Prof. Dr. Yücel ACER
Birçok komşuyu kendi evinde ev sahipliği ile bir araya getirebilmek, ağırlamak, belirli meziyetlere sahip olmayı gerektirir. O saygı duyulan olacaksınız güvenilen olacaksınız saygı duyan olacaksınız. Yeri geldiğinde başkalarının derdiyle dertlenen kötü gün dostu olacaksınız. İhtiyaç duyulduğunda Yardım kolunu uzatan olacaksınız. Yeri geldiğinde çekinmeden adaleti söyleyeceksiniz.
Bu belirttiklerim devletlerarası ilişkilerde de neredeyse aynı şekilde geçerlidir. Güvenilen saygı duyulan gerektiğinde yardım eden gerektiğinde doğru söyleyen gerektiğinde hakkı savunan bir devlet olacaksınız. Bunlar üzerine biz de güçlü devlet olacaksınız meziyetine ayrıca koymak gerekir.
Geçen yıl birincisi bu sene de ikincisi yapılan Antalya Diplomasi Formuna davet edilip katılmamla beraber daha ilk saatlerinde, hiç beklemediğim büyüklükte bir faaliyetle karşı karşıya olduğumu fark ettim. Bir yana dönüp bir çok devlet başkanını yanı başında görmek, diğer yana dönüp dünyanın her bölgesinde hükümet başkanlarına bakmak, öbür yana dönüp Afganistan dahil sorunları büyük birçok devletin dışişleri bakanlarını görmek, “bu kadarını beklemiyordum” dedirten görüntüler oldu. Sadece devlet başkanları değil, NATO Genel Sekreteri dahil birçok önemli uluslararası örgüt temsilcileri, alanında adı bilinen akademisyenler ve uzmanlar da oradaydı. Yakın bölgemizden sadece Yunanistan’dan devlet adamlarının olmayışı, kıskançlık hissi yaratacak bir faaliyet olduğunun bir başka delili gibi idi.
Katılımcıların niteliği, düzeyi ve sayısı bir yana, her bir panelde ele alınan konuların, uluslararası toplumun canını en çok acıtan ve dolayısı ile en büyük meseleler olması ayrıcı dikkat çekici idi. Afganistan’da neler olduğunu, neler olacağını ve Afgan Yönetimi’nin dünyadan beklentilerini Afgan Dışişleri Bakanı’nın da katıldığı oturumda dinledik. Enerjiden kamu diplomasisine, deniz sorunlarından Kıbrıs meselesine kadar birçok konu, meselenin doğrudan içinde olan devlet başkanları, başbakanlar, dışişleri bakanları ya da uzmanların konuşmacı olarak katıldığı oturumlarda ele alındı. Bosna-Hersek’te bir türlü oturmayan yönetime dair sorunları, cumhurbaşkanlığı başkanlık konseyinin olan en üst düzey şahsiyetlerden dinledik.
Antalya Diplomasi Forumu’nun ilk gününde Türkiye’nin büyük bir diplomasi başarı örneği göstererek, Ukrayna ve Rusya dışişleri bakanlarını bir araya getirmiş olması, Türkiye’nin dünyadaki yerine dair güçlü bir algı oluşturmuştur. Bununla beraber, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı ile Ermenistan Dışişleri Bakanı’nın uzun yıllar ve ağır sorunlar sonrasında yüz yüze bir görüşme yapması ve beraber ortak basını açıklaması yapması hem küresel hem de bölgesel istikrar ve barış adına bir başka önemli adım olmuştur.
Basına yansımayan ama bana göre Forum’unun çok önemli yönlerinden birisi de katılımcı genç sayısı idi. Türk Dışişleri Bakanlığı güçlü bir öngörüyle yaklaşık 500 öğrenciyi Forum’a dahil etmiş, katılımlarını sağlamış ve gençlerimizin günümüz devlet adamlarını, akademisyenlerini, uzmanlarını doğrudan görme ve tanışma imkanı elde etmelerini ve dünyanın en önemli konularını birinci elden dinlemelerini temin etmiştir. Üniversitede okuyan bir genç olup da böyle bir imkanı yakalamak ancak Antalya Diplomasi Forumu düzeyinde bir faaliyet ile mümkün olabilirdi. İkinci Antalya Diplomasi Forumu ile 500 gencimiz daha, geleceğe dair beklenti ve anlayışlarına büyük bir katkı sağlama imkanı bulmuş oldular.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türkiye’nin dünya ile iletişiminde önemli bir zemin haline gelmekte olan Antalya Diplomasi Forumu’nun ikincisini gerçekleştirdi. Geriye kalan iş, bu değerli faaliyeti mutlaka korumak ve geliştirmek olmalıdır
Yücel hocam eline sağlık, güzel bir değerlendirme olmuş.