[i] Töre- Karadeniz Türk Musikisinin Nazariye ve Esasları
2. Tanrıkorur Cinuçen, müzik kültür dil, Dergah Yayınları
3. Tanrıkorur Cinuçen, Türk Müzik Kimliği, Dergah Yayınları
4. Güvenç Rahmi Oğuz; “Eski Türklerde Müzik ile Tedavi” Yeni Türkiye Türk Musikisi Özel Sayısı
5. Güvenç Rahmi Oğuz; “Türk Müzikterapi Geleneği” Yeni Türkiye Türk Musikisi Özel Sayısı
6. Altınökçek Haşmet; “Türk Tıbbında Müzikle Tedavi” Yeni Türkiye Türk Musikisi Özel Sayısı
Maşallah mûsikîde oldukça FAZİLET’lisiniz.Teşekkürler
Teşekkür ediyorum
Fazilet hocam ,emeğinize sağlık.yazılarınızla şifalandık
Teşekkür ederim